Tamam tartalım da neyle? Bunun objektif kriteri varsa buyrun ilk atamada kullanın. Fakat ben ısrarla şunu söylüyorum bu ülkenin sorunu alan sorunu değil formasyon sorunudur. Bence bundan 20 yıl önce fizik bitiren biri lisede fizik dersine girecek bilgisel yeterliliğe sahiptir fakat bu yıl mezun olan biri bu yeterliliğe sahip olmayabilir. Eğitim fakültesi kazanamayanlara formasyon dağıttılar. Açıköğretime -ki bir çoğu üniversite sınavını kazanamayıp sadece barajı geçebildiği için okudu- formasyon dağıttılar. Sonra her formasyonu alan kendisini "öğretmen " ilan etti ve ATANAMIYORUZ diye kampanyalar düzenlemeye başladı. Oysa zaten öyle bir hakları yoktu. Bu ülkede ÖĞRETMEN yeterliliğine sahip olanlar sadece diplomalarında ÖĞRETMEN yazan eğitim fakültesi mezunlarıdır.
Bakın bunu buradan yazıyorum. Gerçi kahin olmaya gerek de yok. Özellikle Hamza Aydoğdu kişisel twitter hesabıyla KPSS'yi kazanamamış formasyonluları şımarttı. Nabi Avcı tehlikeyi gördü ama bürokratlara ses çıkarmıyor. Yakında başlarına bela olacaklar. Sadece bu yıl 15 000 formasyon verdiler. Geçen yıl 40 000 den fazla verdiler. Bu bir yerde patlayacak. Belki de 657 nin değiştirilmesiyle bizim başımıza patlar ama bir şekilde bu balon patlayacak.
Bugün lise öğretmenleri "deftere kitabın aynısını yazdırmaktan" başka bir şey bilmiyor. (Bazılarını tenzih ediyorum) Neyse önce alanımızda çalışalım sonra bu meseleleri tartışırız. Önce ALANIMIZDA ÇALIŞMAK, VERİMLİ ÇALIŞMAK İSTİYORUZ!
Şahsen ikinci diploması olanı da yılarca branşındn uzak kalanı da tartmak gerek kanaatindeyim.
Alan değişikliği olacak mı tartışması bitince bu akıl metaforlarına yol açıldı. Ben de fikir beyan ediyorum. Buyrun aziz meslektaşlarım, bu meseleleri düşünmekte fayda var.