Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hakkında Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Bir kaç gün önce bir web sitesinde gördüğüm "
Geleneği Bozmadı: İlk Resmi Yurtdışı Ziyareti Azerbaycan'a" şeklindeki haber başlığı ilgimi çekti.
Haberin devamı şu şekildeydi :
- Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra
Kıbrıs temaslarının ardından ilk yurtdışı ziyaretini Azerbaycana yapacak.Sayın Erdoğan'ın sık sık Kıbrıs ve Azerbaycan'a gitmesi dikkatimi çekmişti fakat bu ziyaretlerin seçimlerden sonraki ilk yurtdışı seyahatler olduğunun farkında değildim.
Benzer şekilde Kıbrıs ve Azerbaycan'da yapılan seçimlerden sonra seçimi kazanan kişilerde Türkiye'ye geliyorlar.
Dikkatimi çeken bu durum, yıllar önce Turgut Özal ile ilgili okuduğum bir yazıyı hatırlattı.
Konunun önemine istinaden bu iki ülke ile ilgili derlediğim bilgileri paylaşmayı uygun gördüm.
Muhtemelen 2015 seçimlerinden önce KKTC Su Temin Projesi tamamlanmış olacaktır, Bu proje Türkiye'den Kıbrıs'a deniz altından su götürme projesidir.
Bu proje ile KKTCndeki içme ve kullanım suyu ihtiyacı 50 yıllık bir süre için çözülecektir.
Benzer şekilde Türkiyeden KKTCne Elektrik Nakil Projesi çalışmaları da devam etmektedir.
Kıbrıs'ın su ve elektrik ihtiyacının Türkiye'den karşılanmasının anlamı nedir?Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı, 1.768 km uzunluğunda Azerbaycan Bakü yakınlarındaki Sangaçal terminalinden gelen petrolü, Türkiye Akdeniz kıyısında Ceyhan deniz terminaline; Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden geçerek taşıyan petrol boru hattı.
Trans Anadolu doğalgaz boru hattı (TANAP) (İngilizce: Trans-Anatolian gas pipeline), Azerbaycan doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya transfer etmesi planlanan boru hattı. İnşaatı tamamlandığında Şah Deniz doğalgaz tesislerinde çıkarılan gazın transferinde kullanılacaktır.
Azerbeycan petrol ve doğalgazının Türkiye Üzerinden dağıtılmasının anlamı nedir? Aşağıdaki harita
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde yer almaktadır.
Türkiye - Kuzey Kıbrıs - Nahçıvan - Azerbeycan sarı renkte (tek devlet olarak) görülmektedir.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde yer alan yazıdan bir bölüm :
BEYİN JİMNASTİĞİ
Bu tablo karşısında, Türkiye'nin önüne yepyeni bir yol haritası çıkacağa benzemektedir.
Türkiye'nin Ortadoğu fikri jimnastiğini yıllar önce merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal yapmıştı. Çankaya köşkünün duvarları arkasında kalmayacak önemli bir görüşmeyi Prof. Dr.
Mim Kemal Öke şöyle anlatır:
1991'de Körfez krizi sırasında bir gece yarısı ev telefonum çaldı. "Ben Turgut Özal.' Gece saat iki. 'Yarın sabah Musul'a girsek ne gibi argümanlarımız olur?
Tarihi ve hukuki olarak hazırlığını yap, Ankara'ya gel" dedi. Ankara'ya gittim Sayın Turgut Özal'la karşılıklı konuşmaya başladım.
'Musul'a girmek kararında mısınız?' diye sordum. 'Evet' dedi. 'Peki, bunun için vize aldınız mı?' diye sordum, yani Amerika'yı kastediyorum.
'Evet, aldım' cevabını verdi. 'Peki, oraya girişimiz geçici mi?' Yanıt "Kalıcı".
'Peki, kalıcı olduğunuzda Türkiye'nin demografik yapısında Kürtler lehine bir artma gösterecek ve önlemler almak gerekecek!' dedim. Özal'ın cevabı "Evet" oldu.
DÖRTLÜ FEDERASYON
Bunu karşılamak için, Türkiye'nin federatif bir yönetime geçmesi ve rejimin değişerek başkanlık sistemine dönüşmesiydi.
ÖKE: Federasyon... Ama federasyon iki bacaklı olursa pek sıkıntılı olur. Araziye ve nüfus yoğunluğuna dayalı federe devletler sıkıntılı olur.
ÖZAL: İkiden fazla düşünüyorum. Sen bul'...
ÖKE: KKTC'mi?
ÖZAL: Böylece Kıbrıs meselesini de hallederim. Federe devlet değil mi? 'Bir tane daha var.
Nahçıvan.
ÖKE: Kürt nüfusunun Türkiye'de artması ve federasyon verilmesi karşılığı Türkiye'deki milliyetçilerin tepkisinin bastırılması açısından böyle bir federasyonu uygun görüyordu. Nahçıvan'ı da içimize alacak şekilde, dörtlü bir federasyon. Ama federasyon bir rejim değişikliğini de getirir.
ÖZAL: Evet, başkanlık rejimi.
GÜÇLÜ BİR AKTÖR
Türkiye "devlet aklı", 24 Nisan 2008 günü MGK (Milli Güvenlik Kurulu) Irak için tarihi kararını aldı: Ülkemizin tüm Irak'lı grup ve oluşumlarla istişarelerinin yararlı olacağı mütalaa edildi."
Bu paradigma değişikliğinin arka planında, merhum Özal'ın 1991'deki beyin jimnastiğinin hayata geçirilmesi yatmaktadır. Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile ilerleyen ilişkiler Ortadoğu üzerinde oynayan birçok ülkenin de oyunlarını ters yüz etmiştir. Ortadoğu denklemine Türkiye'yi etkili bir aktör olarak konumlandırmıştır.
* * *
SONUÇ: Merhum Özal düşündü, ani vefatı buna imkân vermedi. Başbakan Erdoğan ve MGK, 24 Nisan 2008'de tarihi adımı atarak, Özal'ın öngörüsünü hayata geçirme kararı verdi. Türkiye, yeniden tarihin önemli bir kesişme noktasında. Ortadoğu haritası yeniden çiziliyor ve "Nahçıvan, Erbil, KKTC ve Türkiye" formülü için KONJONKTÜR uygun hale geliyor. Batı ile Doğu sentezini birleştirerek kültürel rönesans yapmaya, ileri demokratik siyasi yapılanmaya karar veren bir Türkiye, önündeki bu tarihi fırsatı değerlendirmek zorundadır.
Ülkemizdeki mevcut parlamenter sistemde harita değişikliğine yol açacak bu tür düzenlemeler yapılması mümkün değildir.
2015 seçim sonuçlarının, 2016 yılında yeni anayasa için referandum yapılmasına imkan vermesi yüksek ihtimaldir.
2023 yılında Cumhuriyetin 100. yılı kutlamalarına mı şahit olacağız?
Yoksa Türkiye Birleşik Devletlerinin kuruluşunu mu kutlayacağız?
Not 1: Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Azerbaycan'a bağlı özerk bir cumhuriyettir.
Not 2: Yıllar önce Turgut Özal ile ilgili okuduğum yazı Mim Kemal Öke ile ilgili anekdotun benzeriydi.
Aradaki fark kurulması düşünülen devletin KKTC - Azerbaycan - Nahçıvan ve Türkiye birleşimi olacağı şeklindeydi.
Musul ve Erbil seçenekleri okuduğum yazıda mevcut değildi.
Not 3:İnternet ortamında dünya haritasında olması muhtemel değişikler için bir çok harita yayınlanmaktadır.
Ekteki harita, ülkemizdeki gelişmelerle benzerlik gösterdiği için eklenmiştir.
Gerek bu konuda yazılanlar, gerekse haritanın yer aldığı web sitesindeki bilgiler bir çeşit beyin fırtınası olarak değerlendirilmelidir.