Mustafa YILMAZ
Kamudanhaber.com-Özel Haber
Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan üst düzey bürokratlar Sayın DİNÇER’i hata üstüne hataya zorlamaktadır. Anladıkları konularda bile dışarıdan gördüğümüz kadarıyla 4+4+4 faturası ilerde bana kalmasın diye ses çıkarmamakta ve sorumluluk almamaktadır. İyi niyetle yola çıkılan 4+4+4 sisteminde , Sayın DİNÇER’e en yakınında ki bürokratlar hata yaptırmakta yada yapılan hatalara ses çıkarmamaktadırlar. Genel Müdürlük, Müsteşar Yardımcılığı yada kurul başkanlığı gibi en üst düzey makamlara gelmiş bir kişi eğer ki doğru bildiği konuda bile fikir beyan edemiyorsa yada bir hatada Sayın DİNÇER’i uyarıp çözüm üretemiyorsa bu kişilerle 5 dk bile çalışmanın bir mantığı yoktur. Dost acı söyler, yüze söyle ve uyarır… Düşman ise hata yapmanı bekler ve ortaya çıkacak sorunları pas olarak algılar ve gol atmak için her yolu dener…
Şimdi sizlere 4+4+4 sisteminde; NORM KADRO FAZLASI, BRANŞ ÖĞRETMEN AÇIĞI, ALAN DEĞİŞİKLİĞİ, YER DEĞİŞTİRME , ÖZÜR GRUBU VE ÜLKE EKONOMİSİNİ ilgilendiren bir konuda yapılan bariz bir hatayı ve akabinde tekrardan Sayın DİNÇER’e yaptırılmak istenen bir hatayı gözler önüne sererek Sayın DİNÇER’in de bu yazıdan dersler çıkarmasını temenni edeceğiz.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer DİNÇER, 42 bin norm fazlası sınıf öğretmeni olduğunu dile getirdi. 4+4+4 sistemi ile birlikte yeni seçmeli derslerinde uygulamaya girmesiyle 50 bine yakında branş öğretmeni ihtiyacı bulunmaktadır.
Şimdi burada arz talep meselesi üzerinden ve girdiler ile çıktılar üzerinden basit bir matematik hesabı yapan bürokratlarımızın Sayın DİNÇER’e önerisi şu olacaktı.
Sayın Bakan; “Yeni sistemle birlikte elimizde 45 bine yakın sınıf öğretmeni norm kadro fazlası öğretmenimiz var. Bunun yanında yaklaşık 50 bin branş öğretmeni ihtiyacımız var. Branşı sınıf öğretmeni olmadığı halde alan değişikliği yapmayı bekleyen 45 bin civarında sınıf öğretmenimiz var. İl içi ve il dışı atamalarla , özür grubu atamalarından önce sınıf öğretmenlerinin alan değişikliğine izin vererek norm kadro fazlası sınıf öğretmenlerimizi , kendi alanlarında istihdam ederek yada kendi branşına yakın alanlarda kısa bir hizmet içi eğitimden geçirerek branş öğretmenliğine geçirdiğimiz takdirde, elimizde norm kadro fazlası sınıf öğretmeni kalmayacağı gibi , branş öğretmeni açığımızda kapanacaktır. Kısaca bir taşla iki kuş vurularak, Alan değişikliği isteyen öğretmenlerimizin talepleri karşılanacak ve öğretmenlerimiz mutlu olacak. Sınıf öğretmeni fazlalıkları eritilecek ve devlet zarara uğratılmamış olacak. Branş öğretmeni ihtiyacı karşılanacak ve yine ücretli öğretmenlere ödenen ücret ödenmemiş olacak ve devlet zarara uğratılmamış olacak. “ diye telkinde ve öneride bulunan hiçbir bürokrat çıkmadı mı ?
Burada alan değişikliği konusunda Eğitimbirsen’in ısrarla Bakanlığa bu öneriyi sunması konusunda hakkını teslim etmek gerekir. Diğer sendikaların ellerini ovuşturur bir şekilde Ömer DİNÇER’in başarısız olmasını beklediği ve sokakları işaret ettiği bir ortamda iktidarın sosyal tabanı olan ve yıllardır iktidara kalkan olan Eğitimbirsen’in bu makul talebinin bile karşılanmamış olması tarihi bir hatadır. Bu hatanın faturası hem iktidara hemde Eğitimbirsen'e kesilmektedir.
Konuyu dağıtmadan alan değişikliği konusuna tekrar dönelim. Öğretmenlerimizin alan değişikliği Temmuz ayının başında yapılabilseydi. Norm kadro fazlası sınıf öğretmenlerimiz, Bakanlığın ihtiyacı olduğu branş öğretmenliği alanında istihdam edilecekti. Norm kadro fazlası sınıf öğretmenlerimizin sayısı neredeyse 3-5 bin gibi bir sayıyla ifade edilecekti. Norm kadro fazlası sınıf öğretmenlerimizin eritilmesiyle beraber, sınıf öğretmenlerimizin il dışı tayinleri ve özür grubu ile öğretmenlerimizin il içi yer değiştirmelerinde bir rahatlama söz konusu olacaktı. Sayın DİNÇER’in bu konuda derdimi Başbakan’a bile anlatamıyorum sözünü ettiği özür grubu atamalarını sorunsuz bir şekilde tek çırpıda yapabilecekti. Doğu ve Güneydoğu illerinden özür grubu, il içi ve il dışı atama ile boşalan yerlerde ilk öğretmen ataması ile doldurulup, geriye kalan öğretmen açığı da ücretli öğretmen istihdamı ile giderilecekti.
Buraya kadar olan çözüm önerisini Bakanlıktan bir bürokrat dahi düşünüp Bakan Bey’e arz edememişse ve ilerde ki tehlikeyi işaret edememişse , Sayın DİNÇER’ Allah kolaylık versin.
Bugünlerde öğretmenler ve sendikalar tarafından dillendirilen can alıcı bir konu ile devam edelim.
10 Eylül itibariyle alan değişikliklerinin sistem üzerinden açılacağı bilgisi dilden dile dolaşmaktadır. Sayın DİNÇER eğer ki 10 Eylül’de sınıf öğretmenlerine alan değişikliğini açarsa hem kendisi ile çelişmiş olur hem de , milyonlarca öğrenciyi mağdur etmiş olur.
Okulların açılacağı tarih olan 10 Eylül’de binlerce sınıf öğretmeni ders başı yapacak. 17 Eylül’de ise tüm öğrencilerimiz sınıflarında olacak. Bakanlığın yapacağı bir alan değişikliğini , başvuru alma, atama ve ilişik kesme olarak en erken 1 ay içerisinde yapacağını düşündüğünüzde 10 Ekim’den sonra sınıf öğretmenlerini sınıflarından çıkarıp branş öğretmenliğine yollamak intihardır.
Şöyle ki yeni eğitim sistemi ile birlikte 60-66-72 aylık ilkokul birinci sınıf çocuğunun sınıflarından binlerce öğretmeni çıkartıp branşa yollamak , bu öğretmenler yerine yeni öğretmen bulmak ve göreve başlatmak akıl işi değildir.
Burada pansuman olarak sizlere önerilen alan değişikliğinin sadece norm kadro fazlası sınıf öğretmenlerine uygulanması ise oda hukuki bir alt yapısı olmadığından ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yargı duvarına çarpar Sayın DİNÇER...
Eğer ki bu alan değişikliğini Sayın DİNÇER’e bu tarihlerde bir bürokrat yada bir sendikacı öneriyorsa , bu kişinin yada kurumun iyi niyetinden şüphe etmek gerekir.
Yeni sistemle beraber bir çok sıkıntının bir arada olacağı bir ortamda binlerce sınıf öğretmenini sınıftan almayı teklif edenler, Ömer DİNÇER’in sonunu hazırlamak ve iktidara eğitim üzerinden bir gol daha atmak isteyen kişi ve düşence de ki kişi ve kurumlarıdır.
Ayrıca yine Sayın Bakan’ın haklı olarak eğitim-öğretim yılı devam ederken sınıftan öğretmen alınmamalı fikri son derece doğrudur.
Burada Sayın DİNÇER, Yapılacak bir alan değişikliği ile sınıf öğretmenlerini branşa geçirirse, bu uygulaması ile hem kendi ile çelişmiş olur hem de milyonlarca öğrenci ve velinin mağdur olmasına sebebiyet vererek hedef tahtası haline gelir.
Sonuç olarak ; Milli Eğitim Bakanı Sayın DİNÇER’e çağrımız şudur. Yeni bir sistemde dereyi geçerken öğrencilerimize at değiştirmeyin. Bu konuda yapılacak telkinlere bile kulak asmayın.
Alan değişikliği konusunda MEB zamanlama hatası yapmıştır. Eğer ki alan değişikliği yukarıda belirtilen tarihte yapılmış olsaydı bugün binlerce norm kadro fazlası sınıf öğretmeninden, binlerce branş öğretmeni açığından, özür grubu mağduriyetinden söz edilmezdi. Öğretmenlerimizde bu sorunlarla uğraşacağına işlerine yoğunlaşmış olurdu. Yukarıda ortaya koyduğumuz tabloyu eğer ki yanınızda yer alan kurmaylarınız göremiyor ve sizleri bu konuda yönlendiremiyorsa kusura bakmayın ama bu ekip içerisinde Babanızın oğlu olsa bile tutmayın. Çünkü sizin ve dolayısıyla Ak Parti iktidarının başarı yada başarısızlığını hazırlayacak olan en yakınınızda bulunan kurmaylarınızdır.
Sayın DİNÇER’in 4+4+4 konusunda başarılı olmasını emin olun kimse bizim kadar istemiyordur. Ancak 4+4+4 konusunda Sayın DİNÇER’in kurmaylarının çok sık yol kazaları yaptığı ve çok basit sorunların bile çözümde ortaya yeni sorunlar çıkaran uygulamalara imza attığını açık yüreklilikle söyleyebiliriz. Yukarıda örnek verilen can alıcı konu bu konuda sadece bir örnektir. Yarın MEB’İN en büyük sorunlarından birisi olan ders çizelgeleri, ders programı ve bunun mimarı Talim Terbiye Kurulunun yol kazalarını ve işçilik hatalarını örnekler vererek yazmaya çalışacağız ..
Sayın DİNÇER’İN lütfen bu konularda yapılan iyi niyetli çağrılara kulak vermesini temenni ediyoruz. Bu işçilik hatalarını ve yol kazalarını yapan bürokratları ise babasının oğlu bile olsa bir dakika yanında tutmadan göndermesi ve yoluna işten anlayan ama kenarda bekleyen siyasi referansı ve gücü olmayan kişileri almasını öneriyoruz. Unutmayın ki Sayın DİNÇER, Eğitime kafası basan ve işten anlayan ancak siyasi referansı olmayan kişilerin sizlere ve ülkemize sunacağı katkı işten anlamadan sizlere yol kazaları yaptıran ancak güçlü dayıları ve siyasi referansları olan kişilerden daha çok olacaktır.
YARIN TALİM TERBİYE KURULU, DER PROGRAMLARI, DERS SAATLERİ VE YAPILAN HATALARLA TÜRKİYE GERÇEKLERİNİ YAZACAĞIZ…