Arkadaşlar hepimizin bildiği ancak zaman zaman yapamadığımız şeyler bunlar. Ben tekrar okudum ve sizinle paylaştım.
Öğretimde Nasıl Etkili Olabiliriz?
Alanınızı ne kadar iyi bilirseniz bilin, deneyiminiz ne kadar çok olursa olsun, derse girmeden önce;
a-)Sunacağınız konuyu an azından bir kez daha gözden geçirmeyi, b-)Hedeflerinizi belirlemeyi,
c-)Derse nasıl bir giriş yapacağınızı düşünmeyi,
d-)Derse kullanacağınız yöntem, uygulayacağınız strateji ve taktikleri tasarlamayı,
e-)Dersin kapanışını nasıl yapacağınızı ve
f-)ders sonunda değerlendirmede hangi soruları soracağınızı planlamayı unutmayın.
Ders öncesi sorunlarınızı mümkün olduğu kadar sınıfın kapısında bırakmaya ve hafif bir gülümseme ile sınıfa girmeye çalışın.Unutmayın ki gülümsemeler bulaşıcıdır.
Öğrenciler hiç bilmedikleri konuları merak etmezler.Bu nedenle onlara anlatacağınız konularla ilgili önce çok kısa bilgiler vermeniz, onların konuyu öğrenmeye yönelik motivasyonlarını artıracaktır.
Derse başlamadan önce, sınıfın tamamen sessiz olmasını ve öğrencilerin hepsinin derse yönelmelerini bekleyin.Yararını göreceksiniz.
Derslere 2-3 dakikalık ön hazırlık aşamasından sonra hemen başlamayı tercih edin.Dersin başındaki gecikmelerden ve ilgisiz konulara girmekten kaçının.Başlarken, bu derste öğrenileceklerin neler olduğunu, nerelerde kullanabileceklerini belirtmeyi unutmayın.
Dersin başında, bu dersin daha önceki konularla ilişkisini hatırlatmayı ve özeti unutmayın.Ve daha sonraki konularla ilişkisini de vurgulayın.Ayrıca her zaman dersi tam zamanında başlatın ve tam zamanında bitirin.
İlk günden başlayarak, öğrenciler sizin sakin, ne yaptığını bilen, düzenli, neşeli ancak kontrollü biri olduğunuzu anlasınlar.
Derse, önceki derslerde işlenen ilişkili konuların kısa bir tekrarıyla giriş yapmayı tercih edin.Böylece, hem bilgilerin tam oturmasını hem de motivasyonu artırmış olursunuz.
Hiçbir faktör bir dersin tekdüze bir ses tonu ile sunulması kadar o dersi olumsuz yönde etkileyemez.Dersi sunarken arada sırada sesinizin tonunu, hızını ve şiddetini değiştirin.Önceden belirlediğiniz belirli aşmalarda öğrencilerinizin düşünmelerini sağlamak amacıyla konuşmanıza kısa aralar verin.
Kavramların öğretiminde, kavramla ilişkin hem örnekleri hem de örnek olmayanları sunun.Örnekler bir kavramın ne olduğunu, örnek olmayanlar ise, ne olmadığını gösterirler.Örneğin, üçgenler konusunu işliyorsanız bir ikizkenar üçgeni verdikten sonra, bir dikdörtgeni gösterin.
Ders esnasında tüm öğrencilerinizle göz teması kurmaya çalışın.Bu hem iyi bir iletişim hem de sınıf disiplininin sağlanması için gereklidir.Ve unutmayın, öğrencilere değil öğrencilerle konuşmalısınız.
“Kim anlamadı?” diye sormayın, “Tekrar etmemi istediğiniz yer var mı?” diye sorun.
Öğrencilerin soru veya cevaplarını –doğru olmasa da- olumlu bir tavırla karşılayın.Böylece onların derse katılım isteklerini artırmış olur ve okulu sevmelerini sağlamış olursunuz.
Sorduğunuz bir soruya cevabın tüm sınıfça, hep bir ağızdan verilmesine asla izin vermeyin.Böyle bir durum sınıf disiplinini bozar.
Öğrencilere, alfabetik sıradan veya sınıf listesinden sırayla kaldırarak soru sormayın.Rasgele bir seçimle seçerseniz, her öğrencinin dikkati daha uyanık olur.Diğer türlü seçerseniz, kendi sırasının geçtiğini fark eden öğrenci derse olan ilgisini kaybeder.
Öğrencilerinize “Neden” sorusunu sormayı öğretin.Unutmayın ki, milyonlarca insan, ağaçlardan elmaların düştüğünü görmüşler ama bir tek Newton “Neden” sorusunu sormuştur.
Öğrencilerin sürekli zayıf yönlerini veya hatalarını belirtmekten çok , onların güçlü yönlerini vurgulayın ve onları bu güçlü yönlerini geliştirmeleri için teşvik edin.
Her öğrenciye adil davranmak her öğrenciye aynı şekilde davranmak değildir.Her öğrencinin size ihtiyaç duyma düzeyinin ve türünün farklı olduğunu unutmayın.
Her öğrencinin bir olumlu tarafını belirleyerek iltifat edin.Kazançlı çıkan siz olacaksınız.Öğrencilerinizin her zaman iyi yönlerini görmeye çalışın.Çünkü iyi bir öğretmen hiçbir zaman tipik bir kötümser olamaz.
Sürekli olarak başarısız olan bir öğrenciye hiç beklemediği veya dersten başarılı olma konusunda ümidini tam kestiği bir anda onun başarıya ulaşmasını sağlayın.Örneğin:
Cevaplayabileceği düzeyde bir soru sorarak onu ödüllendirin ve derse yeniden katıldığını gözleyin.
Unutmayın ki öğrenciler aslında ancak onlardan gerçekten yapmayı beklediklerinizi yapabilirler.
Sınavlarda sorduğunuz soruların %10 u çok kolay, %20 si kolay, %40 ı normal, %20 si zor %10 u çok zor sorulardan oluşturulmalıdır.
Hazırladığınız soru kağıtlarının başına, sorulan soru sayısını, sınav süresini, her bir sorunun kaç puan olduğunu belirten bir yönerge koymayı ve zaman zaman yazılı kağıtlarını öğrenci ile beraber okumayı unutmayın.
Sınav kağıtlarını puanlarken, iyi bir kağıttan sonra okunan normal düzeydeki bir sınav kağıdını olduğundan daha kötü, kötü bir kağıttan sonra okunan normal düzeydeki bir sınav kağıdını olduğundan daha iyi algılayabileceğinizi unutmayın.Ve birde notu bir silah olarak asla kullanmayın.
Her dersin sonuna doğru öğrencilerin öğrenme kapasiteleri genellikle yükselmeye başlar.Bu durumu iyi değerlendirmek için, dersinizi tamamlamadan önce, dersin emel ve kritik noktalarını bir kez daha vurgulamayı ihmal etmeyin.
Dersin sonunda daha sonra işleyeceğiniz dersin konusu ile ilgili ilginç ve kısa bir ön bilgi vermeyi unutmayın.Böylelikle bir sonraki derse hazır olmaları kolaylaşır.
Ve biz ve siz değerli eğitimciler bunların hiç birini unutmayın.