alan değişikliğinin adayları mağdur ettiği düşünülüyorsa hiç kimseyi mağdur etmeden ne yapılabilirdi?
1_.alan değiştirip branşa geçenlerden pişman olanlara sınıf öğretmenliğine geri dönmek isteyenlere geçiş hakkı verilmeli(bu sayı hiç de azımsanacak kadar değil,artı mebin ve adayların istediği şey)
2_.asıl alanına geçmek isteyenlere bu hak tanınmalıydı. zaten sayıları yıllardır yapılagelen alan değişikliği sayesinde çok azalmıştı.yani geçen geçmişti zaten.öyle ki son yıllarda -2012 hariç,ekstrem bir durumdur-alan değişikliği kontenjanlarının(boş normların)çok az bir kısmına alan değişikliği ataması yapılıyordu.
3_.ikinci üniversite bitirenlere de bu hak tanınmalıydı.zira en müşkül durumda bu arkadaşlar kaldılar.şöyle ki:mevcut yönetmeliğe göre 4,5 belki de 6 sene önce üniversiteye kayıt yaptırıp yıllarca hem çalışıp hem okudular.herbiri birçok sosyal,psikolojik,ekonomik,ailevi açıdan olumsuz durumlarla da başa çıkmak zorunda kaldılar.sürecin sonunda ise size bu hak tanınmıyor denildi.asıl alanına dönmek isteyen her öğretmen en az 11-12(yıl) alan değişikliği döneminde bu haktan isteselerdi yararlanabilirlerdi ama 2.üniversite okuyan öğretmenlere bu hak bir kez dahi verilmedi.ayrıca 2.üniversiteye devam eden 1,2,3,4 sınıfı okuyan öğretmenlere de adeta'yıllarınızı çaldık ama pardon'denilmiş oldu.hem de 'öğretmenlerimiz yetersiz,kendilerini geliştirmiyorlar!' yaygaralarının koparıldığı bir dönemde.yönetmelikler elbette değişebilir ama bu birilerini mağdur etmeden kısa bir geçiş sürecine yayılarak kolaylıkla yapılabilirdi.yani bu hak şu anda 2.üniversiteye devam eden öğretmenlere de tanınmalıydı.Yönetmelik değiştikten sonra kayıt yaptıranlara ise bu hak tanınmayabilirdi. Çünkü yukarıda değinilen mağduriyetler ve boşa giden emekler,yıllar söz konusu olmayacaktı.
4_.2012 de mağdur olan sınıf öğretmenlerinin tamamına bu geçiş hakkı tanınmalı.bütün boş normlar açılmalı.zira alan değişikliği sonucu mağduriyeti giderilememiş yani alan değiştirememiş öğretmenler bizi bekliyor olacak.
öğretmen adaylarına da çıkıp bundan sonra kitlesel anlamda -2012 deki gibi- alan değişikliğinin olmayacağı ve yönetmelik değişikliğinden sonra 2.üniversiteye kayıt yaptıranların alan değiştiremeyeceği ifade edilseydi bu sıkıntıların hiçbiri yaşanmazdı.
ayrıca sorulması gereken en önemli soruşu:Madem ki alan değişikliği öğretmen adaylarına haksızlık oluyor,teknoloji ve tasarım ile zihinsel engelliler öğretmenliğine geçişe imkan tanınması bu alanlarda okuyan ve bu alanlardan mezun öğretmen adaylarına haksızlık değil mi?bu hak diğer kadrolu öğretmenlere tanınmıyorsa bu bir çifte standart değil mi?bu hakkın sertifika sahiplerine tanınıp,diplomalılara hatta çift diplomalılara tanınmaması bir çelişki değil mi?
Hocam söylediklerinizin bir kısmına katılmakla beraber yönetmelikten sonra dahi olsa ikinci üniversite okuyan kişinin alan değişikliği yapamamasına katılmıyorum. Eğer atanmış olduğu alandan yeterli hazı alamamışsa ve bunun üzerine emek sarfederek ikinci bir alan okumuş ise ve de bulunduğu ilde bu alanda ihtiyaç var ise neden alan değiştiremesin. Neden istediği alanda çalışamasın. Hayat sadece atanmış olmakla mı değerlendirilir.
Ayrıca yazınıza eklemek istediğim bir bakış açısı daha var.
Geçmişte branş mezunu olupta mezun olduğu dönemde kendi branşında açık olmamasından dolayı sınıf öğretmenliğine atanan bir öğretmen bir dönem sınıf öğretmenliği kadrosunu işgal etmiş olmaktadır. Uygun bir zamanda bu öğretmenin asıl branşına geçiş yaparak işgal etmekte olduğu kadroyu asıl sahibine yani sınıf öğretmenine bırakmış olması kadar doğal bir durum var mıdır? Demek istediğim şu ki bu konuda müşteşarımızın yapmış olduğu savunmaya katılmıyorum. 1000 Fizik öğretmenine ihtiyaç varken alan değişikliğinden sonra 200 kalıyor şeklindeki açıklamasına. Bu kadroyu zaten şu anda atama bekleyen fizikçiden de önce sırada bekleyen bir fizikçi dolduruyor. Üstelik bunu yaparkende geçici olarak işgal etmiş olduğu sınıf öğretmenliği kadrosunu asıl sahibine bırakmış oluyor. Bu durumda herkes hakkını almış oluyor. Bunu da bu şekilde değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
Son olarak mezuniyet alanına geçişin önünün hiç bir şekilde kesilemeyeceğini düşünüyorum. Bu bir haktır. Bu hak için Allah'tan başka kimseye boyun eğmemeli, meşru her türlü hak arama yoluna gidilmelidir.