Servet Bey,
Ben hayatımda pek çok kitap okudum ve okuyorum. Hatta az önce okuduğum kitabı kapatıp bu satırları yazıyorum. Eğitim geçmişimden bahsetmek istemiyorum ama inanın fena değil. Hani buna önem veriyorsunuz ve bu sayede bu yazıyı sonuna kadar okursunuz diye söylüyorum.
Şimdi Servet Bey siz en basit anlamda kendinizi modernizmin "cogito"su olarak görmektesiniz. Cogito nesneleştirdiği dünyayla ilişkisini yetke üzerinden kurar. Bilgi onun elinde iktidar aracına dönüşür. Bilenle bilmeyen hiç bir olur mu? . Ya da sizin gibi "okumuyorsunuz, bilmiyorsunuz ben okuyorum ve biliyorum. Sizler benimle konuşmaya bile layık değilsiniz, okuyun öyle konuşun" derler. Onun için dünyada aklın yolu birdir ve akıl "kim biliyorsa" ondadır. Diğerleri -yani ötekiler yani aklın dışına itilmiş, akıldışılar- bilgilendirilmeye bilinçlendirmeye muhtaçtırlar. Avrupa sömürge düşüncesinin de temeli budur. Cogitonun sahibi bildikçe "ilerler" çünkü tarih bilgiye göre ilerler. Batının ilerleme düşüncesi doğuda "geride kalma" ile yankısını bulur. Ortaya aşağılıklar ve yüceler tiyatrosu çıkar. Geride kalan, ilkel doğu yönetilmeye, tıpkı sizin yaptığınız gibi bilgiyle dövülmeye muhtaçtır. Oysa okurken azıcık Foucaolt'nun Deliliğin Tarihi ve Hapishanenin Doğuşu'nu okusanız, ya da azıcık Derrida ve yapısöküm bilseniz hadi olmadı Adorno ve Horkheimer'dan Aydınlanmanın Diyalektiği ile hemhal olsanız ya da negatif diyalektik üzerine birkaç makale okumuş olsanız inanın böyle konuşmazsınız ya da böyle konuşmanın pek de tahmin ettiğiniz gibi sizi "aydın" değil tam tersine aydınlanmanın en büyük engeli yaptığını anlardınız.
Evet bütün bunları böyle bir çırpıda ortaya serdiğim ve adeta size bilgiyle ders vermeye kalktığım için sizin kadar modernist olduğumun farkındayım. Fakat sizi ikna etmenin başka yolu da yok. Sizi daha önce de uyarmıştım. Burası mütevazi bir grup. Sizin yaşınızın, konumunuzun hatta bilginizin burada zerre kadar önemi yok. Burada önemli olan tek şey ateşe su taşıyan karınca gibi ortak amacımıza verdiğiniz ve kattığınız değer.
Biz burada kim neyi ne kadar "biliyor"u tartışmıyoruz. Burada sadece önceden belirlenmiş ve gruba girmek için kabul edilmiş olması gereken Diplomaya Alan Değişikliği düşüncesi için bulunuyoruz. Siz de bu çizgide hareket edecekseniz lütfen grupta kalın. Ama maksadınız farklıysa lütfen amacınıza uygun gruplarda yazın.
Ben bu konuşmayı uzatmak veya farklı düzeylere taşımak niyetinde değilim. Fakat ısrar ederseniz eğitim kalitesinden öğretmenlik kalitesine hatta okullara müdür seçme kriterlerine kadar bu konuyu her türlü düzlemde tartışabilirim. Retoriğime, ukalalığıma, bilgime her zaman güvendim. Teşekkür ederim.
siz hayatınızda hiç kitap okudunuz mu?branşınız nedir?kaç yıllık öğretmensiniz?neden alan değiştirmek istiyorsunuz?öğrencileriniz sizinle sağlıklı iletişim kurabiliyorlar mı?eğitimden ne anlıyorsunuz?beni tanımadan bilmeden sırf bir çıkar elde edeceğim diye nasıl yargılayabiliyorsunuz?amacınız alan değiştirmek mi?yoksa toplumsal bilinciyle bu sayfadaki insanlara ışık olan benim şahsıma karşı olumsuz tutum oluşturmak mı?