Atatürk Diyor Ki;

-"Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!"

...

Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur

 Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir

  Olay otistik çocukların eğitildiği bir okulda geçiyor.
 
 Musa öğretmen çocuklara Atatürk´ü anlatırken "O ölmedi içimizde yaşıyor" diyor.
 
 Aradan bir süre geçiyor, küçük çocuğun ailesi öğretmene eskiden çok su içen çocuklarının artık su içmediğinden yakınarak, yardım talep ediyor.

 
 Musa öğretmen çocuğa neden su içmediğini soruyor.
 
 Çocuğun öğretmenine verdiği yanıt yeri göğü inletecek, gözyaşlarını suya - sele çevirecek bir yanıttır.
 
 Küçük çocuk "içinde yaşattığı Atatürk boğulmasın diye su içmemektedir.
 
 Öğrencisini gözyaşlarıyla bağrına basan Musa öğretmen; "İstediğin kadar su içebilirsin, Atatürk çok güzel yüzme biliyordu" deyince Hayat normale dönüyor ve küçük çocuk içinde özenle koruduğu Atatürk´ünün yüzme bildiğini öğrenince yeniden su içmeye başlıyor.
 
                                 Prof. Dr. Hüdaver COŞKUN

...

  Atatürk dönemi para politikası:
  O devirde bütün ülkelerde para altın karşılğı basılıyordu.Yıllarca savaşların içinde bulunan ülkenin de merkez bankasında yeterli altın yoktu.
  Çiftçi tarlasını ekecek.Ancak ekim masraflarını nereden bulacak?Burada Atatürk'ün dahiyane politikası devreye giriyordu:Çiftçiye karşılıksız basılan para borç olarak veriliyor hasat zamanı da bu para geri alınıyordu.Böylece karşılıksız basılan para geri döndüğü gibi,ekonominin çarkları da bu tedbirle hızla dönmeye başladı.
  (Altına dayalı para basma bütün dünyada terkedilimiş,artık karşılıksız olarak para basılmaktadır.)

.

    * Dış siyaset bir toplumun iç kuruluşu ile sıkı şekilde ilgilidir. Çünkü iç kuruluşa dayanmıyan dış siyasetler daima mahkum kalırlar. Bir toplumun iç kuruluşu ne kadar kuvvetli, sağlam olursa, dış siyaseti de o nisbette güçlü ve dayanıklı olur.
1923

    * Dış siyaset, iç kuruluş ve iç siyasete dayandırılmak zaruretindedir, yani iç kuruluşun tahammül edemeyeceği genişlikte olmamalıdır. Yoksa hayali dış siyasetler peşinde dolaşanlar, dayanak noktalarını kendiliğinden kaybederler.
1923

Sabiha GÖKÇEN Anlatıyor…
Atatürk’ün gerçekleşemeyen en büyük özlemi…
.
ATATÜRK ; “Sana büyük bir özlemimden bahsetmek istiyorum gökçen..”
.
Buyrun paşam sizin özlemlerinizi dinlemek çok hoşuma gidiyor. Ama umutsuzluklarla dolu olmasın ne olur özleminiz…

.
Zoraki bir gülümseme ile ; “Umutsuz olmak için bir neden yok ki” dedi “Sadece şu yatağı ve hastalığı sevmiyorum hepsi o kadar…”
.
“Evet bir özlem duyuyorum içimde büyük bir özlem.. Sevdiğim vatanımın bir köşesinde şöyle ağaçlardan etrafın ve hatta gökyüzünün bile görülmediği bir köşesinde planını kendimin çizeceği küçük mütevazi bir ev olsun istiyorum.. Gideyim oraya.. çiçeklerle uğraşayım, kuşlarla uğraşayım, ağaçlarla haşır neşir olayım.. Acaba bu mümkün olabilecek mi ? Sanmıyorum.. Gençliğimden beri düşlediğim bir şeydi bu. Rahmetli anneme de böyle söylerdim. Küçük ağaçlar içerisinde bir ev yaptıracağım size, orada birlikte mutlu yaşayıp gideceğiz. Onunda hoşuna giderdi bu sözlerim, sevinçle parlardı gözleri…”
.
Milletine adanmış kısacık hayatında bu hayalini gerçekleştirecek zamanı bulamadı Atatürk.. “İçimdeki duyguları anlatabilmekte güçlük çekiyorum.. bu yeşil tutkusunu, bu ağaç sevgisini..” Sustu.. Gözlerini yatağının tam karşısındaki yeşili bol olan tabloya dikti…
.
Kaynak : Sabiha Gökçen – Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti

  Atatürk'ün en büyük adımlarından birisi de annenin eğitime katkısını çok önemli bularak,Türk kadınına siyasette,ekonomide,bilimde,kısacası hayatın her alanında yer vermesidir.Attığı bu adımın değerini hâlâ anlamış değiliz.Eğer anlamış olsaydık veliyi de eğitecek,ona yöne verecek gelişmeleri hızla uygulamaya koyardık.

Büyük şeyleri büyük milletler yapar.

Emre Çolak, Arda Turan...