Ali Tezel'in haberi
Başbakanlık’ta hazırlanan Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapılan taslağa göre disiplin cezaları artırılıyor.
Devlet memurları için sıkıyönetim kuralları öngören, tıpkı Bulgaristan’daki Belene Kampı dönemi başlayacak gibi görünüyor.
Tasarıyı basitçe özetleyecek olursak, “Memurlara, konuşmayacaksınız, amirleriniz tarafından verilen emirlere itiraz etmeyeceksiniz, hele basında görev yapan arkadaşlarınızla asla konuşmayacaksınız” denilmektedir.
Şimdiye kadar basına bilgi verme kınama cezasıyla sonlanırken yeni tasarıyla ceza artırılarak basına bilgi sızdırılmasına kademe ilerlemesi cezası öngörülüyor. Tasarıyla artırılan disiplin cezaları şöyle:
Aylıktan kesme cezası öngören fiiller:
1) Hizmette gösterdiği yetersizlik sebebiyle kurumlarının stratejik plan ve performans hedeflerinin gerçekleşmemesine yol açmak.
2) Usulsüz şikâyette bulunmak.
3) Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak.
Kademe ilerleme cezasını öngören fiiller:
1) Kendini geliştirme, sorun çözme, planlama konularında yeterli gayret ve çaba göstermemek.
2) Verilen emirlere itiraz etmek, görevleri tam ve zamanında yapmamak, hizmetin yürütülmesinde ve görevin yerine getirilmesinde kurumlarınca
belirlenen usul ve esaslara uymamak.
3) Göreviyle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak.
4) Görev sırasında amirlerine hal ve hareketleri ile saygısız davranmak.
5) Devlete ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak.
6) Kurumların çalışma ortamını ve düzenini bozmak.
7) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek.
Devlet memurluğundan çıkarma:
1) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak.
2) Bir yıl içerisinde toplam iki defa kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla tecziye.
Sözleşmeli memura grev yasağı geliyor
Halen geçerli olan mevzuata göre, memurlara sendikaları tarafından alınan grev ve iş bırakma eylemlerinden dolayı ceza verilemiyor.
Zira verilen cezaların hepsi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden döndüğü için artık ceza verilmesi mümkün değil. Şimdi getirilen yeni düzenlemeyle memurlar sözleşmeli hale getirilip bir de grev yasağı getirilmektedir.
Getirilen düzenlemeyle; sözleşmeli personelin grev kararı vermesi, bu yolda ropaganda yapması, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılması, grevi desteklemesi yahut teşvik etmesi yasaklanıyor.
ÜCRET DÜZENLEMESİ TÜM ÇALIŞANLARI KAPSAMIYOR
Tasarıyla kamuda uzmanlar dışında hiçbir gruba ücret artışı sağlamıyor. Bu sebeple halen Başbakanlık’ta bulunan tasarıda yer almak,ücretlerini artırmak isteyen grupların, kendi unvanlarının da eklenmesi için Başbakanlığa dilekçe göndermeleri yerine olur.
Yani, öğretmenler, müfettişler, askerler, polisler, postacılar, itfaiyeciler, memurlar, bilgisayar işletmenleri gibi her unvandaki memurlar, haklarının peşine düşsünler.
Memurlara da esnek çalışma geliyor
Tasarıyla, hükümet çalışmasını istemediği memurları görev yerlerine bağlı olmaksızın istediği yerde çalıştırabilecek. Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkün olacak.
Bu hususlar Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek. Kadrosu kaldırılan (genel müdür yardımcısı, şube müdürleri gibi) memurlar, en geç altı ay içinde kendi kurumlarında niteliklerine uygun bir kadroya atanacak.
MEMURLAR VE MÜFETTİŞLERE HAVUZ SÜRGÜNÜ
Bu memurlar, kurumlarında atama imkânı bulunmaması halinde aynı süre içinde başka bir kurumdaki kadrolara atanmak üzere memur havuzuna gönderilecek.
Bu şekilde kadroları kaldırılanların maaşları da sabitlenecek. müdür ve daha üst olanlar ile danışma ve denetim işlevlerine ilişkin kadrolarda çalışanlar araştırmacı, diğerleri ise durumlarına uygun kadrolara atanacaklar.
Bu maddeyle, bakanlıklarda yer alan müfettişlerin havuza atılması gündeme gelecek.
UZMANLAR ARASINDA DA ADALETSİZLİK BAŞLAYACAK
İlk taslakta kamudaki tüm uzmanlara zam öngören düzenlemeden vazgeçildi, şimdi tasarının son halinde uzmanlar arasında ayrım da yapıldı.
Bu konuda tasarıdan çıkan uzmanlar ile denetmenler de isyandalar. Uzmanlar bakın ne diyor: “Uzmanlaşmanın istendiği ülkemizde uzman adı altında çalışan arkadaşların maaşları 1350 ile 4500 lira arasında değişmektedir.
Tasarıdan son dakikada, başta taşrada çalışan uzmanlar olmak üzere mahalli idarelerde çalışan ve 5018 No’lu yasa ile kurumların belkemiği haline gelen uzmanlıklar, (mali hizmetler uzmanları, milli emlak uzmanları, muhasebe, kültür ve çevre uzmanları) çıkarılmıştır.
Ricamız, bu hususu dile getirmenizdir. 2000-2850 lira aylık ücret alan mesleklerin maaşlarını eşitleme bahanesiyle aradaki maaş farkı kapatılması gerekirken tasarıyla makasın daha da açılması, biz yaklaşık 4- 5 aşamalı sınavlardan geçen ve uzman adı altında 1350 lira maaşa talim eden genç uzman yardımcılarını “memur zihniyetine” sürüklemekten başka bir şey yapmayacaktır.”
Memura verilen ikramiye değil 122 lira prim
Önceki gün Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın açıkladığı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yapan tasarıda yer alan bir madde dün ekonomi basınında dikkat çekiciydi.
Taslak içerisinde ‘Memura yılda 4 ikramiye geliyor’ başlığıyla çarpıcı hale getirilen düzenleme, aslında yazıyı okuyanların da rahatlıkla görebileceği gibi bildiğimiz anlamda yarım ya da 1 maaş ikramiyeyi değil toplu sözleşme kapsamındaki memurlara verilen ‘yıllık’ 122 liralık primi ifade ediyordu.
Maddede Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce iptal edilen toplu görüşme primi yeniden getirilirken, yıllık 122 liralık ödemenin ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında yapılacağı ifade ediliyor.
Kısacası ikramiye gibi yansıtılan aslında en düşük memur maaşının neredeyse 10’da 1’i rakamın 4’e bölünmesinden ibaret.