"Bir tembellik veya ahlâki gevşeklik, genellikle, insanı atalarının yaşadıkları aynı işte ve aynı noktada tutar. "Babam, Büyükbabam böyle yaptılar. Ben niçin başka türlü yapayım." derler. Nesilden nesile, dış hayatın genel şartları değişir. Yeni şartlara uymayan ve geleneklerde ısrar eden, yalnız kalmaya, zayıf düşmeye, yıkılmaya ve ölüme mahkûmdur. Bugün iddia edilemez ki, bir gezinti için, yavaş giden eski bir araba, yolun güzelliklerinden istifadeye uygun iyi bir ulaşım vasıtasıdır. Bir işte, ekspres treni ile giden bir rakiple rekabet söz konusu olunca, araba ile gitmek, geç kalmak için en emin bir vasıtadır. Herşey böyledir.
Her şeyde en iyi ve kuvvetiyle uyumlu olanı aramalıdır. İnsan cesaret edebilmeli ve tehilikeyi göze alabilmelidir. İnsan, yeni bir teşebbüste, özel bir zevk duyar; kuvvetini ve değerini anlar; o zaman, kendi kendini daha iyi takdir eder ve başkalarına takdir ettirir. Yalnız kalınca, kendi kudretsizliğinin acısını hisseder. "( 1930)
Mustafa Kemal ATATÜRK