Atatürk ve Çoban
Atatürk arada bir güzel havalarda kırlara çıkmaya severdi.Bir arabaya atlar,bir süre gittikten sonra arabadan iner, biraz da yaya dolaşırdı.
Böyle bir gezinti sırasında dağ başında, kendisini tanımayan bir çobanla ahbaplığa girişmiş, sürüden, koyundan söz ettikten sonra aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
-Sen Atatürkü bilir misin?
-Bilmez miyim efendi?Ona Gazi Paşa da derler.
-Peki ne yapmış Gazi Paşa?
-Efendi onun neler yaptığını sen daha iyi bilmelisin.
-Onu görmek ister misin?
-Ah, efendi istemem mi,ama ben onu nerden göreyim?
-Öyleyse bana bak, o bana çok benzer.
Çoban övünme saydığı bu söz üzerine dudak bükerek:
-Haydi ordan.Senin kılığında Atatürk mü olur?Sakalın bıyığın bile yok,karşılığını vermiş.
Atatürk, çobanın bu küçümsemesini sevimli bir anı diye anlatır ve şöyle bitirirdi.
-Çobanın masum hayalini bozmadım ve onun kafasında bıyıklı,sakallı kalmaya razı oldum.
Kaynak: Mehmet Ali Ağakay, Atatürkten 20 Anı, Ankara 1990, s. 15-16