14 Şubat Sevgililer Günü Üzerine İki Düzine Laf-ı Kelam !
1. Bazılarımız; “
Bu 14 Şubat Sevgililer Günü’de nereden, kimden çıkmıştır ki !“ deriz.
2. Bazılarımız; abartıp, onca para döküp sevgilimize, billboard kiralarız. Ama modası geçmiştir çok işe yaramaz… “
Öööööf be !” deriz.
3. Bazılarımız; bu özel günde sevgilimizi (normalde kapısından bile geçmeyeceğimiz) lüks bir restorana götürür. Ortam yabancı, menü yabancı. Gitti mi maaşın yarısı… Geriye kalan bir baş ağrısı bir de mide bulantısı… “
Oooof of !” deriz.
4. Bazen de ; bu özel günde nikah yaptırıp daha sonra boşanınca, bu günahsız günü “
nefret günü” olarak ilan ederiz…
5. Bu özel günde; aslında çok da özel sözcükler aramaz, kullanmaz… Bütün Dünya’yı kendi dilinde “
Seni Seviyorum !” sözcükleriyle adeta boğarız…
6. Bazen de akrostiş tekniğiyle baş harflerini kendimizce uydurup, “Seni Seviyorum !” yazmaya kalkışıp beceremediğimiz yetmezmiş gibi bir de yazdığımızı sevgilimize okumaya kalkışarak sözcüklere anlamını yitirterek , ”
böyle de şiir yazılmaz ki !” dedirtiriz…
7. Çiçek almak-vermek gibi çok güzel hareketi bile “gül” ısrarından, canlısı neyse de Çin işi yapmasından, hele bir de “konuşan gül”e ‘Seni Seviyorum !’ dedirterek
karşımızdakine gına getirtiriz…
8. Bu özel günde; radyo ve tv’den sevgiliye istek yapmış, mesajlar çekmişiz- dir. İsteğimize sıra gelinceye kadar ya bezmiş ya da bezdirmişizdir… ”
Tamam, söz .Bundan sonraki şarkı da bizim istek çıkmazsa kanal değiştiriyoruz !”deriz.
9. Bu özel günde; sevgi olayının beyinde gerçekleştiğini unutup, dolaşımı düzenlemekten gayrı bir işi, suçu, günahı olmayan kalbimizi bu özel günde o kadar çok kullanırız ki (Guinness Rekorlarına girebilecek kadar) ..
Ama yine de kalpler kırılır bu günde…10. Bu özel günde; önceden planlayıp bir hediye almamışsak; satıcının reklam bombardımanı altında özgür seçim yapabilmek hak getire . Bir de güne özel “yediğimiz kazık” da cabası olur. “Ahhhh be ! Akılsız kafa…”deriz.
11. Bu özel günde; baş başa “romantik bir gece” yaşamak uğruna, mum ışığı nostaljisi yaparken, istemediğimiz bazı “küçük” ayrıntıları gözlerden/gönül- lerden uzak tutmaya çalışırız…
12. Bu özel günde; özel “kalpli çikolatalarla”, o güne kadar özenle dikkat ettiğimiz ‘diyet’imizi iyi ‘niyet’lere heba ederiz…
13. Bu özel günde; bol bol kalpli “meyil”ler, e-postaları bilerek bilmeyerek, ilgili bazen de ilgisiz kişilere gönderir, çok çok “pardon !” ederiz…
14. Hele hele şu etini budunu sıkınca “I Love You !” diyen ayıcık almayı düşünen kibar bir sevgili ya da arkadaşımıza “Yuh artık !” deriz…
15. Bu özel günde; sevgilimiz zaten eşimizdir (çoğunlukla). Eve gerekli olan küçük ev aletlerinden almışızdır. Ama (yine de ) ‘mutlu’ edememişizdir eşimizi. Bu durumda pişkinlikle “Hayret yani, teessüf ederim !” deriz…
16. Bu özel günde ; “özel nedenlerden” dışarı çıkamadınız. Evde de tv’nin kumandasını kaptırdıysanız yandığınız gündür; ünlülerin ‘sevgililer günü kaçamakları’nı izlemek-dinlemekten fenalık gelir,”Yeter artık ! “ deriz.
17. Bu özel günde; nedense en güzel ve de en özel hediyenin “kırmızı renkli iç çamaşırı” olduğunu düşünürüz ama almaya da (çoğu erkek gibi) utanırız… Satıcıya göstererek “Şunu alabilir miyim?” deriz.
18. Bu özel günde; hava soğuktur, tercih (zorunlu-gönüllü) olarak sinemadır. Filmin bol acılı-aşklı olanı seçilir. Erkek tarafı olarak çaresizce razı olup : ”Sen seç sevgilim!” deriz…
19. Bu özel günde; sanki kendileri “çift doğmuş” gibi kendilerini bekarlara ders vermeye ya da laf sokmaya adayan tanıdıklara “Baydın artık, yetti gaaaari !” deriz.
20. Terk eden ya da terk edilenler için bu özel gün “kahır günü” olarak ilan edilmiştir. Sanki diğer günlerden ne farkı varsa… “Doldur be meyhaneci ! “ deriz.
21. Bu özel günde “bir çılgınlık yapma” fikri bazen çok abartılır. Zaten or- talık çılgından geçilmiyordur. “Bunu yapmayı ben daha önce düşünmüştüm ama… ! “ deriz.
22. Bu özel günde; başka bir abartı da “kırmızı renk enflasyonu ”dur. Her yer, her şey hatta giysiler de bile KIRMIZI tek hakimdir. İçimizden; “aslında hiç de yakışmamış !” desek de “Oooo ! Harikasın.” deriz.
23. Bir de bu özel güne muhalif olanlar vardır;
yok tüketimi körüklemek için uydurulmuştur.
Yok kapitalizmin-siyonizmin bir oyunudur.
Yok caiz değildir. Yok, tek gerçek sevgili peygamberimizdir…
“Tadını kaçırdınız ama !” deriz.
24. Her şeye rağmen (katılırsınız-katılmazsınız) biz yine de;
“Gülü bir gün,
Seni her gün seviyorum….”
Diye başlayan ucu yanmış bir şiir, bir mektup yazalım.
Aman ha ! Bunda da (öyle hazır smsler bulup da) beceriksizliğimizi
belli etmeyelim…
Varsa hatamız affola… Sevgililer ( her kimse) Gününüz Kutlu Ola…