Eğitime gönül vermiş hanemizin değerli üyelerine ve tüm gönül dostlarına selamlar;
Bildiğiniz üzere Klavyemden Taşanlar isimli konu başlığımız kapandı. Başlığı uzun süredir takip eden, edebiyata ve özlü sözlere gönül vermiş bir hane üyesi olarak farklı bir başlıkta paylaşımlarımıza devam etmenin uygun olacağını düşündüm.
Gün boyu sınıflarımızda yaşadığımız yorgunluğu ve stresi üzerimizden atmak, tanıdık yüzlere selam vermek, içimizden geçenleri ve yaşadığımız sıkıntıları anlatmak üzere buluştuğumuz, dinlediğimiz, konuştuğumuz, paylaştığımız ve keyif aldığımız ikinci evimiz olan hanemizde yaklaşık 2000 sayfaya ulaşmış nostaljik bir başlığın kapanması elbette üzücü. Belki de sanal ortamın getirdiği dezavantajları lehine kullanmak isteyen birkaç kişi olmuş olabilir. Kaldı ki bu kişilerin kesinlikle öğretmen olduğunu düşünmüyorum. Çoğu hane üyesi için yan yana yazılmış rakamlardan farkı olmayan teşekkür sayısının, bazıları tarafından memleket meselesi haline getirilmesi sonucu ortaya çıkan aynı kişiye ait 5-6 üyelik alma ve birbirlerine teşekkür etme komedisi sayfamızın kapanmasına neden oldu.
Her gün uğradığım ve takip ettiğim bir başlık olmasına rağmen, son iki hafta boyunca sayfa bazılarının küçük oyunlarına alet olunca, açıkçası bende uğramaz olmuştum. Açtığımız yeni başlığın selameti adına bu tarz paylaşımları görmemeyi umut ediyorum.
Yine, yeni, yeniden, kaldığımız yerden paylaşımlarımıza devam etmek dileğiyle başlığımızı açıyorum. İlk olarak imza sözlerimizle başlayalım isterseniz. Murathan Mungana ait bir söz :
Bazen geçmişin ağırlığı altında eziliriz. Zamanında söyleyemediğimiz sözler, dileyemediğimiz özürler, kaçırdığımız fırsatlar ve pişmanlıklarımız
Bazen de geleceğe yönelik umutlarımız, hayallerimiz, bekleyişlerimiz, dileklerimiz bizi şimdiden uzaklaştırır.
"Ne tuhaf! İnsanoğlunun yaşamda en geç keşfettiği şey şimdiki zamandı..."