Hayırlı günler dilerim.
Hikaye -3:Beş - altı yıl kadar önce bir bayan arkadaşla Ankara Estergon kalesinde şelalenin üst kısmındaki masalardan birinde oturmuş sohbet ediyorduk.
Biraz sonra yanımıza bizim yaşlarımızda bir bayan gelerek "Bir araştırma yapıyorum, yardımcı olabilir misiniz?" dedi.
Soruyu soran genç ve güzel bir bayan olmadığı için ben olumsuz yanıt vermeye hazırlandım.
Fakat bayan soruyu arkadaşıma bakarak sorduğu için o benden önce davrandı ve "Memnuniyetle" dedi.
Bayan masamıza oturarak arkadaşımla sohbet etmeye başladı.
Kitap okuma alışkanlıkları hakkında bir anket çalışmasında görevliymiş.
Normalda bugün çalışmıyormuş ama bizi görünce yardımcı olacağımızı düşünmüş.
40 tane sorusu varmış...
Giriş sohbetinden sonra sorulara geçildi.
Arkadaşım sorulara cevap verdikçe ben sessiz sessiz gülmeye başladım.Güldüğümü farkedince her ikisi de bozuldu. Arkadaşım sert bir şekilde :
- Ne gülüyorsun? diye sordu.
- Yok bir şey dedim. Siz devam edin.
Cevapları duymaya devam ettikçe dayanamayıp, sesli sesli gülmeye başladım.
Arkadaşımın ağzını açmasına fırsat vermeden:
- Ben biraz uzaklaşacağım. Siz anketi bitirin. Daha sonra gelip neden güldüğümü anlatırım dedim.
Güldüğümü görmesinler diye biraz uzaklaşıp, karşı taraftaki şelaleleri seyretmeye başladım.
10 - 15 dakika sonra arkadaşımın işaret etmesinden anketin bittiğini anladım ve yanlarına gittim.
Sanki hiç bir şey olmamış gibi anketör bayana dönerek:
- Sizin işiniz de bayağı zor dedim. Bu soruları öğrencilere de soruyor musunuz?
- Anket 16 yaşından büyükleri kapsıyor. Yaş dışında bir sınırlama yok.
Sorulara ciddi cevaplar vereceğine inandığımız herkese soruyoruz.
- O zaman bana sormayacaksınız demektir.
- Şeyyy... Yani...
-
Öğrenciler sorulara ne tür cevaplar veriyor? Kitap okuyorlar mıymış?- Hayır hemen hemen hiç kitap okumuyorlar. Nasıl okusunlar ki? OSS, OYS, SBS... sınavlara çalışmaktan fırsat bulamıyorlar.
Geçen gün hukuk bölümünde okuyan bir öğrenciyle konuştum. Final zamanıymış.
Bir haftadır doğru dürüst uyku uyuduğum yok, ayık kalabilmek için uyarıcı ilaçlar alıyorum.
Sınava bir hafta ya var ya yok, ben planladığım çalışmanın daha yarısını bitiremedim dedi.
Ben de iki sene hukuk okuyup bırakmıştım, öğrencinin anlattıkları beni geçmişe götürdü ve kendisine hak verdim...
Arkadaşım hukuk öğrencisi ile ilgili anlatılanları duyunca, başını önüne eğip gülmeye başlamıştı.
Soruları cevaplarken benim neden güldüğümü anlamış o da gülmeye başlamıştı.
Anketör bayan hala durumu anlamamıştı. Arkadaşıma bir şey söylememesini işaret ettim.
- Üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerde kitap okuyamadıklarını söylüyorlardır değil mi?
- Sayısal öğrencileri okumuyorlar ama sözel öğrencileri ara sıra okuduklarını söylediler.
Ne de olsa sözel sorular hızlı okuma alışkanlığı gerektiriyor.
- Yok canım soruları neden okusunlar ki?
Onlar soruları yazı tura atarak cevaplıyorlar.- Öyle şey olur mu? Konu anlatımlarının yanı sıra günde en az 20 sayfa soru OKUY...
Anketör bayan cümlesini tamamlayamadan gülmeye başladı.
- Siz gelmeden önce arkadaşımı uyarıcı ilaçlar almaması konusunda uyarıyordum.
Arkadaşım öğretmendir, gelecek hafta yapılacak müdür yardımcılığı sınavına gireceği için her gece idare konularını içeren kitaplar okuyor.
Kitapları bitirebilmek için uyarıcı ilaçlarla uyanık kalmaya çalışıyor.
Anket sorularınıza cevap verirken "Hangi sıklıkla kitap okuyorsunuz?" sorusuna verdiği cevabı hatırlıyor musunuz?
- Evet, "Nadiren kitap okurum" demişti.
- Siz de inandınız
- ...
- Buraya arkadaşımın arabasıyla geldik. Arabanın arka koltuğunda ne var biliyor musunuz?
Bilmesi mümkün olmadığı için arkadaşım araya girerek açıklama yaptı:
- İlköğretim öğrencileri için belirlenen 100 temel eserin 3. setini almıştım. İlk iki seti okumayı bitirdim.
Üçüncüsünü yeni almıştım, onu diyor.
- İyi ama ankette "En son ne zaman kitap okudunuz?" sorusuna niye hatırlamıyorum dediniz?
- O kitaplar ilköğretim öğrencileri için, öğrencilerime kitaplar hakkında sorular sorabilmek için ben de okuyorum.
...
Özetle söylecek olursak. 1- Halkımız "kitap okuma" kavramını "roman, hikaye, şiir" okumak şeklinde algılıyor ve anketlerde de bunun sorulduğunu varsayarak cevap veriyor.
2- Ülkemizde ders çalışırken okunan kitaplar "kitap okuma" eylemi kapsamına girmez.
3- Ülkemizde mesleğiniz gereği yaptığınız okumalar "kitap okuma" eylemi kapsamına girmez.
4- İbadet etmek, yaratanın emirlerini daha iyi anlamak amacıyla okunan kitaplar "kitap okuma" eylemi kapsamına girmez.
5- Son çıkan kitapları okumamışsanız "kitap okuma" eyleminde bulunmuyorsunuz demektir.
Yakın zamanda çıkan ve reklamı çok yapılan bir romanı okumuşsanız gönül rahatlığıyla "kitap okuyorum" diyebilirsiniz.
Hiç çekinmeyin.