12 Mart İstiklal Marşımızın Kabulü

 "Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın" M AKİF ERSOY...

Mehmet Akif ERSOY' un hayatı..

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

basit anlatıldığı için alt sınıflara da hitap ediyor..

İstiklal Marşı'mızın Ne Kadar Öenemli Olduğunu Bilen Kaç Kişi Kaldı? Soralım Şöyle Bir Okullarımızda Öğrencilerimize Kaçı Ezbere Okuyabiliyor. Yeni İlköğretim Müfredatında İstiklal Marşı Konu Olarak Bile Alınmamış. Koskoca Bir Unutkanlık Mı Yoksa Kasıtlı Ve Bilerik Mi Yapılıyor? Ya Geçen Yıllarda Bakanlık Yapmış Biri Ne Demişti?" İstiklal Marşı Sadeleştirilmelidir." Akif Bu Sözleri Duysa Kemikleri Sızlar. Ülke Yönetenler Gaflet, Dalalet, Hatta Hiyanet İçindeler. Allah Bu Millet Bir Daha İstiklal Marşı Yazdıracak Günler Yaşatmasın.

tabiki Akif'in diğer yönlerini araştırdım. hatta öğrencilerime bile her yönüyle anlattım. iyi bir güreşçidir, yüzücüdür, haliçte yüzmüştü, şimdi bile bilinmeyen sporlardan gülle atarmış. onun harcinde kuranı kerim 'i tefsir etmiştir. baytar mektebini bitirdiğini mzaten bilirsin. akif in daha bir çok yönü vardır bilinmayen.

tabiki Akif'in diğer yönlerini araştırdım. hatta öğrencilerime bile her yönüyle anlattım. iyi bir güreşçidir, yüzücüdür, haliçte yüzmüştü, şimdi bile bilinmeyen sporlardan gülle atarmış. onun harcinde kuranı kerim 'i tefsir etmiştir. baytar mektebini bitirdiğini mzaten bilirsin. akif in daha bir çok yönü vardır bilinmayen.

yukarıda linkini verdiğim "Mehmet Akif ERSOY'un Hayatı" nda da bu bahsettiğiniz yönleri anlatılıyor hocam..o yüzden bunu öğrencilerimize izlettirmeliyiz..ki Mehmet Akif ERSOY'u sadece isim olarak bilmesinler..

arkadaşlar istiklal  marşını dinlerken nelere  dikkat etmemiz gerektiği hakkında yazı arıyorum ama bulamadım bi türlü. yanlış anlaşılmasın tabii ki de biliyorum nasıl davranılacağını ama yazılı bir kaynak gerek acilen. yardımcı olursanız sevinirim...

Arkadaşlar Sitedeki Bir Sunuyu Bu Gün Öğrencilerime İzlettireceğimekliyorum...

SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ’NE
Bu cennet vatanın bekası için çıktılar yola,
Binlerce Mehmet’im ayrıldı üç ayrı kola
Allahuekber Dağlarında verildi mola,
Yollar Çanakkale’ye, Yemen’e, Sarıkamış’a…

Üçüncü Ordunun seçilmiş doksanbin eri,
Cennetlik bir ordunun bu son seferi,
Geriye dönmeyecekmiş meğer tek bir neferi…
Mahşere kalmıştı yine, düğünleri, tüm ümitleri…

Soğuktan buz tuttu gözleri, tükendi birden dizlerin feri,
Sarıkamış’ta kaldı, Mehmet’lerin o nur bedenleri
Toprak ağır bir bedelle almıştı, o dağ gibi koçyiğitleri,

Mehmet’im bir başka uykuya dalmıştı burada,
Kurban verilmişti doksan bin nefer vatana, yurda,
Bu aziz vatanı vermediler o namert çakala kurda,
Ruhları hala nöbettedir Çanakkale’de, Sarıkamış’ta…

Dedi ki Mehmet’im.
Biz bu ordunun savaş erleriydik geldik buraya,
Hiç gönül koymadık ki biz, yâre, yarene hasret sılaya,
Göğsümüze değmedi, ne top, ne de bir mermi,
Düşündüm bir an, yarasız asker cennete böyle gider mi?...
Eğer vatan içinse bu kutsal sefer, yaralı, yarasız bütün neferler,
Hiç şeksiz şüphesiz cennetin bağrına gidermiş meğer…

Bir ara tüfeğim, yüküm kaydı omuzlarımdan,
Tutmak istedim tutamadım, sıyrılıp kaydı avuçlarımdan,
Haksız bir medet ummuştum, kanı donmuş parmaklarımdan,
Buzdan bir düşman tutmuştu sanki ayaklarımdan…
Sesimizi duymaz olmuştu artık hiçbir komutan,
Dizleri kilitlenip ayakta ölmüştü çavuşum Osman…
Yavaş yavaş örtülüyordu üstümüze kardan bir yorgan…

Hiç bilmediğimiz tatlı bir uyku sarmıştı gözlerimizi,
Helallik için söyledik birbirimize son sözlerimizi…
Hayret! O Şimal rüzgârları öpüyor gibiydi tenlerimizi,
Son anda melekler şefkatle ısıtıyordu üşüyen ellerimizi…

Baktım, karların içinden göründü anamın o nurlu yüzü,
Bakıyordu bir yerden eşimin o ceylan sürmeli gözü,
Duydum,“Yavrum haydi gel” der gibiydi babamın sözü,
Artık Sarıkamış olmuştu bize, bir nur denizi…
Meleklere gamze olacakmış meğer yüzlerdeki buzların izi,
Sarıkamış ta bedenlerle, cennette ruhlarla bekleriz sizi…

Zaman haklı çıkardı, eşim cennete gitti diyen nenemi,
Cennetteki törende gördüm, 93 Harbine giden dedemi…
Dün akşam cennete bir başka şehitler ordusu geldi yeniden,
Yüzleri Ay gibi parlıyordu, kimi Çanakkale’den, kimi Yemen’den

Şairi; Zekeriyya BİCAN

ÇANAKKALE’DEN LAPSEKİLİ AHMET’E
HARPUT’TAN MEHME’TE, MEHMET’LERE

Önce bir mermi patladı sağ tarafımdan,
Fark ettim, bir anda girip çıktı sol şakağımdan...
Sardı gözlerimi bir an kıpkızıl bir karanlık,
Yükseldi çavuşumdan, vurulduk diyen o son çığlık,
Sanırım, çavuşumla aynı mermiyle vurulmuştuk,
Zaten köyden çıkarken de, el ele tutuşmuştuk...
Yine el ele geçtik ışıklı yoldan, son menzilimize,
Birlikte kucaklaştık, özlenen o eşsiz efendimizle...
Ne de çabuk başlayıp bitmişti, o uzun seferimiz,
Geçti Sırattan yıldırım hızında, binlerce neferimiz...
Sustu bir anda top sesleri, söndü denizi yakan ateşler,
Bir anda sunuldu Rabbine, iki yüz elli üç bin nefer,
Her nefer için ayrı yapıldı, tarifi imkânsız törenler,
Taşıdı sancağı önde, âlemlere rehber olan peygamber...
Aradı gözlerim; babamı, anamı, bizlerle övünsünler diye,
Beklerim, her an, bu Cennet kapısında görünsünler diye...
Hâlâ ayaklarımın bir adım ötesinden Çanakkale görünüyor,
Tabyadan bir adım sonrasında, vaat edilen Cennet görünüyor...
Nasıl kesildi birden, o binlerce çığlık ve avaze sesler,
Tutuldu sanki, bu ulvi haz rüyasında, bütün nefesler...
Boğaz’da, ateş kusan gemiler, nasıl buharlaştı birden,
Nasıl çekildi aniden, binlerce Mehmet siperlerinden...
Hani az önce, denizler kabarıp üstümüze dökülüyordu,
Çocukken seyrettiğim yıldızlar, yerinden sökülüyordu...
Bu gün 18 Mart 2005, dediler doksan yıl geçmiş aradan,
Hayret, hâlâ bir kan sızmada bizi şehit eden yaralardan...
Gördüm, bir mermer taşı oyup adımı üstüne yazmışlar,
İşte bu Lapsekili, Hasan oğlu Ahmet diye tanıtmışlar...
Biz hiç ölmedik ki, neden insanlar burada ağlıyorlar...
Biz herkesi görüyoruz, onlar galiba bizi görmüyorlar,
Bütün Anadolu çocuklarıyla beraber buradayız biz,
Gerçekten göremiyor mu, o nur damlayan gözleriniz...
Bakın, bu Harputlu Mehmet, eşine mektup yazıyor,
Bu Lapsekili Ahmet, bıkıp usanmadan siper kazıyor...
Diyorlar ki, Mehmet’in mektubu eşine hâlâ ulaşmamış
Bakın, Koca Lapsekili de, nöbetini hâlâ bırakmamış...
İşte bu Kınalı Mehmet, gelirken anası kına yakmış başına,
Demiş ki koçumsun sen, vatanımın 18 Mart bayramına...
Anlamıyorum, peki siz neden ağlıyorsunuz hâlâ...

Zekeriyya BİCAN


Not: lütfen alıntı yaptığınızda şairi: Zekeriyya Bican olarak yazınız.

biz okul olarak istiklal marşının kabulü ile ilgili program hazırlayacağız.acaba bu konuyla ilgili yaratıcı fikirleri olan varsa bize biraz yardım edebilirmi?

biz okul olarak istiklal marşının kabulü ile ilgili program hazırlayacağız.acaba bu konuyla ilgili yaratıcı fikirleri olan varsa bize biraz yardım edebilirmi?

Sonuçların 11 Mart günü açıklanacağı "bir kıtalık" milli marş yazma yarışması düzenleyin okulunuzda    Sadece bir kıta yazılsın ve milli marş yazmanın ne kadar zor olduğunu bizzat yaparak yaşayarak öğrenen öğrencileriniz, 12 mart'ın önemini hücrelerinde hissetsinler... 

Sonuçların 11 Mart günü açıklanacağı "bir kıtalık" milli marş yazma yarışması düzenleyin okulunuzda    Sadece bir kıta yazılsın ve milli marş yazmanın ne kadar zor olduğunu bizzat yaparak yaşayarak öğrenen öğrencileriniz, 12 mart'ın önemini hücrelerinde hissetsinler... 

Çok doğru öğretmenim. Mutlaka İstiklal Marşımızın önemini kavratmalıyız. Teşekkürler

Çok doğru öğretmenim. Mutlaka İstiklal Marşımızın önemini kavratmalıyız. Teşekkürler

Rica ederim Fikri17 Öğretmenim 

Nasrettin Hoca damdan düşünce demiş ya "Kimse gelmesin, damdan düşen biri varsa o gelsin; en iyi o anlar benim halimden" diye... Oradan dem vurmak istedim ben de 

İstiklal Marşımızın ilk halini sitemizin dosyalar bölümüne eklemiştim arkadaşlar..Daha çok kişiye hitap edebilir düşüncesiyle buraya da konu şeklinde açayım dedim...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

teşekkürler.