AĞUSTOS BÖCEĞİ İLE KARINCA...
Hikayeyi bilirsiniz.Karınca yıl boyu çalışırken,ağustos böceği saz çalmış.Tabi kış gelmiş,karınca sıcacık evinde afiyet içinde yaşıyorken bir gün kapısı çalmış.Bakmış agustos böceği...
-Tamam yaz boyunca saz çaldın ,şimdi aç kaldın ve benden yemek istemeye geldin.değil mi?Saz çalacagına biraz çalışmış olsaydın böyle aç kalmazdın,demiş ağustos böceğine.
Ağustos böceği de;
-Yoo,yanlış anladın demiş.Biz yaz boyunca saz çalınca,ayıptır söylemesi biraz para yaptıkta...Hatta meşhurda oldum,şimdi Avrupa turnesine çıkıyorum.Belki oralardan istediğin bir şeyler vardır,diye sormaya geldim.
Karınca bir bakmış ağustos böceğinin öyle aç bir hali yok.Üzerinde bir kürk var,arkada da kocaman bir limuzin,önünde şoförü ile onu bekliyor.
-Yok,bie şey istemiyorum,ama Fransa'ya uğrayacaksın değil mi,diye sornuş.
Ağustos böceği de "evet" demiş."İyi o zaman" demiş karınca ve eklemiş:
-Paris'e gidince orada La Fontaine diye bir adam var,onun yüzüne bir tükür benim için,olur mu?
Bu alıntıyı şu anda birazcık keyifsiz olan öğretmen arkadaşlarım varsa onlara hediye ediyorum.
Saygılar.
Sayın öğretmenim,bu mesajı 3 yıl önce yazmışsınız.Aradan koskoca bir 3 yıl geçmiş..Okurken yüzümde bir gülümseme belirdi..Beklediğimizin dışında bir final olmuş..Gülümsetirken aynı anda düşündüren bir çalışma...
Bu geçen 3 yıl içinde karıncalar mı yoksa ağustos böcekleri mi çoğaldı onu bilemem ama ;
tek bildiğim;
'' Kimi sıkıntı ile, kimi de nimet içinde olacaktır bu alemde,
Kimi sabırla, kimi şükürle sınav olacaktır elbette... ''