Sayın turgutkuzan, bence siz Turgutkuzan'ın söyledikleri adlı bir konu açın.
yazmak istediğiniz herşeyi orada paylaşın.
böylece sizin engin bilgilerinizden faydalanmak isteyenler nadide paylaşımlarınızı kaçırmadan
takip ederler, konularınız alakasız kalmamış olur.
Hayırlı günler dilerim.
Engin bilgilerimden faydalanmak isteyenler her şart altında paylaşımlarımı takip ederler.
Benim hedefim
Engin bilgilerimden faydalanma ihtiyacında olmadığını
ZANNEDENLERE ulaşmaktır.
Benim tüm egitimhane üyelerinin
engin bilgilerine ihtiyacım olduğu gibi, tüm egitimhane üyelerinin de
benim
engin bilgilerime ihtiyacı vardır.
Egitimhane meclis üyesi olduğum dönemde egitimhanenin öğretmen dışındaki kişilerede hitap etmesi için çok gayret sarfettim.
Fakat çabalarım yeterli olmadı.
Şu anda egitimhane'deki tartışmaların tamamı 50 kadar konu başlığı çerçevesinde yapılmaktadır.
Bu durum monoton bir yapı ortaya çıkarmaktadır.
Kendi kaynaklarından beslenen BÜYÜK yapılar zaman içinde (şu anda ingilizce orjinal ismini hatırlayamadım) içe çökme olarak ifadelendiren bir durumla karşılaşırlar. Bu kaçınılmaz bir sonuçtur.
Bu nedenle büyük yapılanmalarda dış kaynaklardan beslenme yollarının açık tutulmasına özen gösterilir.
Egitimhane şu andaki yapısıyla tamamiyle iç kaynaklarından beslenmektedir.
Egitimhane meclis üyesi olduğum dönemde bir çok üye FARKLI konularda görüşlerini yazardı.
Bu nedenle benim paylaşımlarım göze batmazdı.
Şu anda FARKLI konular gündeme gelmediği için benim paylaşımlarım çok göz önünde duruyor.
Mesajlarımın tamamı okuduğum kitap ve makalelerin kaynaklık ettiği düşüncelerdir.
Her bir kıdemli egitimhane üyesi okuduğu kitap ve makalelerden kaynaklanan düşüncelerini yazsa egitimhane forumu daha canlı olmaz mı?
O zaman egitimhane gerçek hedefine daha kolay ulaşmaz mı?
acı patlıcanı kırağı çalmaz.
TDK web sitesinde bu atasözü için :
herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.
açıklaması yazılmış.
Bu atasözünü "Nasıl olsa bir şeyler yapmak için geç kaldım, bir şeyler yapmak için daha fazla geç kalmam daha kötü sonuç doğurmaz" anlamında mı kullanıyorsunuz?
bende hiç bir şey için geç değil diyenlerdenim 35 yaşındayım evliyim 1 çocuk annesiyim haftanın 2 günü okulda kursum
var diğer günlerde özel öğrencim var ve üniversitede okuyorum dışarıdan sosyoloji 2. sınıfa gidiyorum ve alttan ders
bırakmadım her fırsatta kitap okumaya çalışırım ve sağolsunlar haftada 2-3 gün misafirim gelir çok dolu dolu yaşıyorum
ayrıca sabahları 6.30 da kalkıp sahilde yürüyüş yapıyoruz yani isteyince herşeye vakit yeter
Konuyu 400 den fazla egitimhane üyesi okumuş.
"hiç bir şey için geç değil" düşüncesinden hareketle yaptıklarını yazan iki - üç kişiyiz.
Siyah gözlüklerimi takıp, bu oranlamayı Türkiye geneline uygularsam korkunç bir tablo ortaya çıkıyor.
Acaba Türkiye'nin kalkınmada gecikmesinde bu durumun bir etkisi olabilir mi?
evet.. artık çok geç.. araba kullanmak... zamanında öğrenmediğim için hayatımın pişmanlığı diye düşünüyorum...
90' lı yılların başında bir sürücü kursunda çalışıyordum.
Arkadaşların zorlamasıyla ehliyet aldım. Şöför koltuğuna son oturuşum ehliyet sınavındadır.
Ehliyetimi aldıktan 5-6 yıl sonra kaybetmiştim. Yenisini çıkarttırmaya bile gerek görmedim.
Bu trafik keşmekeşinde araba kullananlara acıyorum. O strese nasıl dayanabiliyorlar acaba...
Metrolar, hızlı trenler, uçaklar sağolsun
Zaman zaman televizyonlarda 80-90 yaşında insanların fren yerine yanlışlıkla gaza bastıkları haberlerini görüyorum da,
otomatik gaz ve fren özellikli arabaların çıkmasını beklemek daha iyi olur sanıyorum
Türkiye'nin bugünkü ideolojik vesayet eğitim sistemi bilgilendiriyor, aydınlatıyor mu, yoksa beyin mi yıkıyor?
Var mısınız bir sınav yapalım: Yüz sözde okumuş vatandaşa 1928'den önce basılmış bir roman verip oku şunu bakalım diyelim.
Yüzde kaçı gürül gürül okuyabilir acaba?
Bu eğitime harcanan paralara yazık!
Boşa giden zamana, emeklere, harcanan kuşaklara yazık!..
1975 - 1980 yıllarını hatırlayamayanların "beyin yıkama" ifadesini kullanmalarını garipsiyorum.
Çok eskilerden örnekler vermişsiniz.
İstiklal marşımızın on kıtasındaki kelimelerden kaçta kaçı günümüzde kullanılıyor?
İstiklal marşımızın ilk iki kıtasından on tane kelime seçip sorsam Türkiye nüfusunun yüzde doksanı cevap veremez.
Cevap veremeyecekler içinde büyük bir ihtimalle Milli Eğitim Bakanımız'da olacaktır.
Bu durumu eğitimsizlik olarak tanımlamak doğru olur mu?
Eğitim 100 yıl önce yazılmış eserleri okuyabilmek midir?
Yoksa
DÜŞÜNEBİLEN insanlar yetiştirmek midir?Henüz etkileri gözlemlenemese de artık
SORGULAYAN bir nesil yetişiyor.