Merhaba değerli öğretmen arkadaşlarım,
Öğretmenlik mesleğinin en önemli noktalarından bir tanesi şüphesiz sınıf yönetimidir. Bu yazımda sınıf yönetimi konusunda uygulamış olduğum ve olumlu sonuçlar elde ettiğim durumları sizlerle paylaşacağım. Sınıf öğretmeni olduğum için tecrübeler ilkokula yöneliktir, ortaokulda nasıl bir sonuç elde edilir onu bilemiyorum.
Öncelikle sizin davranışlarınız öğrencilerin düşünce yapılarını şekillendirmenin temelini oluşturur. İlkokul birinci sınıftan itibaren öğrencileri birey olarak görmeli ve davranışlarınızı da ona göre yamalısınız. Birinci sınıf okutan arkadaşlarımızın en fazla düştüğü hatalardan bir tanesi derslerin çoğunluğunu okuma yazma etkinliklerine ayırmak ve Türkçe dışındaki dersleri ikinci plana atmaktır. Bu durum çocuğun planlı bir öğrenim hayatı şekillendirmesinin önünde önemli bir engel olduğunu düşünüyorum. Haftalık ders programınız ne ise dersleri o program üzerine sürdürmeniz gerekir. Tüm derslerin önemli olduğu sık sık vurgulanmalı ve bir ders diğerinin yerine kullanılmaması gerekir. Bir sınıfta her zeka seviyesinden öğrenci vardır ve ihmal ettiğiniz bir ders bir öğrencinizin yeteneklerinin gizil kalmasına neden olabilir. Öğrenciler okumaya geçemez diye endişe etmeyin onlar en geç mart veya nisan ayında okuyacaktır. Bunun bilincinde olup rahat olmak gerekir.
En çok üzerinde tartışmaya düştüğümüz konulardan bir tanesi ödül ve ceza konusudur. Ödüle alışan çocuk sadece ödül karşılığında olumlu davranış sergileme eğilimine girebileceği gibi sürekli cezalandırılan öğrenciler de kendisini yetersiz hissetme ve suçluluk psikolojisine girme eğiliminde olabilecektir. Okulun daha ilk gününden yaramaz ve girişken öğrenciler belli olmaktadır. İlk günden ödüllendirilmeye başlayan veya cezalandırılan öğrenciler zamanla sınıfın iyisi veya kötüsü olarak nitelendirilmeye başlayacaktır ve bu olumsuz algıyı düzeltmek sizin için zor olacaktır. Ödül veya ceza yerine öğrencilerin iyi yapabildikleri davranışları vurgulayın. Dördüncü sınıf olan kendi sınıfımda 4 yıldır bu yöntem ile geldiğimiz nokta şu oldu; sınıfta her öğrenci başarılı olduğu bir yeteneği ile tanınmaktadır ve bu durumdan hepsi gurur duymaktadır. Her insanın farklı ve özel olduğu ısrarla vurgulanmalı ve bu farklılıkların birlikte yaşamak için gerekli olduğu çocuklara hissettirilmelidir.
Sınıf yönetimi deyince en çok düştüğümüz hatalardan bir tanesi olumsuz davranışların kontrol altına alınması algısıdır. Halbuki olumsuz davranışların minimize edilmesinin yanı sıra olumlu davranış sergileme ve başarıya ulaşma da bizim hedeflerimiz arasındadır. Sınıf yönetiminde asıl dikkat etmemiz gereken nokta da burasıdır. Çocuklar hem davranışını düzeltecek hem de başarılı olacak! Başarı algımız her öğrencinin akademik olarak üst düzey olması algısından sıyrılmalı ve her öğrencinin kendi yetenekleri doğrultusunda gelişmesi olmalıdır. Kendi öğrencilerime uyguladığım ve güzel sonuçlar elde ettiğim yöntemi aşağıda özetle anlatayım.
Masamın üzerinde duran bir ajandam var ve bu ajandaya öğrencilerimin olumlu veya olumsuz her davranışını kaydediyorum. Öğrenci olumsuz bir davranış sergilediğinde sabırla yaptığının yanlış olduğunu anlatıp ajandama kaydediyorum. Öğrenci aynı davranışı tekrar gösterdiyse tekrar konu hakkında konuşup yeniden kayıt altına alıyorum. Bu görüşmelerde öğrencilerle göz teması kurmaya dikkat ediyorum. Kendi masamda otururken çocukla aynı hizada olduğum için görüşmelerimi oturarak gerçekleştiriyorum. Bu görüşme esnasında da elimle ara ara mutlaka öğrencinin başına veya omzuna dokunuyorum. Aldığım notları veliler ile de paylaşıyorum. Öğrenci de ailesinin konudan haberdar olacağını biliyor. Bir daha bu davranışı sergilersen ailene söylerim şeklindeki ifadenin yanlış olacağını düşünüyorum. Kayıt altında olan her davranıştan ailenin haberdar olacağını bilmeli çocuk ve aile de gerçekten haberdar edilmeli. Olumsuz davranış bir kez ortaya çıkmışsa tekrar yapılma olma ihtimali yüksektir. Evde de öğrenci aile kontrolünde olmalıdır. Aileden uzak bir davranış değiştirme sürecinin başarıya ulaşma ihtimali düşüktür.
Ajandamda öğrencilerin olumlu davranışları da kayıt edilmekte ve öğrenciye dönütler verilmektedir. Bu hafta 50 sayfa kitap okumuşsun gelecek hafta 55 sayfa okuman gerekiyor. şeklinde kayıtlar almaktayım. Bu sayede öğrenci kendi hızında gelişimini sürdürmektedir. Diğer öğrencilerle kıyaslayıp haftada bir kitap bitiren öğrenciyi örnek göstermek öğrencinin uzak hedefi olduğu için kendisi aynı seviyeye gelemeyince çalışmayı tamamen bırakma tehlikesi altında olacaktır. Kendi hedefine ulaşan öğrenciyi arkadaşları önünde överek başarma hissini tattırmak öğrencide güzel etkiler uyandırmaktadır. Haftada bir kitap bitiren öğrenci kitabını bitiremediği zamanlarda gerileme sürecine girdiğini bunun farkına varması gerektiğini arkadaşları önünde anlatmaktayım. Diğer öğrenciler de sınıfta çalışkan-tembel gibi bir ayrımı olmadan tüm öğrencilerin aynı tepkilerle karşılaştığını görmekte ve öğretmen-öğrenci arasındaki güven artmaktadır.
Sınıflarımızdaki sorunların önemli bir nedeni de deneme sınavlarıdır. Daha ikinci sınıftan uygulanan deneme sınavları sınıftaki öğrenciler arasında çalışkan-tembel olarak gruplanmaya sebep olmaktadır. Deneme sınavlarında sürekli alt sıralarda olan öğrenciler çalışmayı bırakacak ve yaramazlığa başlayacaktır. Zaten kanuni olarak da öğrencilere ilk üç sınıfta sınav yapmak yasaktır. Öğrencilerim 4. Sınıfta olmasına karşın hiç deneme sınavı yapmadım ve bu sayede hiçbiri de kimin daha iyi olduğunu bilmiyorlar. Hepsi de alinden geldiği kadar derslere katılım sağlamaya çalışıyor.
Ajanda kayıtlarımda yapılmayan ödev, devamsızlık, eksik ders aracı, başarılı çalışma, örnek davranış, vs.. birçok kayıdı ayrı ayrı tutmaktayım. Otuz kişilik sınıfta ödevini yapmayan öğrenci sayısının beşi geçtiğini hatırlamıyorum. Ders araçlarını unutan öğrenci sayısı da üçü hiç geçmedi. Ajandam devamlı masanın üzerinde durmakta ve öğrenciler istediği gibi inceleyebilmektedir. Gizli saklı yapılan her şey öğrenciyi tahrik edecekti ve gizli tutulan şeylere ulaşma isteği artacaktır.
Öğrenci ile arkadaş olma konusu da çok tartışma getiren bir konudur. Kimi eğitimciler arkadaş olarak sorunları çözdüğünü ifade ederken kimisi de bunun sakıncalarından bahsetmektedir. Beni yöntemim öğrenci ile arkadaş olmaktan uzak ona iyi bir öğretmen olmak üzerinedir. Öğrencilerin yeterince arkadaşı olduğunu düşünüyorum. Çocuğun ihtiyaç hissettiği duygu bir yetişkin tarafından onaylan ve değerli olduğunu hissetmektir. Öğrenciye değerli olduğunu ve işe yaradığını hissettirin. Öğretmen, öğrenci, kız, erkek farklı nitelikte bireyler olduğunu kabul ettirin. Bu farklılıkların zenginlik olduğunu ve bir arada yaşamanın önemini hissettirin.
Öğrencileri yargılamayın! Yaptığının nedenini ve hangi sonuçlar doğurduğunu düşünmesini sağlayın. Yapılanların kendisine yapıldığında ne hissedeceğini sorun ve özeleştirisini yapmasını sağlayın.
Günümüz insanının en önemli sorunlarından bir tanesi de kendini ifade etme ve bir grup veya topluluk karşısında konuşmadır. BU sorunla mücadele etmek için haftada bir serbest etkinlikler dersinde Serbest Kürsü etkinliği uyguluyorum. Öğrenci tahtaya çıkıp istediği gibi konuda konuşuyor, şarkı söylüyor, bilmece, fıkra vs
sergiliyor. Öğrencilerin severek yaptığı bu etkinliğin özgüvenlerini ve ifade yeteneklerini geliştirdiğini açık bir şekilde görebiliyorum.
Kurallar net ve açık olsun. Siz de kurallara uyun. Derse geç girilmeyecekse öğretmen de zamanında girmeli ve geç girdiği derste öğrencilerden özür dileyerek bunun nedeni öğrencilere açıklanmalıdır. Ancak bu sayede kuralların gerekli olduğunu hissettirebilirsiniz.
Tüm bu paylaştıklarım sabır gerektirir, sabırlı olalım arkadaşlar, ülkemizin farklı bölgelerinde çalışıyoruz ve farklı yaşantılara sahip çocuklara öğretmenlik yapıyoruz. Hangi bölgede olursa olsun çocuk bireydir ve her birey önemli olduğunu hissetme ihtiyacı içerisindedir. Öğrencilere saygı duyun ve değer verin. Ancak bu sayede onlar da size değer verecek ve saygı duyacaktır.
MUHAMMET YILMAZ
SINIF ÖĞRETMENİ
Hocam öğrencilere yönelik ajanda tuttuğunuzdan bahsetmişsiniz, bu uygulamayı nasıl yapıyorsunuz, ders esnasında durup not mu alıyorsunuz, öğrenciler için nasıl sayfalar oluşturdunuz, yorucu olmuyor mu, sisteminizden bahseder misiniz? Öğrencilerini takip için not alma çalışması yapan hocalarım, sistemleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Çünkü böyle not alma sistemiyle her çocuğun gelişiminin daha net bir şekilde takip edilebileceğini, onlara daha iyi yardımcı olunabileceğini düşünüyorum. Ama nasıl yapmam gerektiği aklımda net şekillenmedi. Teknolojiden de yararlanılabilir belki ama defter kullanmak daha etkili olacak diye düşünüyorum. Yardımcı olursanız sevinirim.