İşte şu iki metrelik mezarda yatan adam,yani şu toprağın altındaki adam,benim aslan babam!..
Kara gözlü,fidan gibi,korkusuz,adam gibi adam,babam!...
Mert olmayı,erkek olmayı,adaletli olmayı öğrendiğim,düşlerimin kahramanı,babam!...
"İpeğe sarılmış çelik",vakur,müşfik...Ömrünü,adam gibi "Türk evladı" yetiştirmeye adamış,çileli adam,babam!...
Şu üzerine kar yağan,üşümesin diye dua ettiğim yalnız adam,benim aslan babam!...
Evet işte benim babam....üstüne söz söyleyemem ki....Nasıl da özledim kokusunu, o kocaman elleriyle elimi tuttuğu zaman ki gibi güvende hissetmeyi...gölgesini bile özledim...yetimseniz , kaç yaşında olursanız olun hep bir yanınız eksik, hep bir yanınız ürkek...boğazındanızki o yumru hiç gitmiyor...
baba olan meslektaşlarım çocuğunuza onu sevdiğinizi, onunla gurur duyduğunuzu söylemeyi ertelemeyin lütfen
Efsunkar öğretmenim o kadar duygu dolu yazı yazmışsınız ki ben de duygulandım ve gözlerimden yaş geldi.Evet o baba bizim babamız gerçekten
-Cebinde tam parası olmayan
-Bizleri okutmak için her şeyi göze alan
-Sabah gün doğmadan tarlaya koşan
-Hiçbir zaman TV aletini izleyeyemeyen
-Bizleri bu günlere getiren o solmaz çiçekler.
Gerçekten ben de duygulandım çünkü maaalesef 4 yıl önce ayrıldık o eli öpülesi insanla.
Canım babam seni öpüyorumm....................
...Yanımda olmasanda..........kokunu almasamda..........