hocam anketinizi doldurdum. genelde arkadaşlara yardımcı olmak için anketleri doldurmaya çalışırım fakat anketler yorucu, sıkıcı, saçma olabiliyor. 100 soru sormak yerine aklı başında 25 soru sormak daha evla gibi. bir de sorular mantıklı olmalı. mesela:
"Eğitim durumlarında sunuş yoluyla öğretim stratejisi kullanılmalıdır. "
şu cümlenin hiçbir tutar yanı yok.
"Eğitim durumlarında" = böyle garabet bir tanımlama olamaz. Ne demek istiyor acaba. Eğitim yapılan ortamlarda mı?
"sunuş yoluyla" acaba noktalama işaretleri kullansak cümlemizde, cümlemiz daha anlaşılır olmaz mı?
pardon, şimdi anladım, şunu demek istemişsiniz:
"sunuş yoluyla öğretim stratejisi" Evet, demek ki siz derslerinizde işlediğiniz kitaplardaki cümleyi alıp soru haline getirmişsiniz.
alın size daha kısa ve anlaşılır cümle, hem de birkaç küçük değişiklikle:
"Eğitimde, sunuş yoluyla öğretim stratejisi kullanılmalıdır."
fakat bu cümle de yeterli değil. çünkü tam olarak ne sorduğu halen belirsiz. biraz daha üstünde çalışalım.
"Eğitimde her zaman, sunuş yoluyla öğretim stratejisi kullanılmalıdır."
veya
"Eğitimde en çok, sunuş yoluyla öğretim stratejisi kullanılmalıdır."
yani demek istediğim, bizlerin, sizin ders gördüğünüz kitaplarını okumamış olma ihtimali göz önünde bulundurarak, daha anlaşılır sorular sormanız. Fakat yine de takdir etmeliyim ki sizin sorularınızın çoğu daha anlaşılırdı önceki yaptığım anketlere göre.
bunu hocam siz şahsi olarak algılamayın, tüm anket yapan öğretmenlerimize küçük bir eleştiri.
Elestirilerinize katılıyorum.
Ben de dolduruyordum, ama 40-50 soruluk anketlerden sonra bıraktım.
15 sorudan fazlaysa anketi cevaplamayi bırakıp, sayfayı kapatıyorum.
Zaten sorular sıkıcı oluyor, okumasi cevaplanması derken daralma geliyor.
En kötü hepsine ayni şıkkı isaretleyip, bitirmeye çalışıyorum.
Değerli meslektaşlarım, öncelikle anket formunu doldurduğunuz için teşekkür ederim.
Smyi hocam, ölçekler belirli yapıyı ölçmek için hazırlanan bir araçtır. Ölçek hazırlamanın çeşitli kuralları vardır ve ölçekler bu kurallar çerçevesinde hazırlanmaktadır. Bazı konularda 10 maddelik bir ölçek hazırlanabilirken farklı konularda bireylerin gerçek algısını ortaya koymak için fazla sayıda maddenin olması gerekmektedir. Ayrıca öğretmenlerin benimsedikleri eğitim felsefelerini ölçmek isteyen bir ölçekte fazla sayıda madde olması gerekmektedir. Zira eğitim felsefelerini bildiğinizi ümit ediyorum. Eğitim durumu, eğitim programının bir boyutudur. Öğretme-öğrenme süreci olarak da ifade edilmektedir. Eğitim fakültesi mezunu iseniz bu kavramı görmemiş olmanız imkansız. Öğretim ilke ve yöntemleri, eğitimde program geliştirme, eğitime giriş, eğitim felsefesi, öğretimde planlama ve değerlendirme gibi birçok derste eğitim durumundan bahsedilmektedir. Üzücü olan yan şu: Türkiye'de öğretmen yetiştirme programlarından mezun olan kişiler ben lisanstan mezun oldum tamamlandım, her şeyi biliyorum düşüncesine sahip olmaları. Oysaki eğitim bilimlerinde de değişmeler ve gelişmeler olmaktadır. Bu bilimsel gelişmelerin ve değişmelerin her birimiz takipçisi olmalıyız. Alanımızla ilgili güncel gelişmeleri takip etmeliyiz ve bilimsel çalışmaları okumalıyız. Ayrıca şunu belirtmek isterim, eğitim fakültesinden mezun olan her öğretmenin alanın terimlerine aşina olması ve bu terimleri mesleki hayatlarında kullanmaları gerekmektedir. Zira üniversitelerde meslek eğitiminin yanı sıra akademik eğitimde verilmektedir. Maalesef şu tespitimi de belirtmek isterim. Ülkemizde öğretmenler bilimsel çalışmalara katkı noktasında yeterince istekli değiller. Düşünün öğretmen olarak her birimiz öğrencilerimize okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışmaktayız, ancak 40 soruluk bir ölçeği doldurmak bize zor gelmekte. Ne üzücü. Avrupa'da ise öğretmenler bizzat anketler ve ölçekler hazırlayarak, bilimsel çalışmalara katılarak eğitim bilimlerine yön vermektedir. Örneğin, Almanya, Fransa, Finlandiya, İngiltere, İsveç. Birde şunu belirtmek isterim, az sayıda maddenin olduğu bir ölçme aracı gerçek sonuçları vermeyebilir. Nitekim derslerinizde, 5 soruluk ve üç seçenekli çoktan seçmeli soruları kullanmayışınızın temel sebebi nedir? Neden böyle bir ölçme aracı hazırlanıp ilkokuldan yükseköğretime kadar kullanılmıyor? Hatta ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda neden 3 soru sorulmuyor? Çünkü ölçme araçlarının geçerli ve güvenilir olması gerekiyor. Özellikle kapsam geçerliği önemlidir. Bu konuda konuşulacak çok şey var aslında, ancak başka bir zaman bu tartışmayı yürütebiliriz. Tabii ki bilimin ışığında tartışmanın yürütülmesi taraftarıyım. Umarım görüşlerinizde bir değişiklik olmuştur ve şimdiye kadar akademik çalışmalara vermiş olduğunuz desteği daha da sürdürürsünüz. İyi günler dilerim.