ATATÜRK’Ü FARKLI KILAN ÖZELLİKLER
M.Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 63.yılında Onu milletçe saygı ve şükranla anıyoruz.
Bu gün milletçe yas tutup ağlamak yerine “En büyük eserimdir” diye her zaman övündüğü T.C. Devleti’nin kurucusu yüce önder Atatürk’ü, hayatını ve eserlerini, ilke ve inkılaplarını tekrar gözden geçirip onu daha iyi anlamaya çalışmalıyız.Böylece devletimizin hangi şartlarda bu güne geldiğini ve Atatürk’ün emanetlerini daha ileriye götürmek için bizlere ne gibi görevler düştüğünü daha iyi kavrarız.
Ünlü İngiliz devlet adamı Winston Churchill, daha 1915’lerde Atatürk için “Bu eşsiz kahraman Türklüğün mukadderatını ele alacak olan bir dehadır” sözleriyle ileri yıllarda onun Türk Milleti’nin lideri olacağına işaret etmektedir.
Atatürk, her şeyden önce bir askerdir.Ömrünün önemli bir kısmı savaş meydanlarında geçmiştir.Buna rağmen mecburi olmadıkça savaşın bir cinayet olduğunu söyler.
30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti yıkılmış, memleket işgal edilmeye başlanmıştır.Bu şartlarda Atatürk, İstanbul’a gelir, arkadaşlarıyla görüşür fakat çoğu ile memleketin kurtuluşu konusunda anlaşamaz.Onlar İngiliz, Fransız, Amerikan mandasından bahsederken Atatürk, Anadolu’ya geçip Milli Mücadele’yi başlatma yolunu seçmiştir.Anadolu’ya geçerken güvendiği bir tek şey vardı: O da Türk Milleti’nin bağımsız yaşma azmi.Türk Milleti , Onun etrafında kenetlenerek düşmanların planlarını altüst edip memleketi düşmanlardan temizlemişlerdir.
Atatürk, kahraman bir asker olmasına rağmen millet egemenliğini tercih eden liderlerden biridir.Daha Amasya Genelgesi’nde Cumhuriyet yönetiminin izlerine rastlamak mümkündür.
Atatürk, aynı zamanda ekonomi ile yakından ilgileniyordu.Daha barış yapılmadan İzmir’de I.İktisat Kongresi’nin toplanması Onun bir milletin istiklal ve refahı için ekonominin ne kadar önemli olduğunu çok iyi kavradığını göstermektedir.
Atatürk’ün fikirlerine bu gün bizler Kemalizm veya Atatürkçülük diyoruz.Bu fikirlerin önemini korumasının bir tek sebebi var: O da aklın ve bilimin önderliğinde ortaya çıkması. Atatürk’ün yaşadığı devrin liderlerine baktığımız zaman bir çoğunun unutulmuş, hatta bazılarının hatırlanmasından o milletler bile rahatsız olurken Atatürkçülük her geçen gün daha da güçlenerek varlığını devam ettirmektedir.İşte Atatürk’ü çağını aşan dünya liderlerin bir yapan özelliklerden bir tanesi.
Onu tarih dünyaya yalnız bir milletin , bir ülkenin kurtarıcısı olarak değil, esir ve mazlum milletlere istiklal için savaşın, uygarlık için savaşın öncü ve müjdecisi olarak da değil, bütün dünya halklarına sulhun, ıstırapları baskı ile değil, müşterek ıstırap duygusu ile dindirmenin ve dünya vatandaşlığının öncüsü ve müjdecisi ve habercisi olarak gönderdi.
Yalnız Atatürk’tür ki ne insanlarla insanlar, ne milletlerle milletler arasında bir kin, bir düşmanlık duygusu gütmeden eserini vermiştir.Düşmanını daha yendiği anda affetmiştir.Esir ettiği generallere , daha savaş meydanında mertçe el uzatan tek adam odur.Bu generalleri kendi yurduna salan, önderleri , devlet ve hükümet reislerini ülkesine dost olarak çağıran, onları kendi toprağında dost olarak karşılayan, ağırlayan ve onların hepsini istisnasız fetheden odur.Kısacası “Yurtta sulh, Cihanda Sulh” yalnız onun sloganıdır.
Mustafa Kemal’in şahsında biz , yalnız kudretli bir asker , kudretli bir devlet kurucusu ve çağdaş bir inkılapçı değil, çağımız ölçüsünde bir üstün insan görüyoruz.Onu gittikçe daha iyi anlıyor, onu gittikçe daha iyi anlayarak ona bağlanıyoruz.Onunla gittikçe daha sevinerek övünüyoruz.Hem seziyoruz ki, yarın onu yalnız biz Türkler değil , bütün insanlık alemi de , daha iyi anlayacak ve daha çok yüceltecektir.
Seni saygı ve şükranla anıyoruz...