AVAŞ, YAVAŞ, YAVAŞ DİYORUM SANA
Yer Akatlar, Murat Sokak üstünde çocuk parkı. 21 Mayıs 2016, sabah saat 11.35 dolaylarında. Her halinden eğitimli bir beyefendi olduğu belli olan büyükbaba 2 yaşlarında görünen kız torununu parka getirmiş. Çocuk zıplama bandında, hiçbir tehlikesi yok. Karşısındaki zıplama alanında 5 yaşlarında bir oğlan çocuğu var, annesi de onun başında. İki farklı aile, büyükle birbiriyle konuşmuyor.
İki yaşındaki kız zıplıyor, gülüyor, coşkulu ve coşkusunu belli eden sesler çıkarıyor. Kendi yaşına uygun yükseklikte zıplıyor, çok keyif alıyor ve tadını çıkarttığını belli eden kıkırdama, gülme sesleri, tatlı tatlı çığlıklar atıyor.
Dede sürekli, Yavaş, yavaş, yavaş ol, biraz daha yavaş, yavaş ol dedim sana! ikazlarını artırarak devam ediyor ve çocuğa doğru yaklaşıyor. Dikkat ediyorum, beş yaşındaki oğlanın annesi gülümseyerek her ikisini de seyrediyor ve hiçbir şey söylemiyor, hiçbir kaygısı yok. Ve farkına varıyorum, kadın yabancı.
Dede korkuyor, kaygılı, çocuğun keyif alması, kıkırdaması, gülmesi ona bir anlam ifade etmiyor. Dede çok kaygılı.
Ben sizleri bir tür ekip arkadaşı olarak görüyorum ve lütfen aşağıdakileri yapmanızı istiyorum.
Aşağıda linkini verdiğim videoyu seyredin ve lütfen sonra aşağıdaki sorularımı cevaplandırın.
1- Dedenin, annenin, çocuğun yanında sorumlu durumda bulanan büyüğün genellikle böyle kaygılı olup sık sık çocuğa müdahalesini mi daha sık gözlemliyorsunuz, yoksa çocuğu rahat bırakan, onun hata yapmasına izin veren büyükleri mi daha sık görüyorsunuz?
2- Kaygılı büyük neden böyle kaygılı; çocuğa güvenen kaygısız büyük neden böyle kaygısız ve rahat?
3- Siz hangi tür büyüğün doğru yaptığını düşünüyorsunuz? Niçin?
Dediğim gibi sizi bu tür konulara bir ekip arkadaşı olarak görüyorum ve sizin algılamalarınıza, değerlendirmelerinize önem veriyorum. Lütfen, kimseyi yargılamadan, ötekileştirmeden, konuyu bir şikâyet konusu yapmadan, gözlem ve düşüncelerinizi yazarsanız memnun olacağım.
Emek ve zamanınız için teşekkür eder, saygılar sunarım.