Başarı Genetik Mi?

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
13 Tem 2007 20:38:59
 Az önce okuduğum haberi asağıda paylaşacağım.ama önce şu bir gerçek bence:Başarılı veye a zeki olmak genetik bir faktör..Daha önce okuttuğum çoğu öğrencinin kardeşleri yada abi ablaları genellikle başarılı öğrenciler olmuşlardır..Başarısız bir öğrencinin kardeşleri ise başarısız olmuşlardır hep benim izlenimimde.Tabi bu genelleme.haberi aktarıyorum..

Ardahan'da geçtiğimiz gün açıklanan Ortaöğretim Kurumları Sınavı'nda (OKS)'de il birincisi olan Mehmet Emin Gökçe'nin kız kardeşi Esra Gökçe de ÖSS'de eşit ağırlık puan türünde il birinciliği elde etti.

Aynı zamanda Ardahan FEM dersanesi öğrencisi olan Esra Gökçe, çok mutlu olduğunu belirterek, Ankara Hukuk Fakültesi'nde okumak istediğini söyledi. Geçtiğimiz gün açıklanan OKS'de yine FEM dersanesi öğrencisi olan Mehmet Emin Gökçe il birinciliğini göğüslemişti.

ÖSS'de eşit ağırlık türünden, OKS'de her iki puan türünden il birinciliği elde eden Esra ve Mehmet Emin Gökçe abla-kardeş, "Böyle bir başarıyı elde ettiğimizden dolayı çok mutluyuz. Bu başarımızı dersanemizin fedakar öğretmenlerine borçluyuz." diye konuştular. Öğrencilerin velisi Tunay Gökçe ise, çocuklarıyla gurur duyduğunu belirterek, "Onlarla ne kadar övünsem azdır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi.

Çevrimdışı TMurat

  • Site Yöneticisi
  • *****
  • 10.225
  • 65.298
  • 10.225
  • 65.298
# 13 Tem 2007 23:02:29
Zekanın kalıtsal (genetik) olduğundan şüphe yok. Ancak başarı gerçekten kalıtsal mı?

Başarı yolunda ailenin, yaşanılan çevrenin önemi büyük. Aynı ailede ve aynı çevrede yetişen insanların aynı başarıya ulaşmasını garipsememek gerekiyor.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 Tem 2007 07:54:04
Aşağıdaki test sorularını cevaplara bakmadan cevaplayınız.

Soru 1.
Sekiz çocuğundan üçü sağır, ikisi kör, biri zeka özürlü ve kadının kendisi frengili...
Kadın hamile, kürtaj olmasını önerir misiniz?
...

Ve birinci sorunun cevabı: Eğer cevabınız evet ise, Beethoven'in yaşamasına izin vermediniz!

Sizce Beethoven'in başarısı genetik mi?

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 14 Tem 2007 18:49:42
 konuyla ilgili bir yazı:

Başarı ya da başarısızlık genetik mi?Nadir ailesi çocuk sahibi olmak istiyordu. Sonunda tüp bebek yöntemiyle tek yumurta ikizleri oldu. Anne ve baba uzun yıllar sonra umut ettikleri ...
 
Nadir ailesi çocuk sahibi olmak istiyordu. Sonunda tüp bebek yöntemiyle tek yumurta ikizleri oldu. Anne ve baba uzun yıllar sonra umut ettikleri çocuklarına kavuştukları için çok sevinçliydi. İkizlerine Ayşe ve Fatma ismini verdiler.

Ne var ki sevinçleri çok uzun sürmedi. Çocuklar daha bir yaşlarına girmeden ailecek bir trafik kazası geçirdiler. Kazada anne ve baba ölmüşlerdi. Bebeklerinse burunları bile kanamamıştı; ancak yetim kalmışlardı. Çocukların annesinin iki kız kardeşi vardı. Biri İstanbul'da, biri de Mardin'in bir köyünde yaşıyordu. Teyzeleri iki kız çocuğunun bakım sorumluluğunu üstlendiler.

Ayşe İstanbul'a, Fatma ise Mardin'in köyüne gitmişti. Tek yumurta ikizi çocuklar artık ayrı büyüyeceklerdi. Ayşe'nin İstanbul'daki teyzesi sevgi dolu bir kadındı. Ayşe'ye, annesini kaybettiği için ayrıca acıyordu. Henüz kendi çocuğu olmadığı için de Ayşe'yi yeğeni gibi değil, kendi öz kızı gibi seviyordu. Ayşe'nin yaptığı her şeyi destekliyordu. Ayşe yürümeye başladığında düşecek gibi olsa bile, "Aferin çok güzel yürüyorsun" diyordu. Düştükten sonra yeniden ayağa kalktığında, "Çok güzel kalktın" diyordu. Ayşe de gülümseyerek yürümeye devam ediyordu.

Okul yılları başladığında Ayşe'nin öyküsünü öğretmenine anlattı. Sınıf öğretmeni de kalabalık bir sınıfta olmasına rağmen Ayşe'ye elinden geldiğince dikkat ediyordu. Ayşe de teyzesinin tüm çabalarına rağmen annesiz ve babasız olduğunun farkındaydı. Evde bir işe yaramaya çalışıyordu. Temizliğe ya da ortalığı toplamaya yardım ediyordu. Derslerine de elinden gelen en iyi şekilde çalışıyordu. Okulda okumayı en önce Ayşe sökmüştü. Teyzesinin tüm desteğine rağmen içine kapanıktı ve sessiz bir çocuktu. Ancak bu hali onun düşünmesine fırsat veriyordu.

Fatma ise Ayşe kadar şanslı değildi. Fatma'nın teyzesinin beş çocuğu vardı ve Fatma evdeki altıncı çocuktu. Köy yerinde zar zor geçiniyorlardı. Bütün ev işlerini ve hatta birkaç küçükbaş hayvanla ilgili işleri bile Fatma'nın teyzesi yapıyordu. Fatma 4-5 yaşına geldiğinde kendi anne-babasının olmadığının o da farkındaydı. Ama bir çocuk olarak diğer 5 çocuk tarafından horlanıyordu. Üstelik teyzesinin kocası, örnek bir baba olmaktan çok uzaktı. Kendi çocuklarına iyi davranmadığı gibi Fatma'ya da hiç iyi davranmıyordu. Fatma'nın teyzesi de bazen bir üvey anneye dönüşüyordu. Çocuklara portakal verirken Fatma'ya da portakalın kabuklarını veriyorlardı. Evde ufak tefek yanlış yapıp kırdığında teyzesi ya da eniştesi onun zekâsına hakaretler yağdırıyordu: "Mankafa, aptal, salak..." Fatma okul çağına geldiğinde köyde okul olmadığı için okula da gidemedi. Ancak 10 yaşına gelip yakındaki bir köy okuluna kendi kendine gidecek hale gelince okula gitmeye başladı. O da sadece iki yıl okuma-yazmayı sökünceye kadar. Bütün çocuklar bir-iki ayda okuma-yazmayı söküyordu; fakat Fatma iki yıl içinde okuma-yazmayı sökebilmişti. Fatma kendini iyice aptal hissediyordu. Onun için de öğrenme güçlüğü çekiyordu. Fatma büyüdükçe evin hizmetçisine dönmüştü. 18 yaşına gelince de evlendirdiler.

İstanbul'da Ayşe, Maltepe Anadolu Lisesi'ne girmeyi başarmıştı. İçine kapanık kişiliği dolayısıyla çok arkadaşı yoktu. Birkaç yakın arkadaşı vardı. Bol bol kitap okuyordu. Arada bir sinemaya gidiyor; geri kalan zamanda da ders çalışıyordu. Bu arada Ayşe'nin teyzesinin de bir kızı olmuştu ve Ayşe ona ablalık da yapıyordu. Günler böyle geçerken üniversite sınavı geldi. Ayşe gerçekten sınava sıkı hazırlandı. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazandı. Okuldan sonra aynı üniversitede yüksek lisans da yapan Ayşe bir başka üniversitede araştırma görevlisi oldu.
İnsanların hayatta başarılı olup olmamasında genetik yapıları mı yoksa onları yetiştirenler mi etkili oluyor?

 

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 15 Tem 2007 17:24:00
Çok güzel bir konu, teşekkür ederiz Erdemc28 Öğretmenim  :)

Zekanın kalıtsal olduğuna inanıyorum.Yalnız başarmak için sadece genetik şifreyle gelen zekanın yeterli olmayacağını da düşünüyorum.Ailenin desteği, zekayı harekete geçirip, ilerletecek bol ve yararlı uyarıcı bulunan bir çevre; çabalamak ve biraz da şans faktörlerinin başarıyı beraberinde getireceğini söyleyebilirim. Erdemc28 Öğretmenimizin, yukarda eklediği hikaye de, bu savın ispatı olsa gerek.   :)

Kendi ailemden somut örnek vermek istiyorum. Abim de, ben de çok zorlanmadan ve kalıtımsal yeterli zekayla iyi yerlere geldik. Kızkardeşim de çok zeki olmasına rağmen, sınavlarda bir türlü yeterli başarıyı gösteremiyor. Önünde, başarı örnekleri olduğu için, kaygı katsayısı yükseliyor ve "mutlaka başarmam gerek" düşüncesi ve hat safhadaki kaygısı, malesef varolan zekasını kullanmasını engelliyor. Bunu da, denemelerde gösterdiği başarıyı, gerçek sınavda gösterememesinden rahatlıkla anlıyorum. İşte, bu konuyla ilgili yeni bir polemik daha:

Kardeşlerin başarılı olması ve aynı başarının kendisinden beklendiği bilen birey, yeterli düzeyde zekaya sahipken, yüksek kaygı sebebiyle başarısız olur mu? 

Başarmak için sadece zeka yeterli değilse, düşük zeka seviyesine sahip kişilerin, daha üst seviyede zekaya sahip bireylerden başarılı olması söz konusu mu? Bundaki temel etken nedir?

Bu konuyla ilgili, derin düşünüldüğü zaman cevap bekleyen öyle çok soru geliyor ki insanın aklına; şuan için bu kadarını dile getiriyorum.

Sayın Turgutkuzan, verdiğiniz örneği ilk okuduğum zaman aklıma  gelen ilk ihtimali yazmadan konuya, şimdilik, noktayı koymak istemedim:

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Aşağıdaki test sorularını cevaplara bakmadan cevaplayınız.

Soru 1.
Sekiz çocuğundan üçü sağır, ikisi kör, biri zeka özürlü ve kadının kendisi frengili...
Kadın hamile, kürtaj olmasını önerir misiniz?
...

Ve birinci sorunun cevabı: Eğer cevabınız evet ise, Beethoven'in yaşamasına izin vermediniz!

Sizce Beethoven'in başarısı genetik mi?

Espirili bir yaklaşım olacak ama   :)  :  Sağlıksız genlerin, sahip olduğu tüm olumlu özellikler, tek bir gende az ya da çok bulunuyor ve Beethoven dünyaya bir yetenek olarak geliyor.  :)

 Bir de ailesinin sınavı da olabilir bu durum...   Önlerindeki olumsuz örneklere bakarak, kürtaj tercihi yapmaları, sadece kendileri için değil, hayat için de büyük bir kayıp olabilirdi.Sınavlarında başarılı olduklarına inanıyorum...  :)

Zekası ise, genetikten çok bir lütufmuş sanki...



Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 21 Tem 2007 12:48:09
IQ Farklarının Nedenleri Genetik mi?
 
 
Richard Herrnstein ve Charles Murray (1994)’in yayımladıkları “The Bell Curve: Intelligence and Class Structure in American Life (Çan Eğrisi: Amerikan Hayatındaki Zeka ve Sınıfsal Yapı)” isimli çalışmaları bilim adamları ile bilim kurmacıları arasında süregelen tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kitabın yazarlarından Richard Herrnstein Harvard Üniversitesi, psikoloji kürsüsünde 36 yıl profesör olarak, Charles Murray ise MIT siyaset bilimi alanında doktora yaptıktan sonra Washington DC’de muhafazakar bir araştırma grubu olan Amerika Enterprise Institute’de çalışmıştı. Yazarlar 1979 yılında başlatılan “National Longitudinal Survey of Youth-NLYS (Ulusal gençlik Araştırması)” isimli çalışma verilerini kullandılar. Bu çalışma 1979 yılında 14 ile 21 yaş arasında bulunan ve örneklem grubu olarak seçilen 12686 genci kapsamaktadır. Bu örneklem grubundaki gençler, her yıl görüşülerek, teste tabi tutulmakta ve elde edilen veriler Amerika’da çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Kitap 1979-1990 yılları arasında toplanan veriler kullanılarak yapılan istatistiksel hesapları, bunlara ait grafik ve yorumları içermekte idi. The Bell Curve, ırk ve sınıf farklılıklarının sebebinin genetik faktörlerden kaynaklandığını iddia ediyordu. Yazarlar SED (Sosyo-Ekonomik Durum) ile IQ değerlerinin, ailelerin ekonomik durumları ve evlenme, boşanma, suçluluk gibi sosyal davranışlarla olan ilişkisini araştırarak, bu davranışlarla ve diğer sosyal durum ile verilerden elde edilen IQ değerleri arasında yakından ilişki olduğunu ancak SED değerleri ile bir ilişkinin olmadığını iddia ettiler. Kitapta yazarlar beyaz ırkın siyah ırktan daha zeki olduğu sonucuna ulaştıklarını, bunu belirleyenin ise genetik faktörler olduğunu, siyah ırk ile beyaz ırkın IQ değerleri arasında 15 puanlık bir farkın bulunduğunu ve bu farkın da zamanla artmakta olduğunu iddia ettiler. Yazarlar siyah ve beyaz ırk arasındaki IQ farkı üzerine önceden yapılmış olan 156 farklı çalışmayı taramışlardı; bu çalışmalarda bulunan farklar 0 ile 30 arasında değişmekteydi. Yazarların bu çalışmasının sonuçları bir grafik üzerine aktarıldığında görülmekteydi ki, önceki çalışmalarda bulunan farkların çoğu 15 civarında idi (yani kendi sonuçları ile uyumlu idi) ve bu IQ farkı değeri 15’ten 0 ve 30’a doğru gidildikça azalmakta kısaca bir çan eğrisiçizmekteydi.
Yazarların sosyal davranışları IQ gibi katı bir ölçek ile açıklamaları postmodernist söylemlerin
yükselmesine ve bilim kurmacıların eleştiri dozunu iyice artırmasına neden oldu. Bu çalışma, bilimsel temelden
yoksun olmakla, ırklar arasında ayrımcılığa neden olmakla ve çalışmada kullanılan yöntemler ve değerlendirmeler doğru olmaktan uzak ve çarpıtılmış olmakla suçlandı. Kurmacılar bu çalışmada yazarların verileri çarpıtarak yorumladıklarını siyah ve beyaz ırktan olan insanlar arasındaki IQ farkının, 15 puan değil, 10 puan olduğunu ve giderek bu farkın açılmadığını, aksine kapandığını ve son on yıl içerisinde bu farkın 2.5 puan azaldığını savundular ve kitap yazarlarını politik davranmakla suçladılar. IQ değerleri arasındaki farkın zamanla kapanmasının, bu farkın araştırmaya konu olan ailelerin sosyal durumlarından ve çevre faktörlerinden kaynaklandığının kanıtı olduğu ve genetik olamayacağı tezini savundular. Bu tartışma 1996 yılında Social Text dergisinde Bilim Savaşları özel sayısının hazırlanmasında etkili olmuştur.
 
 
 

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 21 Tem 2007 14:19:57
Zekanın önemli kısmının genetik olduğu belirtiliyor. Bir çocuğun zeki olması her zaman kolay öğrenebileceği anlamına gelmiyor. Zeki çocuklar da öğrenme ve algılama güçlükleri yaşayabiliyor. Her anne baba çocuğunun çok zeki olmasını ister, hatta öyle olduğunu düşünür. Bebeklikten itibaren yaptığı her şey gözüne çok büyük başarı gibi görünebilir. Ancak dikkatli anne babalar çok zeki gibi görünen çocuklarında bir şeylerin eksik olduğunu hissedebilir. Çocuğun geç konuşması, geç yürümesi, fiziksel motor hareketlerini yaşına göre tam yapamaması, bazen dalgınlaşması, özellikle okula başladıktan sonra okumayı normalden geç sökmesi, kelimeleri tersten okuması gibi birçok şey aslında bir yerlerde sorun olduğunu gösterir. Bu tür belirtiler görülen çocuk, zeki olmasına rağmen öğrenme güçlüğü yaşıyor demektir. Öğrenme güçlüğü Türkiye’de yüzde 9 gibi yüksek bir oranda görülüyor. Yani Türkiye’de ilkokula giden her yüz çocuktan 9’unda öğrenme güçlüğü sorunu var. Türkiye’nin en büyük problemidir
bu.

Çevrimdışı *kumul*

  • Aktif Üye
  • **
  • 58
  • 1
  • 58
  • 1
# 23 Ağu 2007 22:47:36
Hayatımda çok zeki olduğu halde akıllı olmayan veya çok zeki olmadığı halde aklını kullanarak başarıya ulaşmış çok insanla karşılaştım.genetik olarak getirilen zeka, olumlu bir çevre sağlanmaz ve bilinçli bir eğitime tabi tutulmazsa sönecektir.Önemli olan varolan zekayı en üst verimle kullanabilecek imkanlar ve şartların oluşturulmasıdır bence.

Çevrimdışı suleatak

  • Üye
  • *
  • 18
  • 0
  • 18
  • 0
# 23 Ağu 2007 23:29:44
 Başarı çalışmanın bir sonucu bence.Genetik olan sadece zeka.Var olan zekanızı akla çevirmekte başarılı olmanın ön koşulu.

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 24 May 2009 02:05:18
 ???

:) 

Çevrimdışı efsunkar13

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.729
  • 4.028
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.729
  • 4.028
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 May 2009 02:23:18
Şöyle bir gözden geçirdim mesajları sude öğretmenim...ve itiraf edeyim endişelendim bir an...İki çocuğum var ...Kızım oldukça iyi bir öğretmende ve okulda rekabet havası içinde zekasını ve çalışma alışkanlığını her gün geliştirerek okudu...Okulundan 7. sınıfa gelinceye kadar da ayrılmadı ve aynı ortamda okumaya devam etti. 7. sınıfta okulunu tayin nedeniyle değiştirdik..
 Oğlum ise 1. ve 2. sınıfın biraz daha sert ve katı kuralları olan baskıcı bir öğretmende okudu... 3. sınıfa geldiğinde okul değiştirmek zorunda kaldı aynı nedenle.... Sınıfı okulun en problemli sınıfıydı... Oldukça rahat bir ortamda fazla zorlanmadan ve bunun sonucu işi ciddiye almadan 4. sınıfa kadar geldi...

   Şimdi bakıyorum ablanın başarı grafiği oğluma oranla çok daha yüksek... Çalışma disiplini ve sorumluluk bilinci gelişmiş...   Okul işini ciddiye alırken ...Oğlum daha ciddiyetsiz ve önemli olmadığı düşüncesine doğru kayan bir değişim içinde...
  Bu kalıtsal değil...tamamen karşılaştıkları hayatla ilgili tabiii...
   Zeka belki aynı ama bakış açıları ve durdukları yerler farklı...

  İkisi de zeki çocuklar ama başarı grafiklerini yaşadıkları ortam ve okul tecrübeleri etkiliyor...

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 24 May 2009 02:45:22
Çevre daha mı etkili oluyor o zaman Efsunkar Öğretmenim?

Aslında hepsi bir bütünü şekillendiren unsurlar. Bize düşen de olumlu şekillendirici unsurları sunmaya çalışmak olmalı sanırım  :)

Çevrimdışı efsunkar13

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.729
  • 4.028
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.729
  • 4.028
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 May 2009 02:47:20
Ablanın yarattığı bir kaygı mı diye endişelendim ben aslında

Ama çevre çok etkili özellikle de öğretmen

Çevrimdışı atasay15

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.483
  • 10.706
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.483
  • 10.706
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 May 2009 02:49:53
hem genetik, hem cevre, hem calışma.. üçüde etkili

Çevrimdışı efsunkar13

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.729
  • 4.028
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.729
  • 4.028
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 May 2009 02:56:02
genetik olma yönünü de şöyle açıklayabilirim...uzun süre küçük bir yerde çalıştığınızda ...soyadları aynı olan aileleri akraba olan çocuklar illaki başarılı oluyor...Hatta Mardin de bir öğretmen arkadaş sınıf listesini aldığında öğrenci soyadlarına bakarak ...bunlar bunlar iyi öğrenciler dedi ...Oysa daha 1. sınıf öğrencisiydi onlar ve okuldaki ilk günleriydi...Nerden biliyorsunuz dediğim de.."Bunların abla ya da abilerini de okutmuştum bu aileden algılama güçlüğü olan çocuk çıkmadı hiç % 90 iyi öğrenciler olacaklar " demişti....Tecrübe demek ki

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK