ÇOCUĞU OKULA BAŞLAYAN ANNE-BABALARA
Meslekte 15.yılını çalışan bir öğretmenim ben. Ancak bu yazıyı bir öğretmen olarak değil de çocuğu geçen yıl 1.sınıfta okuyan bir öğrenci velisi olarak yazıyorum.
1.sınıfa başlayan her çocuk; okul kültürüne yabancı olduğu için belli tereddütler ve korkularla okula başlayacaktır. Bu nedenle anne-babaların korkuyu yenmesi için çocuğunu yüreklendirmesi ve okulun çocuğa kazandıracağı güzellikleri iyi anlatması gerekir.
Kendi okul yaşantınızdaki kötü hatırları, öğretmenlerle yaşadığınız olumsuz durumları lütfen çocuğunuzla paylaşmayınız. Çocuğunuzu okulla yada öğretmenle korkutmayınız. Olumsuz örnekler yerine, okulda yeni oyunlar öğreneceğini ve güzel arkadaşlıklar kuracağını anlatabilirsiniz.
Okuma yazma süreci, ses temelli yürütüldüğü için, çocuğunuza daha çabuk okuma-yazma öğretmek amacıyla harfleri öğretmeye kalkmayın. Örneğin z sesini öğrenecekse zeeee diye değil zzzzzz diye öğrenmelidir. Bu nedenle henüz öğretmenin başlamadığı harfleri öğretmeye çalışmak yada alfabeyi öğretmek fayda sağlamadığı gibi sesi öğrenmesini daha da güçleştirecektir.
Okuma-yazma sürecinin hazırlık aşamasında, çizgi çalışmaları çoğunuza sıkıcı gelebilir. Bazen verilen ödevin fazla olduğunu da düşünebilirsiniz. Ancak bunu çocuğunuzun yanında konuşmayın. Çocuğunuzun kulağına ödevlerin fazlalığı ve okulun/öğretmenin yaklaşımına dair olumsuz sözler kaçırmayın, kaçırmayın ki çocuğunuzun bilinçaltında okuluna/öğretmenine karşı olumsuz yargılar yerleşmesin.
Ödev, çocuğunuzun sadece bilgilerini pekiştirmesini sağlamayacak aynı zamanda onun sorumluluk duygusu kazanmasına da faydalı olacaktır.
Ödevleri bu açıdan değerlendirin ve asla çocuğunuzun yerine ödev yapmaya kalkmayın. Ödev yaptırmak için rüşvet teklif etmeyin. Ödevini bitirirsen sana şunu alacağım diyerek yaptırdığınız ödevi çocuğunuz kendi görevi olarak görmeyecektir. Sanki sizin bir işinizi halletmiş gibi düşünecek bundan sonra yapacağı her ödevde daha fazlasını isteyecektir.
Rüşvetle ödev yaptırmak yerine, neden ödev yapması gerektiğini, okul hayatının sonucunda elde edeceği kazanımları ve okumanın dünyasını nasıl değiştireceğini çocuğunuza anlatabilirseniz, ödevlerin hiç de öyle korkutucu olmadığını göreceksiniz.
Çocuklar, televizyon-teblet-bilgisayar gibi teknolojik cihazlarla iç içe. Oyun yada çizgi film konusunda bağımlı gibiler. Çocuğunuz okuldan geldikten sonra, eline tableti alıp oyun oynamaya başladıysa yada televizyon karşısında çizgi film izliyorsa bırak şunu geç ödevini yap cümlesi olumsuz etki yapacaktır. Böylece çocuk; ödevi, onu güzel şeylerden alıkoyan bir zorunluluk gibi görecektir. Bunun yerine sanırım ödevini oyun oynadıktan sonra yapacaksın diyerek ödevin yapılacağını hatırlatmak çocuğun ödevlere karşı bakışını olumluya çevirecektir.
Belli bir plan çerçevesinde günlük ödevlerinin yapacağı zaman dilimini belirleyip, bunu bir düzene oturttuğunuzda çocuğunuzun ne kadar sorumluluk sahibi olduğunu gözlemlemek size de büyük keyif verecektir.
İlk okuma-yazmaya başladığında, sesleri kendi birleştirecek, örneğin siz mutfakta yemek yaparken, eline aldığı bir paketteki markayı size okumaya çalışacaktır. O an elinizdeki iş çok önemli dahi olsa bırakın ve çocuğunuzun okuması için fırsat oluşturun ve onu can kulağıyla dinleyip, yüreklendirin.
Bu, onda okuma isteğini artıracaktır. Çocuğunuzun kitap okuma sevgisi kazanması; sizin kitaplara olan ilginizle doğru orantılıdır. Lütfen evde kitap bulundurun, kitap okuyun ve yaşantınızla çocuğunuza örnek olun.
Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamayın. Her çocuğun algısı ve öğrenme hızı bir değildir. Nasıl yürümeyi yada konuşmayı diğer çocuklarla aynı anda öğrenmediyse okuma yazmayı da diğer çocuklardan farklı zamanlarda öğrenecektir.
Çocuğunuzu kendi yapabilecekleri üzerinden, iç dünyasını temel alarak değerlendirin.
Sevgili anne-babalar, unutmayınız ki;
Bir çocuğun sadece tek bir çocukluğu vardır;
Hayatta lazım olan şeyleri öğrenebileceği, başarılı olmak için çalışmak gerektiği sırrını, sevildiğini ve değerli olduğunu öğreneceği, yeni arkadaşlar edineceği, kendini ve başkalarını sevmeyi öğreneceği, tek bir tane çocukluğu vardır.
Bunun bilincinde olun.
Çocuğunuza okulu ve öğretmenini sevdirin.
Gerisi kendiliğinden gelecektir.
Yeni eğitim-öğretim yılının tüm çocuklarımıza, anne-babalara ve cümle meslektaşlarıma mutluluk getirmesini temenni ederim.
Hüseyin Hatıl
ahlathatil@hotmail.com
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]