Bakanımız Sayın Nabi Avcidan Öğretmenler Günü Beklentileri Niz...

1-   Öğretmenlik mesleğine sözel ya da sayısal bilgi düzeyinde yapılan bir sınavla adım atılmasının önüne geçilsin, bu kutsal mesleğin özel yetenek ve dahası özel duygu gerektiren bir meslek olduğu artık anlaşılsın.
2-   Mesleğini icra ederken Milli Eğitim’in ön gördüğü müfredat dışında şahsi düşüncelerini öğrenciye aşılamaya çalışan öğretmenler sistemden ayıklansın, gerekirse yaptırım uygulansın. (Yöresel şartların gerektirdiği küçük detayları kast etmiyorum.)
3-   Atama takvimleri bir sefere mahsus olmak kaydıyla belirlensin ve her yıl günlerine riayet edilsin. Bir yıl Ağustos ayında diğer yıl Temmuz ayında il dışı yapılmasın örneğin.
4-   Ülke çapındaki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bütün okulların büyüklüklerine göre belirli bir bütçesi olsun ve her yıl aynı dönemde olmak üzere o bütçelere kaynak ayrılsın.
5-   Taşıma ihaleleri zamanında sonuçlandırılsın ve öğrenci bu konuda mağduriyet yaşamasın.
6-   Farklı bölgelerde farklı koşullarda yaşayan öğrenciler merkezden yapılan aynı sınavın sorularının muhatabı olmasın. Bu konuda gerekli adımlar bir an önce atılsın ki eğitimde fırsat eşitliği yıllardır olduğu gibi lafta kalmasın.
7-   Başarı belgesi ile ödüllendirilen öğretmenler ‘idareye yakınlığı ile bilinenler’ değil gerçekten ‘başarılı’ öğretmenler arasından seçilsin.
8-   İlk atamada neresi olursa olsun giderim diyerek en ücraları yazan fakat göreve başlamanın ertesinde ‘görevlendirme’ talep eden bütün öğretmenlerin meslek hayatları bitirilsin.
9-   Müfredat güncellensin ve en az beş yıllık bir çalışmanın ardından ders kitapları yeniden yazılsın.
10-   Ücretli öğretmenlik uygulaması bir an önce bitirilerek açık kadrolara atama bekleyen öğretmenler atansın.
11-   Yönetici vasfından uzak, liderlikle alakası olmayan tüm okul müdürleri ayıklansın.
12-   Öğrencinin ve velinin her zaman haklı olamayacağı gerçeği zihinlere kazınsın ve öğretmen layık olduğu değere bir an önce kavuşsun.
13-   Bütün öğrencilerin aynı düzeyde olamayacağı (hepsinin tıp okuyamayacağı mesela) bir şekilde velilerin kafasına enjekte edilsin.
14-   Okullara gönderilen İş-Kur görevlileri ehil insanlardan seçilsin. Siyasi yapılanmaya en yakın kişiler değil de belirli düzeyleri aşmış kişiler belirlensin.
15-   Öğretmen maaşları yeniden güncellenerek her öğretmenin masasında bulunan aylık geçim çizelgeleri ortadan kalkmış olsun.
16-   Merkeze uzak okullara yaşam standartlarını etkilemeyecek lojmanlar inşa edilsin.
17-   İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine öğretmene saygı duyacak memurlar atansın. Orada bulunma sebeplerinin öğretmene yardım etmek olduğu, öğretmeni azarlamak olmadığı da onlara anlatılsın.
…

İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine öğretmene saygı duyacak memurlar atansın. Orada bulunma sebeplerinin öğretmene yardım etmek olduğu, öğretmeni azarlamak olmadığı da onlara anlatılsın.
…

bunu ben de istiyorum kendini bilmez bazı insanlar var orda farklı davranıyorlar ağzının payını vermek bize kalmasın her seferinde lütfen baştan düşünülüp konuşulsun .

mesajınızı okumamıştım mesajımı yazarken ama ben gerçekten rüyasını gördüm.

bu bir mesaj anca rüyanda görürsün

Herşeyden önce öğretmenin kafasındaki geçim düşüncesini söküp atacak önlemler alınması gerekir. Öğretmenin zihnini bi boşaltın bakın neler oluyor o zaman.

BSİO uygulaması gözden geçirilsin. Bu okullar kapatılamaz, o zaman durumları iyileştirilsin. Öğrenci sayısına bakılmaksızın her BSİO da en az 2 öğretmen çalışma zorunluluğu getirilsin.

İstifa bekliyorum diyecem ama daha kötüsü gelecek diye korkuyorum.

Mesajınızı okuyunca şu şarkı geldi aklıma çok arabesk dinlermişim gibi
Beterin beteri var haline şükret dostuuum yıllardır mutluluğun her gün peşinden koştuuum

Kişi toplumdaki sınıfını ve bunun gereklerini bilmediği sürece birilerinden bir şeyler beklemeye ve genelde de eli boş dönmeye mahkumdur. 

Kişi toplumdaki sınıfını ve bunun gereklerini bilmediği sürece birilerinden bir şeyler beklemeye ve genelde de eli boş dönmeye mahkumdur. 

Kişi toplumdaki sınıfını bildiği ve bunun gerektirdiklerini yaptığı halde aynı toplumda o kişiden bağımsız olarak işleyen süreç o kişiyi etkilediği takdirde toplumun tamamından düzelmesini bekleyemez mi? Bu beklenti sürecinde de toplumu oluşturan bireylere sürekli doğruları anlatmak zarar görenin vazifesi değil mi? Elimiz boş döneceğiz nasıl olsa diye yola çıkmamaktansa biz yürüyelim arkadaş gün olur düzelir bu devran diye düşünmek evla değil mi? Görev yaptığım okulun mesela kütüphanesi yok.. Okulun kuruluş tarihi 1970'ler.. Nasıl olur ne olur diye bir hafta kafa patlatıp bugüne kadar adım atmamış olanlara çizdiğim yol haritasını sundum.. İşlem basamaklarını hayata geçirdiğimiz takdirde muhteşem bir sonuç alacağımıza herkesi inandırdım.. Sahi bugüne kadar biz neden yapmamışıza döndü verdikleri tepki.. Yaklaşık bir ay sonra muhteşem bir kütüphanemiz olacak inşallah.. Hasılı demem o ki sevgili dostum birilerinden bir şeyler beklemeliyiz, sadece beklersek olmaz elbet ama hele bir de şurdan bakın bakalım dediğimiz de insanların akil olanları yola geliyor..

Hayır , senin yola geliyor dediğin insanlar zaten üç aşağı beş yukarı senin gibi olanlar. ( sınıfsal olarak )
Her okula devlet donanımlı kütüphaneler yapsın.. Bunu isteyebiliriz ama isteklerimiz için mücadele vermezsek istediğimizle kalırız.
Demek istediğim bu. Daha ayrıntılı yazmak isterdim ama yazamıyorum. İki ciltlik bir kitabı da özetleyince böyle oluyor işte Anlatamıyorum bazen
Sen mikro bir durumdan bahsederken ben makro düzeyde ele aldım. O yüzden çelişkili gibi görünse de yazdıklarımız pek bir çelişkisi yok.
Hatta daha açabilsem aynı yere varırız değerli dostum.

Canımızı sıkacak işler ve açıklamalar yapmasınlar yeter beklentim falan kalmadı artık...

    Verdikleri atama tarihleri arkasında durmalarını isterim.Çünkü  alan değişikliği  yapılma tarihi geçeli aylar oldu,hala yapılmadı.Ne zaman yapılacağıda hala açıklanmadı.

Canımızı sıkacak işler ve açıklamalar yapmasınlar yeter beklentim falan kalmadı artık...

aynen katılıyorum öğretmenime

Nabi Avcının elinde olan bir şey değil ki ikramiye.Maliyeye teklif ederse ne ala.

Herşeyden önce öğretmenin kafasındaki geçim düşüncesini söküp atacak önlemler alınması gerekir. Öğretmenin zihnini bi boşaltın bakın neler oluyor o zaman.

İnsanoğlunun malesef kötü bir özelliği var; ister daha da ister...
O yüzden bu çözüm değil.
Maddi değil manevi desteğe daha çok ihtiyacımız var.

Topluma karşı bizi hep hor gösterdiler,en ufak bir şey için şikayet hattı koydular,ne oldu öğretmene bakış yerle bir oldu.saygınlığımız zedelendi,hiç birşey istemiyoruz sadece öğretmeni kolayca harcamasınlar