11 Yaşında Katil, 11 Yaşında Hamile Çocuklar!

Çevrimdışı tamerr

  • Uzman Üye
  • *****
  • 363
  • 60
  • 363
  • 60
16 Şub 2008 11:13:35
Sait Çamlıca
Eğitimci-Yazar

11 yaşında katil, 11 yaşında hamile çocuklar!

11 yaşında bir kız çocuğunun “katil” olduğu ile ilgili haberi okuduktan sonra, sokaklarda rastladığım, o yaşlardaki kız çocuklarının yüzüne daha bir farklı bakmaya çalıştım. “Bu çocuk bu yaşta nasıl katil olur?” sorusunun cevabı dolandı hep zihnimde. Adı üstünde “çocuk”. Anadolu insanının tabiriyle “ağzı süt kokan çocuk”, katil oluyor.

Geçen hafta medyaya yansıyan bu haber, diğer haber bombardımanları ve gündem yoğunluğu arasında kayboldu.

Bazı haberler bizlere geçmişi hatırlatır. Bazı haberler günü değerlendirir. Ancak öyle haberler vardır ki, onlar geleceğe ait ipuçları verir. “Uyarı” niteliğindedir bu tarz haberler. Bugün, 11 yaşında “katil” olan kız çocuğu ile ilgili haber, geleceğin çocuk katilleri sayısının artabileceği konusunda hepimizi uyarıyor olması lazım.

Haber sadece katilin yaşı ile sınırlı değil. İki önemli ayrıntı daha var.

Birincisi, bu katilin bir kız çocuğu olması. 11 yaşında bir erkek çocuğunun katil olmasını normal karşılayacak değiliz elbette. Ancak bu cinayeti işleyen çocuk bir kız çocuğu ise, biraz daha fazla düşünülmesi gerekir.

İkinci önemli ayrıntı, “cinayet biçimi”. İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki kız, İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencisi 9 yaşındaki Abdullah’ı 38 (otuz sekiz) yerinden bıçaklayarak öldürüyor. 38 bıçak darbesi…!

Bıçakla şaka yaparken yanlışlıkla yapılmış bir kaza olsa “tedbirsizlik” der geçersiniz. Veya anlık öfkeyle vurulan bir bıçak darbesinden bahsedilmiş olsa “öfke patlaması – anlık reaksiyon” gibi saptamalar yapılabilir. Ancak 38 yerinden bıçaklanarak, 9 yaşındaki bir çocuğun delik deşik edilmesi, beni daha çok düşündürdü.

Bırakın 11 yaşında bir kız çocuğunun bu kadar hırs, kin, nefret veya vahşet dolu olmasını, yetişkin bir erkek bile genelde bu kadar soğukkanlı olamıyor. Öfkeyle adam bıçaklayan, birkaç bıçak darbesiyle öfkesini dışa vuran insan sayısı çoktur. Bir veya iki bıçak darbesinden sonra kimi korkudan kimi pişmanlıktan dolayı bıçağı elinden atar. Hasmını delik deşik edecek kadar, 38 defa bıçağı saplayacak kadar gözü dönen “yetişkin” sayısı bile çok fazla değildir.

Olay mahallinde kimse olmadığı için olayı gören olmamış. Haber üzerinde düşündüğüm zaman cevaplamakta zorlandığım başka sorular da takılıyor kafama.  Hasmınıza iki bıçak darbesi vurduktan sonra onun acı çektiğini görmeniz halinde merhamet duygularınız harekete geçer. Vücudundan akan kanları görünce sizde korkarsınız. 11 yaşında bir kız çocuğunda zerre kadar merhamet duygusu kalmamışsa bu beni çok düşündürür.

Beş veya altı bıçak darbesinden sonra hasmınız yer düşmüş olur. Ölmemişse bile bayılmış olma ihtimali yüksektir. Ölü veya baygın olan birine defalarca bıçak saplayan bir insanın psikolojisini nasıl tanımlayacaksınız?

“Psikopat” deyip geçebilirsiniz. Bu seferde aklıma başka sorular takılıyor işte. Bir kız çocuğu 11 yaşında psikopat olabilir mi?

Çocuk ve masumiyet kelimelerini yan yana görmeye alışmış insanlar, çocuk ve psikopat kelimelerini yan yana nasıl koyacaklar? Bu çelişkinin sebebi ne? Bir çocuk 11 yaşında “psikopat” olmuşsa bunun suçlusu kim?

11 yaşında, henüz hayatı bile tanımamış, hayata gözleri tam olarak açılmamış bir kız çocuğunun gözü dönmüşse, o çocuğun yetiştiği toplumda ki yetişkinler, neyi gözden kaçırdıklarını düşünmek zorunda değil mi?

9 yaşındaki oğlunun 11 yaşındaki komşusunun kızı tarafından 38 yerinden bıçaklanarak öldürüldüğünü duyan acılı anne “Bu çocuğun böyle bir şey yapabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi” diyor. Kimin aklına gelir ki? Biz, çocuk yaşta katil olan çocuklara alışkın değiliz. Son yıllarda bu ve benzeri haberlerin sayısının artmış olması sizi endişelendirmiyor mu?

Sorun çözme yöntemi olarak şiddet uygulamaktan başka bir yöntem öğrenmeyen (görmeyen) gençler, her alanda şiddet uyguluyorlar. Gençlerdeki şiddeti anlamak ve anlatmakta zorlanmayız belki. Ancak şiddet, çocuklara kadar inmişse hepimiz düşünmek zorundayız.

Ağzı süt kokan çocukların elleri kana bulanmaya başlamışsa, birbirimizi suçlamaktan vazgeçip, “tedbir” almak için neler yapabileceğimizi düşünmek zorundayız.

11 yaşında hamile kalan kız çocuğu ile ilgili de bir şeyler yazacaktım aslında. Ancak yazmaya benim içim elvermedi.

Bu ve benzeri haberleri görünce beynim sorularla dolup taşıyor.

Öyle acayip bir zamanda yaşıyoruz ki, ya bu zamanın çocukları çocuk değil, ya da bu zamanın adamları adam değil.

Bu problemlerin suçunu da çocukların üzerine atıp, sorumluluktan kaçmak adamlığa sığar mı?

İlkokul beşinci sınıfta okuyan herhangi bir kız çocuğunun gözlerinin içine bakarken, “suçlu kim?” sorusunun cevabı üzerinde düşünmeye başlamak zorundayız.

Aksi takdirde “çocuk ve şiddet” başlıklı haberlere alışmak zorunda kalırız.

Sait ÇAMLICA

Eğitimci – Yazar

Çevrimdışı TMurat

  • Site Yöneticisi
  • *****
  • 10.225
  • 65.298
  • 10.225
  • 65.298
# 16 Şub 2008 13:39:04
Yeni göreve başladığım "köy" okulunda bu olaya benzer bol bol örnekler gördüm.

Öğrenciler etrafımı sarmış zevkle anlatıyor:

"Hocam, (Öğretmen de değilim, hocayım onların gözünde.) E....'nin ağabeyi S...... hocayı bıcakla kovaladı. S..... hoca korkusundan masanın arkasına saklandı."

Bunları dinlerken öğrencilerin gözündeki gururu, "başarı duygusunu" görebiliyordum. İşim zordu ama asıl zorluğun kaynağını bilmiyordum.

Köydeki "örnek" insanlardan biriyle konşuyorum. Oğlundan bahsediyor. 7. sınıftaki tüm öğretmenlerin kendisinden korktuğunu hatta teftişe gelen bazı müfettişlerin bile yanına yaklaşamadğını övüne övüne anlatıyor. Zaten kendisi de öyleymiş zamanında. Kendi öğretmenini taşla kovalamış olmanın zevkini hala sezebiliyorum.

11 yaşındaki katillerin nasıl yetiştiğini, kimlerin yetiştirdiğini iyi sorgulamak gerekir.

Çevrimdışı bombak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 375
  • 557
  • 375
  • 557
# 16 Şub 2008 14:29:50
bence televizyon ve internetin olumsuz yönleri bu yaşananlar...Eskiden kimse görmezdi,bilmezdi  ama şimdi herşey gözler önünde ben o yaşlarda çizgi film izlerdim ve izlediklerimi aynen tekrarlardım,Teknoloji çocukları olumlu etkilediği gibi olumsuz da etkiliyor.

Çevrimdışı a.pınar şirin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 923
  • 465
  • 923
  • 465
# 16 Şub 2008 14:36:13
çocuklar hep masumdur dünde yarında.ama vahşette bir olgunun bilgisidir ve tüm bilgiler gibi öğretilebilir.
kimler neler öğretiyor çocuklarımıza?

Çevrimdışı RakiSeda

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 314
  • 119
  • Okul Müdürü
  • 314
  • 119
  • Okul Müdürü
# 17 Şub 2008 00:52:10
sabah kuşağı kadın programlarıyla uyanıp, erkekliğn kitabını(!) yazan dizilerimizle uyuyan anne babalar çocuklarına da bunları farketmeden örnek model olarak sunarak, çocukları bu hale getiriyorlar. tabiki tek neden bu değil ama medya büyük düşman...

Çevrimdışı N.HÜLYA

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.167
  • 5.003
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.167
  • 5.003
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Şub 2008 01:23:23
tamerr öğretmenim çok önemli bir konuya değinmişsiniz, teşekkürler. Yazıyı okuduğumda çok üzüldüm. Ama bu yazı şiddetin ne boyutta olduğunu tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor. Bu bağlamda medyanın özellikle televizyonun şiddet yönü ön plana çıkmış programları  çocukların izleyebileceği saatlerde yayınlamış olmalarını önemli neden olarak görüyorum. Çizgi filmlerde bile şiddet ve ölüm ön planda oluyor. Çocuk da ailesinde, çevresinde, televizyonda şiddet gördükçe bir süre sonra bunu doğal görmeye başlıyor ve duyarsızlaşıyor.
Artık çocuklar internette oyun oynarken sadece ölümden ibaret olan oyunları seçiyorlar ve de bundan keyif alıyorlar. Bence toplum olarak önlemler alınmalı,  özellikle televizyonda şiddetin olmadığı sevginin ön plana çıkarıldığı programlarla toplumun eğitilmesi sağlanmalı. Ve de bu eğitime daha pek çok yöntemle toplumun her kesimine ulaşacak şekilde bir an önce başlanmalı diye düşünüyorum.

Çevrimdışı mynameis

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 90
  • 15
  • 90
  • 15
# 07 Haz 2008 09:42:25
üzücü

Çevrimdışı Saynur25

  • Üye
  • *
  • 30
  • 5
  • 30
  • 5
# 07 Haz 2008 11:48:06
Şu an çalıştığım yerde geçen yıl ve önceki yıl benzer şeylerle karşılaştım.Arkadaşını öldürmeye götüren çocuk (10 yaşında) acıyıp öldürmekten vazgeçip boynunda sigara söndürürüyor çocuk bir yolunu bulup kaçınca olay ortaya çıkdı.Yapan çocuk ve ailesi inkar ediyorlar.Babasının sözü şu benim oğlum yapmaz yaparsa da çocuktur.Birşey demem .Aynı yılki çocuklardan bazılarında bıçak ve benzerlerini sık sık yakalıyordum.Birine bunu niye getirdin diyince arkadaşı ona futbol oynarken faül yapmış onu bıçaklayacaktık dedi.Burda bazen sokakta yürürken rastladığım olaylardan biri de;2-3 yaşlarında bir çocuk babasının elinden tutmuş bir başkasına seni bıçaklarım seni parçalarım diyor baba da bunu gururla izliyor gülüyordü.Ailelerde bu yönde bir teşfik özendirme olmazsa çocuklar bu kadar ileriye gidemezler.Bunlar normal görülüyor ve özendiriliyor.Bu çocuklar büyüdükçe daha büyük suçlara karışıyorlar Filmlerin haberlerin veriliş şeklini sıklığının da çok büyük bir etkisi var tabii Çocukların yaptıkları yanlışlardan birinci derecede aileler sorumlu tutulmalı.Belki çocuklarının ne yapıp ettikleriyle daha yakından ilgilenmek zorunda kalırlar Okulun bu tür aile çocuklar üzerinde olumlu etkisi yok denecek kadar az kalıyor.Eminim bana katılmayacaksınız ama yaşdıklarımdan sonra böyle düşünmeye başladım.Bir de çizgi filmlerdeki sevimlileştirilmiş şiddet ve aşık olma konularının ne kadar yoğun işlendiğine dikkat ettiniz mi?Avrupa da yayından kaldırılan çizgi filmlerin bizim gibi ülkelere yüksek paralarla satıldığını duymuştum Çizgi film deyip geçmeyelim çocukların psikolojisini direk etkileme gücü olan şeyler.

Çevrimdışı nikel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 931
  • 184
  • 931
  • 184
# 07 Haz 2008 12:09:40
Bundan 20 sene önceki Romanya ve Bulgaristan gibi olmaya başladık.
Anası babası belli olmayan ve köprü altlarında yatan, küçük yaşta hamile kalıp , çocuğunu doğurup çöpe atan, küçük yaşta belinde saldırma ile gezen çocukların diyarıydı bu iki ülke.
Yavaş yavaş bizim büyük kentlerimiz de bu şekilde olmaya başladı.
Tabii bir de bizim oğlum büyüyor , küfür de eder , kavga da eder, vurur da artistliğmiz var ya.
Sanki oğlan çocuğu olunca , asıp da gölgesine yatabilecek.
Görmemişin çocuğu olmuş çekmiş kopartmış hesabı.
Bir bilseler 7 yaşına kadar verilmesi gerektiğini, 7 yaşına kadar verilenini meleke haline geldiğini. Ondan sonra istediğin kadar uğraş , düzeltemeyeceğini.
En azından küçük çocuğu olan ailelere bir kere olsun bunu söylemek lazım.
Umursasa da , umrsamasa da...

Çevrimdışı melf

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.424
  • 3.512
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 3.424
  • 3.512
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2008 12:28:31
tamerr hocam paylaşımınız için teşekkürler.yazıyı bir solukta gerçekten içim ezilerek okudum.çok yazık.
eskiden adamlık sandığından mıdır bilemem,eğitimsizlikten,cahillikten,yaşam şartlarından gibi birçok bahane bulunabilecek nedenlerden adam karısını döverdi,kadın da çocuğunu ve böylece yaşanır giderdi belkş bize çok uzak gelen göremediğimiz ama epey örneği mevcut olan ailelerin çoğunda.
sanırım zaman geçtikçe o silsileye bazı şeyler eklendi.adam karısını döver anne çocuğu ve çocuk da arkadaşalrına saldırmaya hatta tüm nefret ve öfkesini alamayıp öldürmeye başladı.
tabi sadece aile içi şiddet değil,birçok TV programları,çevre,artık yiğitlik,mertlik,adamlık,insanlık kavramlarının bizim bildiğimiz anlamlarının yitmesi ve başka anlamlar yüklenmesi,eğitim ve öğretime gerekli itinanın gösterilmemesi ve nerdeyse herkesin kendini mükemmel ve bilinçli anne baba sanması,kalemin gücünün kılınçtan daha etkili olduğunun unutulması,toplumun kendi kültürüne sahip çıkmaması,arada sıkışmış hem batıya özenen hem de ekonomik şartlarıyla o şekilde yaşayamayan sürekli mutluluğu aramaya çalışan ama yanlış yerlerde arayan insanlar olmaya başladık sanırım...
otobüse dolmuşa özellikle liselilerin çıktığı saatte binmeye korkuyorum.Allahım bağıra bağıra saçma sapan konuşmalar küfürler el hareketleri ....çok üzülüyorum çoook

Çevrimdışı atlantik

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 227
  • 87
  • 227
  • 87
# 07 Haz 2008 21:03:04
  Bu yaşanılanların daha da artması kaçınılmaz bir gerçek...Adam öldürmeyi maharet gibi gösreren ve izlenme rekorları gösteren diziler(Adı lazım değil),sinemalar sağolsun.

Çevrimdışı erdem66251

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 144
  • 21
  • 144
  • 21
# 07 Haz 2008 21:20:26
nerden nereye...........

Çevrimdışı sedmoon

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 851
  • 611
  • 851
  • 611
# 09 Haz 2008 11:01:50
peki bizler ne yapacaz bu durumda... bize düşen ne ?

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 09 Haz 2008 11:50:22
Ahlaki erdemlilikten soyutlanan gençliğin cıktısı böyle oluyor maalesef...

Çevrimdışı adem801

  • Üye
  • *
  • 35
  • 3
  • 35
  • 3
# 09 Haz 2008 12:40:55
Arkadaşlar Bu Tür Olayların Tarihi Çok Eskilere Dayanıyor. Tazminittan Bu Yana Devam Etmektedir.millet İki Sütun Üzerinde Yükselir.biri Din Diğeri İse İlimdir.milletimiz Tanzimattan Bu Yana Din Sütunu İhmal Edildi İlim Sütunu İse İlim Diye Gereksiz Batı Kütürü Öğretildi.bu İki Sütun Dengeli Yükselirse Ancak Dengeli İnsanlar Ortaya Çıkar Yetiştiririz.bizler Sadece İlim Diye Millete Değerlerinden Kültüründen Dininden Uzak Olan İlimler Yükledik.millitin Ayakta Duracak Bu İki Sününun Birisi Sürekli Unutturmaya Çalştık.tabiki Sonuçta Evlat Annesini Babasını Kesti,kapkaççı Oldu,hırsız Oldu,tecavüzü Normal Bir Durum Saydı,büyüğünü Küçüğünü Bilmeyen Bir Nesil Ortaya Çıktı.allah Milletimize Devletimize Zeval Vermesin.inşaallah Bu Tür Vahim Olayları Bir Daha Yaşamamak İçin Yeni Eğitim Proğramları Hazırlanır Da Bu Tür Olayların Önüne Geçilir Yoksa Durum İnanınki İyiye Gitmiyor .hepinize Selamlar.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK