Hoca'm iddia ediyorum MEB tarihi boyunca hiç bu kadar haksızlık ve zulum etmemiştir, öğretmenlerine. Herkes isyanda. Bu bir bayrak yarışı ise neden biz zorunlu hizmete gönderildik de bizden kıdemsiz küçüklerimiz piyangolandı.
30.000 değil 50.000 atasınlar ama adam gibi zamanda atasınlar.
Açıkçası bu rakamlar gerçekse ümitsizim Sayın Hoca'm.
Hocam Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde zaman zaman anlamsız, haksız, gelişigüzel, birini sevindirip ötekini üzen, geri dönülmez hak kayıplarına yol açan, sonra düzeltilmeye çalışılan, düzeltilirken yeni mağdurlar yaratan, bu arada geçmişte kazanılmış hakları yok sayan yeniden sıraya koyan, kriterlerde oynama-esneme yapıldığı için ne İsaya, Ne Musaya...durumlar ne yazıkki yaşatıldı. Bunu hiç kimse inkar edemez.
Adil olmak o kadar da zor değil, kim yaparsa yapsın, şu kriter çokluğuna, esnekliklere, kontenjan mantıksızlıklarına son verilerek yurdumun her yerinde her isteyen istediği anda değil (bu mantıksız olur zaten) çalışma süresi, kıdemi, puanı gözetilerek zamanı geldiğinde gidebilmeli.
Bunu da her halde zorunlu hizmet uygulamaları adilce uygulanarak sistem herkesin yararına korunarak işletilebilirdi.
Fedekarlık ve yükün eşit dağılımı, başka da neye ihtiyaç olsun ki...
Evli, evsiz, bekar, dul, özürlü özürsüz, herkes anayasada eşitse; bireysel haklar hiçkimse için hiç bir gerekçe ile feda edilemez, devredilemez.
Her yer açık olur, açarsın basit bir sayısal sıralama sistemi, Ahmet, Mehmet, Ayşe ve Fatma istediği yere listesini oluşturur. Bonusu ile nereye gidebiliyorsa oraya gider. Başka da hiçbir esnemeye izin verilmez, sistem de sağlıklı işler. Kimsenin de buna itirazı olmaz, olmamalı. Böyle adilane bir atama işi için de yeni atanacakların nereye olması gerektiği konusunda; sanırım kantin önünde sıraya giren çocuklar bile bilir cevabı...