MEB'e gerçek bir öneri.
72 aydan bir tek gün bile almamışsa çocuğu okula başlatmayalım lütfen. Okula erken başlatılan her çocuk kanaatimce birer kayıptır.
İlle de; ay, gün hesabı yapmayalım denilecekse, bu konuda yetkinin kesinlikle öğretmende, işin emeğini verecek olan öğretmende olması gerekmiyor mu?
Bu konuda rapor, idareci tasarrufu, bakanlık görüşü, üniversitelerin bireye dair eğitim yaklaşımları, çeşitli öğretme teknikleri ve çocuk psikolojisi teorilerinin sınıfta kıvranan, eziyet çeken çocuğa, suçlanan öğretmene, hayal kırıklığı yaşayan veliye, ne yapacağını şaşıran idareciye, formalite rapor veren doktora hiçbir faydası olmuyor. Ülke için de büyük bir kayıp.
Çocuk için, okul hayatı adına kötü bir başlangıç. İleride yaşanacakların sorumluluğunu alan da olmuyor, olmayacak da. Eğitim yaşına dair, her öneri bilimsel de olsa, kültüre, sosyoekonomik koşullara, aile yapısına, aile bireylerinin eğitimle alakasına, iletişimlerine, eğilimlerine, coğrafi etkenlere, veli profiline, çocuğun kendisine göre değişiyorken; standart başlatma yaşı makul iken, çeşitli kaygılarla onu aşağı çekmek hiç gerçekçi bir yaklaşım değil. İrdelenirse bilimsel de değil.
Olan çocuğa oluyor. Her öneri, uygulama aşamasında gerçek verilerle sınanmalı ve tutmuyorsa, verimli sonuçlar vermiyorsa derhal bırakılmalı, ısrar da olmamalıdır.
Kayıp kuşaklara bir yenisini daha eklemekten öteye geçmeyeceği aleni bir şekilde ortada. Bu ısrar herkesi bıktırır. Çocuk, öğretmen ve idareci üstündeki bu baskıyı lütfen kaldırınız.
Bir çocuğun okula hazır olup olmadığı, okula başlayıp başlamayacağı konusu, veliye, idareciye, bilmem kimlere bırakılacak kadar basit bir iş olmamalıdır. Bu konuda etik olarak, gerçekçi olarak tek yetkinin o yıl onu okutacak olan öğretmenden başkasına düşmez, düşmemeli de.
Ebeveyn de olsa veliye de düşmez (ebeveynlik hakkına saygımız sonsuz fakat veli var, veli var...) Çocuğun okula başlatılması, sınıfını geçip geçmeyeceği gibi konularda hak; sahibine, öğretmene devredilmelidir.
Bir şeyleri erkene alınca, hızlandırınca, çok yükleme yapınca neticesi de çok olmuyor. Olmanın da bir zamanı var. Her şey doğasında gelişip, güzelleşir. Bu uygulama nereden esinlendiyse, bırakın onlarda kalsın. Bize, insanımıza, kültür dokumuz ve çocuk yetiştirme tarzımıza uymuyor. Tutmuyor. Israr da etmeyin lütfen.