Değerler eğitimi ve davranış kazandırma konusunda sıkıntı yaşıyorum. Üç yıl boşuna mı gitti acaba?
Öğretmenim malesef aynı sorunu hepimiz yaşıyoruz herhalde. Halbuki hayat bilgisi derslerimizin kazanımları kâğıt üstünde ne kadar güzel davranışlar kazandırmayı amaçlıyor. Ama bir bilginin davranış haline gelmesi için çok uzun zaman ve çok fazla tekrar gerekiyor. Biz bir kazanıma bazen 40 dakika bile zor ayırırken nasıl davranış kazandıracağız? Bu kazanımlardan her birinin en az üç - dört hafta süresince farklı etkinliklerle işlenebilmesi gerekir ki gerçekten kavransın, davranışa dönüşsün. Bizim eğitim sistemimiz sözde ezbercilikten kurtuldu ama halâ daha kazanımları ezberletmekten başka birşey yapamıyoruz. Elimizdeki araçlar ve sistemimiz ne yazık ki amacın gerçekleşmesi önünde en büyük engel. Güya yapılandırmacı yaklaşıma döndük ama 30 - 40 kişilik sınıflarda bu kadar çok kazanımla nasıl olacak bu iş kimse düşünmüyor.
Bir de kendi sınıfım için gözlemlediğim ve sanırım genellenebilecek bir durum var davranış sorunları konusunda. Sınıflar zamanla öğretmenlerine benziyor. Ben çocuklarıma bakarken bazen kendimi seyreder gibi oluyorum. Benim sözlerimi, davranışlarımı tekrarlıyorlar çoğu zaman. Siz gergin ve sinirliyseniz sınıfınızda sürekli bir gergin hava ve bitmeyen kavgalar oluyor, siz neşeli ve rahatsanız sınıfınızda da böyle bir hava oluyor. Ama malesef çoğu zaman sakin kalmak imkansız hale geliyor
Çevre konusu da çok etkili. Çocuklar sabahtan akşama kadar şiddet içinde yaşıyor. Televizyonda katiller, hırsızlar kahraman gibi gösteriliyor. Pis Yedili diye bir dizi izliyor çocuklarımız en basitinden. Daha çok insan öldürmeyi amaçlayan oyunlar oynuyorlar. Haberlerin izlenecek yanı kalmamış zaten. Çizgi filmler bile aşırı şiddet içeriyor. Aileler çocuk yetiştirmekten çoğu zaman habersiz. Ya hiç ilgi ve sevgi göstermiyorlar ya da aşırı ilgi içinde şımarık ve bencil çocuklar yetiştiriyorlar. Bütün bu koşullar içinde biz de saygılı, empati kurabilen, devletine, milletine bağlı, barışsever bir nesil yetiştirmek için çırpınıp duruyoruz.
Evet şiddet konusunda sorunun bir ayağını da ne yazık ki bizler oluşturuyoruz. Çünkü zaman zaman biz de ne yazık ki önyargılarımızla ya da öfkemizle hareket edebiliyoruz. Ama bence toplumdaki bu bencillik, saygısızlık, sanata duyarsızlık, yozlaşma, şiddet ve nefret eğiliminde yine de en az pay sahibi olan öğretmenlerdir.
Siz içinizi rahat tutun. Elinizden geldiği kadar çocuklarınızla olumlu ve sağlıklı iletişim kurun. Sınıfınızda huzurlu bir barış havası oluşturmaya çalışın. Bu konuda mümkün olduğu kadar ısrarlı ve tutarlı olun. Çocuklarınızın aklının bir köşesinde bile olsa sizin olumlu davranışlarınıza ait birşeyler kalsa bu bir kazanımdır. Yapacağınız her etkinlik öğrencilerinizde farketmeseler de olumlu bir etki ve duyarlılık mutlaka yaratır üzülmeyin. Siz ısrarla iyi örnek olun ve mümkün olduğu kadar olumlu yaşantılar sağlayın çocuklarınıza. Toplumu bu hale getiren bizler değiliz ama düzeltmek sanırım bizim görevimiz.