İnsanlar düzlüğe çıkınca sizinle aştıkları yokuşları unuturlar.
İhtiyaçtan doğan sadakat, sadakat değildir. İnsanların size olan ihtiyaçları bittiğinde, sadakatleri de biter.
Çünkü minnet duygusu taşınamayacak kadar ağır bir yüktür.
Bir insana ihtiyacınız bittiği halde ona değer vermek, vefa göstermek; onun kıymetini bilmek ve onu önemsemek, ruhtaki asaletin ve karakterin ortaya çıkış biçimidir.
Bir kimseye sonradan öğretilmez, ruhunda ya vardır ya da yoktur! Vefa asaletten gelir.
Vefasızlığın kol gezdiği günümüzde menfaatlerin, çıkar ilişkilerinin, entrikaların, çoğu şeyin sanal olduğu bir ortamda ve en önemlisi vefasızların değer gördüğü bu devirde vefadan söz etmek gerekiyor.
Vefa her şeye lazım.
Çünkü vefa dertlere deva, hastalara şifadır.
Aileye, eşe, dosta, akrabaya, arkadaşa, çevreye, doğaya, hayvana hatta eşyaya bile vefa vardır.
Toplumda güzel bir söz vardır; kader kıymet bilmek her insanda olmasa da yapılan bir küçük iyilik, yapılan insan için çok kıymetlidir ve onu asla unutmaz. Mevlana’nın çok güzel bir sözü vardır : “Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilen içindir.”