Meslektaşlarım, zümrelerim, nasılsınız? Sizde de depremden sonra ders işlerken bir burukluk var mı? Bir, nasıl desem, hayattan keyif alamama, çocuklarla hiçbir etkinlik yapmak istememe, müfredatı yetiştirmeyi amaçsız görme...
Depremden etkilenen bir şehirde değildim ama depremin etkileme ihtimali olan başka bir şehirdeyim. Çök kapan tutun öğretsem ne olacak? Ne işe yarayacak? Sabahları keyifle sınıfıma koşardım, şimdi kalkmak bile zor geliyor. Depresyonda değilim ama tadım yok. Çarpma işlemini öğretmek için mücadele etmek yorucu geliyor.
Sınıfta da bir gevşeme var, belki benden kaynaklıdır, bilmiyorum. Bir aydır depremden uzak kalsınlar diye tablete gömülmüşler, odakları kısalmış. Hava güzelleşti, akılları bahçede.
Sizin de sınıf ortamı böyle mi? Nasıl toparlarım bilemedim.
Aynı durumdayım galiba diyordum geçen haftalarda. Daha kötü ne olabilir dememek lazım.
Sınıfıma Hatay'dan 5 çocuk gelmiş. Bugün tanışacağız. Dün gece uyumadım. Biri kardeşini kaybetmiş üstelik.
Önceden bir çocuk gelmişti. Yüzünde hep bir hüzün. Çocuk gibi ağız dolusu hiç gülmüyor. Üzülüyordum.
Ama bugün çok başka ya ağlarsam, ki bunu yazarken bile ağlıyorum.
Ben kendimi nasıl toplarım onun derdindeyim. Ben toplu olacağım ki çocukları toplayayım.
Çok çabuk dağılıyorum.
Müfredatta neymiş diyor insan bazen...
Çok kötüyüm şu anda.
Boyama mı götüreyim?
Hangi oyunlar daha eğlenceli?
Hangi şarkılar daha çok güldürür?
Bana acil destek olun lütfen.