Babacığım, yumuk elli , geniş omuzlu babacığım.. Güreş tutarken yalancıktan devriliverdiğinde, gözlerimizdeki mutluluğu ve özgüveni gördün de ; hiç bozuntuya vermedin..
Sabah namazlarınının ardından " huvallahullezi ' ve illaki "amenerrasulü" yatsıdan sonra.. Sesli okur, bize de öğretirdin. Ve namazının ardından tüm insanlığa ülkene ailene yaptığın samimi dua.. Ben dua etmeyi senden öğrendim baba...
Ben Ortaokulda iken işlerin bozulup iflas ettiğinde, eğitimimiz için kaygılanırken, taş taşırım yine sizi okuturum diyerek gözümde bir dev oluşun...
Ve üniversiteye gideceğim gün mutfak kapısının dibinde öyle sarılmamız, hüngür hüngür , sarsıla sarsıla ağlaman...
Ilk atandığım o çoook uzak yere beni ziyarete geldiğinde, yolun uzaklığına ettiğin veryansın; nerelere gelmiş benim kızım diyerek kükremen...
Aradığında mutlak açmam lazım yoksa celallenirsin..
Çayı asla kuruyemişsiz içmezsin...
Misafir gelince mutfakta ne varsa getirilmesini istersin..
Kuru fasulyenin yanına soğan, ve illaki geniş tabakta yersin..
Evlendim , çoluk çocuğa karıştım , ama hala yemekte al kızım diyerek uzattığın lokmalar ..ben hala senin küçük kızınım baba... Hamdolsun Rabb'ime ki hala hayattasın , iyiki babamsın....