Atatürk Ve Montessori Eğitimi

Çevrimdışı peugeot307

  • B Grubu
  • 2.730
  • 5.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.730
  • 5.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
22 Nis 2016 22:56:39
Yarın 23 Nisan Ulusal Egemenelik ve Çocuk Bayramı... Dünyada pek çok ülkede kutlanan ilk ve tek çocuk bayramı olan 23 Nisan`ı  çocuklara armağan eden Mustafa Kemal Atatürk`ün eğitime verdiği öneme dair bir yazıyı, bu vesleyle biz de sizlerin ilgisine sunuyoruz.

Eğitim, milletlerin bağımsız yaşayabilmeleri, kalkınıp güçlenmeleri bakımından hayatî önem taşır. Atatürk`e göre, "en önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir." Atatürk`ün gerçekleştirmiş olduğu Harf Devrimi, eğitim adına atılmış en önemli adımlardan birisidir. Osmanlıca okuyup yazmanın zorluğu karşısında Harf Devrimi sayesinde bütün yurtta okuma yazma oranında büyük bir artış olmuş, kültürel anlamda da halk bilinçli bir hale gelmiştir.* Sakarya Savaşı`nın devam ettiği bir zamanda bile Ankara`da Maarif Kongresi yani Milli Eğitim Kongresi savaşa rağmen ertelenmemiş ve 16 Temmuz 1921`de toplanmıştır. Atatürk, savaşa rağmen bu kongrenin ertelenmesine razı olmamış, kongrenin açış konuşmasını bile kendisi yapmıştır. Anadolu`nun her tarafından gelen 250 dolayında kadın ve erkek öğretmenin katıldığı kongrenin gündemi iki ana konuyu içeriyordu; İlk mekteplerin programları ve öğretim süreleri, orta öğretim programları ve dersleri. Atatürk`ün bu kongre esnasında eğitimcilere verdiği şu öneriyi Mustafa Rahmi Balaban şöyle aktarıyor, "Gazi Paşa Hazretleri`nin Maarif Umdesinin ve Maarif Misakının ruhî ve içtimaî ehemmiyet ve derinliği hakkında etraflı malumat edinmek isteyen, lisan bilen genç muallimler ve terbiye ile alâkadar olanlar, John Dewey, Alfred Binet, William Stern, Maria Montessori`nin eserlerini okumalıdır. Bu zevatın (Maria Montesori) terbiyede şaheser denmeye lâyık eserlerinin lisanımıza tercümesi de pek faydalı olacaktır. Hayat ve faaliyet düsturu üzerine müstenit terbiye usulünü büyük bir muvaffakiyetle tatbik eden İtalyalı Doktor Maria Montessori olmuştur. Çocuk bahçeleri (kindergarten, anaokulları) hususunda Fröbel`i tarihe gömen bu büyük kadına yeni terbiye ammesi çok medyundur."

Atatürk`ün Maria Montessori ismini tavsiye etmesi sıradan ve rastgele bir tavsiye değildir, zira Gazi yaşadığı çağı çok iyi okuyabilen bir liderdir. Maria Montessori için kullandığı yukarıdaki övücü sözler batılı bilim insanları tarafından da aynı tonda seslendirilmiştir. Üstelik bu başarılı öngörü yüzyılı deviren bir eğitim yönteminin ilk günlerine, dünyada henüz bu ölçüde tanınmasından önceki bir zamana aittir.

Örneğin, eğitim sistemleri üzerine göz kamaştırıcı çalışmalar yapan Dr. Heike Beuschlein, Maria Montessori için şu ifadeleri kullanmıştır; "Dünyada hiçbir reform pedagojisi uluslararası alanda Maria Montessori pedagojisi kadar geniş bir alana yayılmamıştır. Çoğu aile de çocuklarına verdiği eğitimi onun ilkelerine göre düzenlemişlerdir. Onun, çağdaş çocuk eğitimi konusunda en önemli isim olduğu, bu alanda rönesans olarak adlandırılabilecek kadar hizmet ettiği artık kesinlikle kabul edilmektedir." Sadece Dr. Beuschlein değil, eğitim pedagojisinin en önemli isimlerinden biri olan Rita Kramer da Maria Montessori ve onun geliştirdiği eğitim sistemi hakkında şu ifadeleri kullanmıştır, "...dünya eğitim sisteminde devrim yapan kadın, ...Onun başarıları o kadar harikadır ki, onun metotları bir ülkeden diğerlerine yayılmış, Doğu`da Çin ve Kore`ye, Batı`da Honolulu ve Güney`de Arjantin`e kadar uzanmıştır."




Maria Montessori 1907 yılında ilk çocukevi “Casa dei Banbini”de engelli olmayan çocuklarla çalışmalarında yaptığı gözlemlerde çocukların nelerden hoşlandıklarını ve nelerden hoşlanmadıklarını saptar.

Maria Montessori çocukların;

ödüllerden
cezalardan
yetişkin tarafından programlanmış eğitimden
oyuncaklardan
şekerlemelerden
öğretmen masasından
toplu derslerden
hoşlanmadıklarını,

özgür seçimden,
hatalarını kendilerinin denetiminden,
• hareket etmekten,
• sessizlikten,
• sosyal ilişkilerini kendileri tarafından kurulmasından,
• çevrenin düzenli ve temiz olmasından,
• özgür faaliyete dayalı bir disiplinden,
• kitapsız okuma ve yazmadan
• alıştırmaların tekrarından,
hoşlandıklarını gözlemledi.

Eğitim sistemini çocuktan yola çıkarak kurdu.



Bu, başka eğitim sistemleriyle karşılaştırıldığında çocuklara sağlanan olanaklar sayesinde, kendi seçimlerinin eğitimcinin onları isteklendirmesinin yerine geçtiği kendi eylemleri sonucu hataların denetlenebildiği bir eğitim sistemidir.

Montessori eğitimi temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durmaktadır.

Maria Montessori bunu açıkça şu şekilde ifade etmektedir: “Eğitimde metot değil, insan kişiliği göz önüne alınmalıdır.”

Çocuk, özeldir, tektir.
Kendine has bir varlıktır.
Çocuk etrafındaki maddesel dünyayı absorbe eder, gelecekte yetiştireceği kişi modelini biçimlendirir.
“Çocuk, insanların mimarıdır.” Bu mimarlar farkında olmadan içlerindeki inşa planına uyarak kendi ritimleri doğrultusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.
Bu gelişime yetişkinler etki edemezler çünkü onlar inşa planını bilmemektedirler. Ancak, bir yetişkinin zamansız müdahalesi ya bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.
Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.
Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde calışırlar.
Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
Çocuğun güçlü bir karakterde yetişmesini sağlamak için “bir bakıma fiziksel ve ruhsal bir hijyene” ihtiyaç vardır. Bu durumda yetişkinlerin görevi çocuğun içindeki yeteneği ve gizil gücü uyandırmak ve onları gelişim sürecinde desteklemektir.

Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde calışırlar. Dolayısıyla Montessori yönteminin özü, çocuğa önceden hazırlanmış bir çevrede kendi kendini geliştirebileceği şekilde hareket ve faaliyet özgürlüğü tanımayı amaçlayan, kendi kendine oluşan ve gelişen bir yöntem ve sistem anlayışıdır.

“Çocuğa hazırlanmış bir çevrede, çocuğun kişiliğini oluşturması için özgürlük tanıyan, kişiliğinin gelişim sürecini destekleyen, çocuğun kendi onuru içerisinde bireyselleşmesi ve sosyalleşmesini ciddiye alan, bireye özgü adil bir eğitimdir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Nis 2016 11:30:49
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Alıntı
Dünyada pek çok ülkede kutlanan ilk ve tek çocuk bayramı olan 23 Nisan`ı...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde 77 ülkenin çocuk bayramlarının tarihleri mevcuttur.
İçlerinde bizden önce çocuk bayramı kutlamaya başlamış ülkeler olabilir.
Alıntı
Maria Montessori çocukların; ödüllerden, cezalardan, yetişkin tarafından programlanmış eğitimden, oyuncaklardan, şekerlemelerden, öğretmen masasından, toplu derslerden hoşlanmadıklarını,

Ödülden, oyuncaktan, şekerlerden hoşlanmayan çocuklarda mı varmış, hangi ülkede bu çocuklar hemen İTHAL EDELİM. :)

Alıntı
özgür seçimden, hatalarını kendilerinin denetiminden,  hareket etmekten, sessizlikten, sosyal ilişkilerini kendileri tarafından kurulmasından, çevrenin düzenli ve temiz olmasından,  özgür faaliyete dayalı bir disiplinden,  kitapsız okuma ve yazmadan,  alıştırmaların tekrarından, hoşlandıklarını gözlemledi.
Çevresini düzenli ve temiz tutan veya annesinin sürekli temizlemesinden, düzenlemesinden memnun olan çocuklarda varmış... Ben hiç karşılaşmadım
 
Kitapsız okuma ve yazma nasıl oluyor? Gazete ve dergi okumaktan mı hoşlanıyorlarmış?

Alıntı
Bu, başka eğitim sistemleriyle karşılaştırıldığında çocuklara sağlanan olanaklar sayesinde, kendi seçimlerinin eğitimcinin onları isteklendirmesinin yerine geçtiği kendi eylemleri sonucu hataların denetlenebildiği bir eğitim sistemidir.
Bu yaşıma geldim, başkalarının desteği / yüreklendirmesi olmadan bir şeyler yapabildiğim nadirdir.
Kendi seçimimle bir şeyler yaptırabilecek bir eğitim sistemi... Mükemmel bir şey olmalı...

Hem de kendi eylemimin sonuçlarını, hatalarını DENETLEYEBİLECEĞİM... Bunu da çocukken yapabileceğim öyle mi? Böyle bir sistemin bir insan tarafından düşünülmüş / uygulanmış / başarılı olmuş olmasına inanmam mümkün değil. Böyle bir şeyi ancak melekler yapabilir.
Alıntı
Montessori eğitimi temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durmaktadır.
Diğer eğitim sistemleri hangi hususun üzerinde durmaktadır?
Alıntı
Çocuk, özeldir, tektir.
Kendine has bir varlıktır.

Şu "özel / tek" olan çocuklarla bir türlü tanışma fırsatım olmadı.
Benim tanıdığım çocuklar birbirinin fotokopisi gibi, hepsi (üç aşağı beş yukarı) aynı hataları / yaramazlıkları yapıyor.
Hepsi aynı şeylere (üç aşağı beş yukarı) üzülüyor, aynı şeylerden hoşlanıyor.
Muhtemelen hepsinin İNSAN olmasından kaynaklanıyordur.
Aralarında başka tür yaratıklar olsaydı belki "özel / tek" olabilirlerdi.
Alıntı
Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışırlar.

Benim böyle bir imkanım olsaydı kesinlikle bilgisayarı seçerdim.
Ortada güzelim bilgisayar dururken, kitap, oyuncak gibi İLKEL materyalleri ne yapayım.
7 gün 24 saat kesintisiz bilgisayar kullanabilmek... Hem de yattığım yerde... Tanrım, hayal bile edemiyorum :)
Alıntı
Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
Erken öğrenip de ne olacak? Başım göğe mi erecek?  Hem istediğim kadar tekrar etme imkanım var. Elbet bir gün öğrenirim.
Alıntı
Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
Hatalar, düzeltilmek için değil, tekrarlanmak içindir. Yetişkinler bu gerçeği bir türlü ANLAYAMAZLAR.
Alıntı
Çocuğun güçlü bir karakterde yetişmesini sağlamak için “bir bakıma fiziksel ve ruhsal bir hijyene” ihtiyaç vardır.
Hijyen mi? İğrenç... Hijyenle falan uğraşamam ben. "Kirlenmek güzeldir." :)
Alıntı
Bu durumda yetişkinlerin görevi çocuğun içindeki yeteneği ve gizil gücü uyandırmak ve onları gelişim sürecinde desteklemektir.
Yetişkinlerin görevinden bana ne? Siz bana "Meta zori" eğitim ne zaman başlıyor ondan haber verin.

Alıntı
Çocuğa hazırlanmış bir çevrede, çocuğun kişiliğini oluşturması için özgürlük tanıyan, kişiliğinin gelişim sürecini destekleyen,  çocuğun kendi onuru içerisinde bireyselleşmesi ve sosyalleşmesini ciddiye alan, bireye özgü adil bir eğitimdir.
Mükemmel şartlarda eğitilen çocuklar, mükemmel olmayan hayat şartlarında sudan çıkmış balıklar haline gelirler.

Hiç bir eğitim sistemi mükemmel değildir.
Mükemmel olduğu iddia edilen eğitim sistemlerinin UYGULANMASINDA / SONUÇLARINDA problemler yaşanır.

Cennet, Dünya'da değildir. Yaşam, zıtlıklarıyla, eksiklikleriyle bir bütün halinde yaşanması gerekir. Bireye özgü eğitim sitemleri, toplumsal yaşamın gerçeklerine uyum sağlayamaz

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Nis 2016 13:08:00
Verdiğiniz linkte  dunyadaki cocuk bayramlari bizden önce kutlanması   ile ilgili bilgi yok. Keşke kontrol etseydiniz.

İlk kez biz ATATÜRK 'ümüzün sayesinde kutluyoruz.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Nis 2016 14:27:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Verdiğiniz linkte  dunyadaki cocuk bayramlari bizden önce kutlanması   ile ilgili bilgi yok. Keşke kontrol etseydiniz.

İlk kez biz ATATÜRK 'ümüzün sayesinde kutluyoruz.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Paylaştığım linkte bayramların kutlama GÜN bilgileri mevcut.
Kutlamaların hangi YILDA başladığını öğrenmek için ayrı bir araştırma yapmak gerekir.

77 ülkeyi araştırmak uzun zaman alacağı için "İçlerinde bizden önce çocuk bayramı kutlamaya başlamış ülkeler OLABİLİR."
ifadesini kullandım.

"İLK kez biz ATATÜRK 'ümüzün sayesinde kutluyoruz."
ifadesini kullanabilmek için 77 ülkenin hangi YILDA kutlamalara başladığını gösteren link / linkleri paylaşmanız uygun olur.

Sanat, bilim, teknoloji gibi konularda bizden ileri ülkeler olduğu gibi "çocuk bayramını"  bizden önce kutlamaya başlamış ülkelerde olabilir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK