[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın Bakanım ,
Sahip olduğum onurlu yürekle ve bütün içtenliğimle sizi selamlarım, tamı tamına 5 yıldır doğunun nacizane güzelliğe sahip bir köyünde ,şerefimle ve her türlü olumsuzluğa karşı devletçi duruşumu bozmadan, eğitim –öğretim( öğretmenlik mesleğinin gerekliliğini)layıkıyle yerine getiren, bir Devlet memurundan, önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, belli yönetmelikler ve kanunlar çerçevesinde bu yıl il dışı atamayı hak etmiş ve hak edişimizde 7 Türkiye Cumhuriyetinin vilayeti açılmıştır, bu görevimize başlamadan önce her Cumhuriyet çocuğu gibi biliriz ki, bayrağımızın dalgalandığı, her yerde görev yapma sorumluluğunu aldığımızı, lakin hayatının devamlılığı için öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği işlevi yerine tam olarak getirmek için sağlıklı koşulların olması gerekmektedir, bizler ne soba yakmaktan, ne tuvalet temizlemekten, nede çocuklarımızın her türlü ihtiyaçlarını gidermekten gocunmaktayız, 35 -40 yaş arası kendimde dahil olmak üzere bir çok insan şartlardan dolayı yuvasını kuramamakta, teşkilatın içine inen olumsuz bu hava süreci eminim ki olumsuz bir şekilde etkileyecek ve Dünya üzerindeki eğitim seviyemiz psikolojik sorunları haddini aşmış öğretmenlerden dolayı geri kalacaktır.
Şartlar neyi gerektiriyorsa ;şartlara uymak meslek ahlakımızın birinci kuralıdır iyi biliriz.
Meslek hayatıma başladığım ilk zamanlarda 3.sınıf öğrencisine Ulu Önder Atatürk’ün resminin duvara niçin asıldığını sorduğumda Kuran-a bastığı için dediğinde burada kalıp bu zihniyetin yetişmemesi için kendime söz vermiştim, ki ellerimize geldiğinde tek Türkçe kelime bilmeyen farklı aile yapılarından gelen çocukları , oya gibi işleyip (geri dönüşümü olmayan tek varlık insandır) Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı Ulu Önder Atatürk’ü layıkıyla tanıyan ve onun bırakmış olduğu İnkilaplara sahip çıkan bir neslin yetişmesi için her daim her fedakarlıkta bulunduğum vicdani kanaatimce açık ve nettir .
Her şeyden önce biliriz ki biz birer yurttaşız sosyal devlet anlayışında yurttaşların Anayasal hakları, Devlet memurlarının hakları bellidir, Devletin kazanılmış haklar saklıdır anlayışı mevcut olup açık ve nettir, Türkiye 7 ilden mi oluşmaktadır, Bursalı olup 10 yıl Ağrıda görev yapan bir öğretmen Şırnağa mı tayin istemeli? Eşi İstanbul da olan bir öğretmen, Hakkari’den Iğdır’a mı tayin istemeli, Sosyal devlet ve Aile bütünlüğü anlayışı bu ülkenin devlet anlayışı ile bütünleşik bir Manifestosudur. Türkiye topraklarında kurulmuş bütün devletler tarih den gelen bir anlayış çerçevesinde, bu manifesto doğrultusunda hareket etmişlerdir,
Bizler geleceği elleri ile şekillendiren insanlarız, gelecek bizim ve yetiştirdiğimiz, küçük beyinlerin ellerinde ise neden kazanılmış haklarımızı kullanamıyoruz. Bizler ektiği ürünü en geç alan çifçileriz, o ürünler yetiştiğin de bizim gösterdiğimiz şekilde görür dünyayı..
Saygılarımla ,
Abdil IŞIK- MUŞ