hocam bana göre sınıf öğretmenliğinden kolaydı. sınıf öğretmeniyken hiçbir zaman bu çocuğun kapasitesi bu deyip yoluma devam edemedim. mutlaka geri kalan öğrencilerim oldu. ve onlar için hep birşeyler yapma gereksinimi duydum ve bir adım ileri götürebilmek için 10 adım attım. mutlaka ve mutlaka zeka düzeyi düşük te olsa birşeyler kattım. yapmasam vicdanen sorumluluk duyuyordum biraz fazla vakit ayırsam diğer öğrencilerin hakkını yediğim için vicdanen rahatsız oluyordum. özel eğitimde ise öğrenci sayısının az olmasından dolayı her çocukla özel ilgilenebildim. geri kalan 20 öğrencinin hakkını mı yiyorum acaba diye düşünmedim. çünkü geri kalan 20 öğrencim yoktu. 4 öğrenci her biriyle net 10 dakika ilgilenerek vicdanen rahattım. vicdani rahatlığım bedenen yorgunluğumu hep unutturdu. şimdi bu durumda sınıf öğretmenliği mi kolay özel eğitim öğretmenliği mi? tabi kavramlar görecelidir. ben vicdanen rahatken bedenen yorgunluğu önemsemem. bir başkası bedenen yorulduğunda vicdanen kendini rahat hisseder. yeter ki çalışalım. önemli olan bu deyil mi
Aynen mesele vicdan meselesi. Sinifciydan kirk tane derdin var demektir. Tum sınıfta duzeni oluştur. Hepsi okuma yaxma bilsin. Eğitim ver ogretim ver.bi ton evrakla ugras. Koydeysen bir suru yol git.
Ozel egtim oylemi. Sinifciyken ugrastigin ozel ogrencilerle birebir ugrasiyon.vr arkada bkle yen 20 ogrnci daha yok. Bep ini yap ugras dur. Grksiz bi ton evrak ve yol derdinde yok