2011 İldışı Atamalar Ve Kontenjan...

Çevrimdışı suleyman45

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2011 21:24:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
kontenjan tamamda puanlar kaç nereleri istenecek acaba..ben 182 puanım var marmara civarları düşünüyorum..

Normal şartlarda Sakarya dolaylarına rahat gidersiniz... Ben seneye 222 ile isteyeceğim inşallah ama bakalım... O günler bize neler gösterecek bu sene ki gibi...

Çevrimdışı mesuth01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 2.134
  • 2.488
  • 2.134
# 10 May 2011 21:25:44
neden seneye..

Çevrimdışı ahmet_yıldırım

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 993
  • 466
  • 993
  • 466
# 10 May 2011 21:26:42
Nihat Hatipoğlu'nun yazısı(uzun ama çok etkileyici az sakinleşelim :)  )

Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir camiyi genişletmek ister.

Bu nedenle de caminin civarındaki arsaları kamulaştırır. Herkes arsasının bedelini alır ve isteyerek arsasını camiye devreder. Ancak Şam’da yaşayan bir Yahudi, camiye bitişik olan arsasını satmak istemez. Vali arsasının değerini fazlasıyla verse de Yahudi vatandaş arsasının kamulaştırılmasına rıza göstermez. Bunun üzerine vali arsaya el koyar ve bedelini adama gönderir.

Arsasını kaybeden Yahudi, komşusu olan bir Müslüman’a derdini anlatır. Sızlanır. Bana zulmedildi, der. Müslüman vatandaş da kendisine, Medine’ye git. Orada halife Hz. Ömer vardır. Derdini anlat. Ömer,son derece adildir, elbette seni dinler, der. Şamlı Yahudi Medine’nin yolunu tutar. Yorucu bir yolculuktan sonra Medine’ye ulaşır. Halifeyi sorar. Vatandaşlar bir hurma ağacının gölgesinde dinlenen halifeyi gösterirler. İşte halife bu zattır, derler. Adam Hz. Ömer’in yanına gider. Selam verip yanına oturur. Derdini anlatır. Hz. Ömer adamı dinler. Sonra bulduğu bir deri veya kemik parçasının üzerine şu cümleyi yazar: “Bilesin ki, ben Nuşirevan’dan daha az adil değilim.” Kısa ve özlü bir cümle.

Yahudi bu yazıyı alıp ayrılır. Ama yolda giderken de kendi kendine şöyle konuşur: “Şam’daki idarecilerin giyim,kuşam ve oturdukları yerdeki ihtişam ve debdebe nerde, Medine’deki halifede bulunan tevazu nerde.Şam’dakiler şu mütevazı halifeyi ciddiye alırlar mı? Hiç sanmıyorum.” Kendi kendine böyle konuşur.Sonunda Şam’a varır. Doğrusu valiye gitmek de istemez. Çünkü sonuç alamayacağı kanaatindedir. Bununla beraber, mademki yorulup da oralara kadar gittim, bari halifenin şu yazdığı cümleyi valiye vereyim, der. Valinin huzuruna çıkar ve deri parçasını uzatır.

Medine’deki halifenin size mesajıdır, der. Vali bu cümleyi okuyunca, sapsarı kesilir. Uzun müddet başını yerden kaldıramaz. Sonra endişe içinde, başını kaldırıp şöyle der; arsanız size geri verilmiştir.

Yahudi vatandaş hayret eder. Şaşırır. Bir tek cümlenin valiyi bu kadar sarsacağını hiç tahmin edememişti. Merak ve dehşet içinde sorar. Lütfen bana bu cümlenin neden sizi bu kadar dehşete düşürdüğünü anlatır mısınız der.

Şam valisi Hz. Sad, bak der, sana bu cümlenin hikayesini anlatayım. O zaman benim neden bu kadar ürperdiğimi anlarsın:

İslam’dan önce ben ve bugün halife olan Hz. Ömer İran taraflarına ticaret için gittik. Yanımıza 200 deve almıştık. İran’a vardık. Orada cirit oynayan gençleri seyrederken, birileri zorla elimizdeki develere el koydular. Çok kalabalık bir çete grubuydu, bir şey yapamadık. Elimizde para da kalmamıştı. Üzgün bir şekilde, geceleyeceğimiz bir eski han bulduk. Hanın sahibine de sıkıntımızı anlattık. Adam iyi biriydi.Bize yardım etti. Sonra da; gidip krala durumunuzu anlatın, o adil bir adamdır, mutlaka size yardım eder, dedi. Biz de sabahleyin kralın huzuruna çıkıp durumu anlattık. Şikayetimizi bir mütercim krala tercüme etti. Kral Nuşirevan dikkatle dinledikten sonra her birimize birer kese altın verdi ve olayı inceleteceğinisöyledi. Bize de, memleketinize dönün, dedi.

Biz tekrar Han’a döndük. Ama doğrusu sonuçtan çok da memnun olmamıştık. Hancı sonucu öğrenince son derece üzüldü ve burada bir hata var, dedi. Gelin beraberce gidelim, ben size tercümanlık yapayım,teklifinde bulundu. Biz de gittik. Huzura çıktık.

Hancı durumu Nuşirevan’a anlattı. Develerimize el koyan kişilerin kıyafetini, halini, olayın geçtiği yerianlattı. Dikkat ettik, Nuşirevan’ın yüzü sapsarı kesildi.

Bir gün önceki mütercimi çağırttı. Ona sorular sordu. Sonra ayağa kalktı, her birimize 2 şer kese altın verdi, akşama kadar develeriniz gelecek, develeri alın ve sabahleyin burayı terk edin dedi. Ama giderken biriniz doğu kapısından, diğeriniz de batı kapısından çıkın, talimatını verdi. Bizler de bir şey anlamadan huzurundan çıktık.

Akşamleyin 200 devemiz kapıya geldi. Durumu anlamak için hancıya sorduk. Neler oluyor dedik. Hancı şöyle dedi: Sizin develerinize el koyan kişi Nuşirevan’ın büyük oğlu ile veziridir.

Bunlar bir çete kurmuşlar. Garibanların mallarına el koyuyorlar. Siz ilk gittiğinizde, mütercim bunu anlamış. Ama sizin sözlerinizi Nuşirevan’a yanlış tercüme etmiş. Böylece kralın oğlunu ve veziri korumuş. Ben sizinle gidip durumu anlatınca Nuşirevan bu oyunu anladı. Ama neden ayrı kapılardan gidin, dedi, ben de anlayamadım. Hele yarın olsun anlarız, dedi. Hz. Sad, anlatmaya devam ediyor: Ertesi gün ben doğu kapısından çıktım. Kapının çıkışında iki kişinin darağacına asılı olduğunu gördüm.

Halk toplanmış seyrediyordu. Sordum kim bunlar ve suçları ne, diye. Dediler ki, bunlardan biri Nuşirevan’ın büyük oğlu diğeri de veziridir. Bunlar, buraya gelen iki Arap’ı soymuşlar. Ceza olarak Nuşirevan ikisini de asarak idam etmiştir. Nuşirevan kendi öz oğlunu idam etmişti.

Hz. Ömer’in çıktığı kapıda ise bizim şikayetlerimizi yanlış tercüme ederek, kralın oğlunu korumaya çalışan kişinin asılı olduğunu gördük.

İşte Hz. Ömer senin eline verdiği deri parçasının üzerine “Bilesin ki, ben Nuşirevan’dan daha az adil değilim” sözüyle bana bunu hatırlatıyor. Halkına zulmedersen seni darağacına çekerim diyor.

Senin gözyaşlarına bakmam, tıpkı Nuşirevan’ın öz oğlunun gözyaşına bakmadığı gibi. Şimdi anladın mı neden benim benzim sarardı?

Bu hadiseyi bire bir yaşayan Yahudi vatandaş, hem arsasını hibe etti ve hem de İslam’a girdi.

Fazla söze gerek var mı sizce? Bence hayır. Bir yerlere adam seçerken, birilerine yetki verirken, kul hakkı söz konusu olduğunda, ceza ve mükafat dağıtırken, acaba Hz. Ömer gibi kılı kırk yarabiliyor muyuz? Sözüm elbette sadece yetkililere değil, herkese ama başta kendi nefsim olmak üzere herkese

Çevrimdışı suleyman45

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2011 21:29:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
neden seneye..

6 sene Mardin'de durdum öğretmenim. Baktım memlekete yaklaşamıyorum, bir de Doğu Karadeniz'i göreyim dedim. Buralara karşı aşırı bir ilim ve sevgim var. 2. senemdeyim. Bu nedenle seneye tayin hakkım...

Çevrimdışı mesuth01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 2.134
  • 2.488
  • 2.134
# 10 May 2011 21:31:19
memleket dereydi pardon

Çevrimdışı suleyman45

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2011 21:33:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
memleket dereydi pardon

Manisalıyım...

Çevrimdışı suleyman45

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2011 21:34:08
Ahmet Hocam, harika bir yazı... Nerede acaba böyle yöneticiler, idareciler...

Çevrimdışı ertan13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 312
  • 69
  • 312
  • 69
# 10 May 2011 21:34:34
teşekkürler ahmet hocam. doğru söylüyorsun mesuth01 hocam.zaten ümidim yok.gerçekleri biliyorum.

Çevrimdışı mesuth01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 2.134
  • 2.488
  • 2.134
# 10 May 2011 21:37:06
bende adanalıyım ve yıllardır istediğim için biliyorum..ama vazgeçtim bitti hayatta adana yazarak ölü tercih yapmam..çünkü nedir bilmem ama sanki tüm öğretmenler orayı yazıyomuş gibi...

Çevrimdışı suleyman45

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 16.585
  • 27.275
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 May 2011 21:38:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
bende adanalıyım ve yıllardır istediğim için biliyorum..ama vazgeçtim bitti hayatta adana yazarak ölü tercih yapmam..çünkü nedir bilmem ama sanki tüm öğretmenler orayı yazıyomuş gibi...

Evet, sizin Adana ve Mersin dolaylarının da böyle bir özelliği var...

Çevrimdışı ertan13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 312
  • 69
  • 312
  • 69
# 10 May 2011 21:39:30
hani arkadaşlar sizlerde iyi bilirsiniz ünlü şairimizin istiklal marşımızda dediği gibi
"doğacaktır sana vadettiği günler hakkın"
"kim bilir belki yarın, belki yarında da yakın"

Çevrimdışı pilosnik1881

  • Uzman Üye
  • *****
  • 845
  • 577
  • 845
  • 577
# 10 May 2011 21:41:50
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hani arkadaşlar sizlerde iyi bilirsiniz ünlü şairimizin istiklal marşımızda dediği gibi
"doğacaktır sana vadettiği günler hakkın"
"kim bilir belki yarın, belki yarında da yakın"

Hocam bzim yarınlarımız yıllarla ölçülüyor... Tabii gençliğimizde bu yerlerde boşa gidiyor..

Çevrimdışı ertan13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 312
  • 69
  • 312
  • 69
# 10 May 2011 21:44:45
doğru söylüyorsunda sayın hocam yapacak bişey yok.başımızdakiler bizden bihaber işler yapıyor.buna ne diyebilirimki

Çevrimdışı pilosnik1881

  • Uzman Üye
  • *****
  • 845
  • 577
  • 845
  • 577
# 10 May 2011 21:46:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
doğru söylüyorsunda sayın hocam yapacak bişey yok.başımızdakiler bizden bihaber işler yapıyor.buna ne diyebilirimki

Cem Yılmaz’ın İstiklal Marşı daha etkili olur sanırım

Çevrimdışı ertan13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 312
  • 69
  • 312
  • 69
# 10 May 2011 21:47:46
o nasıl hocam buna dair bir bilgim yok

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK