Başörtülü Diye Kürsüden İndirdiler

arıpınar hocam kural varsa tabiki uyulur ama ordaki imamhatip öğrencisi.madem başörtüsüne yasak var o zaman kompozisyon yarışmasına imamhatip öğrencileri katılamaz diye yazı gönderselerdi...kendi tercihi o okulu seçmiş kapanmış imamhatip okulları da var ülkemizde.o okullarda okuyan kardeşlerimize de saygı duymak öncelik bu okulları idare eden Miili eğitimin saygı duyması gerekir.haberi izledim Milli eğitim müdürünün git içeri demesi öğrenciden ziyade kendi bünyesindeki okulu kabul etmediğini gösterir...

Hocam İlçe Milli Eğitim Müdürü Kaymakam istediği için bunu yapmak zorunda kalmıştır. Kendisi bir insanın kalbini kıracak birisi değildir.

Kurallar kişilere indirgenemez.Bir kural varsa herkes ona uymak zorundadır arkadaşlar.Biz Üniversitedeyken bu yasak başladı.Bu kez hocalarımız açık olanlara cephe almaya başladı.Herşey yerinde olmalı.Kimsenin annelerimizin baş örtüsüne bişey dediği falan yok.Sadece kamusal alandaki bir düzenleme.Lütfen biraz makul olun.Kapalı olup da okulda başını açan insanlara karşı bir haksızlık değil mi bu.Kapalının biri çok mutaassıp kafasını açmıyor,diğeri kurala uymak için açıyor.Açan kişi kendini acaba rahatsız hissetmez mi?Kurallar bütün insanlar içindir.Biri açsın diğeri kapatsın gibi bir saçmalık olabilir mi?O zaman Neden diğer kapalılar açıyor  başlarını...

Hocam tabii ki okulda yönetmeliğe uygun giyiniyor o kızımız. Fakat öyle bir toplantıda,sinema salonunda üstelik sadece ödülünü almak için gelen küçük kızı 400 kişinin önünde küçük düşürmek onuruyla oynamak hiç kimsenin hakkı olmamalı. Eğer belediye sinamasında başörtülü olarak bulunmak hata ise velilerin ve izlemeye gelen herkesin başı açık olarak girmesi gerekmez mi? Ne oldu yani şimdi memleket mi kurtuldu? Yoksa bir hayal yıkılıp yerine nefret mi inşa edildi?

Hocamın dediği gibi başında kipası boynunda haçı olana kimsenin gücü yetmezde bir bizim örtümüze mi güçleri yetiyor.

Emilii öğretmenimizin hocasının dediği çok güzel bir söz.

Herhalde bunlar milletin bu ülkeden nefret ettirilmesi için tasarlanmış, oyunlar.

Bir zamanlar Irak'ta böyle yönetiliyordu.Ama 300.000 muhafız ordusu bir gecede teslim oldu.
Atmaları tutmaları hikaye oldu.

Koskoca Osmanlıda böyle yasaklarla yönetilmişti.
Bir imzayla ordunun topu tüfeği teslim ediliverdi.

Yine beğnmedikleri Anadolu insanı, Koskoca Osmanlıdan ancak şu bir avuç toprakları kurtarabildi.

İnanın bu yasakçılar var ya,bir karışıklıkta dış ülkelere ilk kaçacak olan onlardır.Hatta yerlerinin bile hazır olduğunu farzedebiliriz.

başörtüsü öyle bi yaradır ki bu ülkede bu yarayı açanlar boğulacaklar akıttıkları kanla...

Bu konu hakkında bir gazetecinin  yorumu,paylaşmak istedim...

""AHMET ALTAN'ın yazısı...
Türbanlı kız
Hollanda resminin büyük ustalarından Vermeher'in tablolarını andırıyor genç kız.
Başını üzüntüyle öne eğmiş.
Resim çekilirken, saçlarını örten beyaz başörtünün yanağına değen kısmının gölgesi yansımış yüzüne.

Henüz on altı, on yedi yaşında.

Büyükçe bir salonun önündeki sahnede duruyor.

Ve ağlıyor.

Öğretmenler Günü için yapılan kompozisyon yarışmasını kazandığı için davet etmişler onu oraya.

Ödülünü alması için sahneye çağırmışlar. Tam ödülünü alacağı sırada, aşağıda oturan kaymakamla binbaşı “İndirin onu oradan” demişler.

Herkesin önünde, “bu ödülü almaya layık birisi olmadığı” yüzüne vurularak aşağıya indirilmiş.

“Neden” diyebilmiş sadece genç kız, “Neden?”

Böylesine aşağılanmasının, herkesin önünde utandırılmasının nedenini öğrenmek istemiş. Bunun insanlığa, adalete, vicdana uyan bir cevabı yok elbette.

Kendini bir an o kızın yerine koyabilecek kadar duygu ve zeka sahibi biri, o kızın orada nasıl bir acı hissettiğini anlayabilir. Ve, aynen o kız gibi sormak ister: “Neden?”

“Neden bu kadar insafsız, bu kadar vahşi, bu kadar barbarsınız?”

“Neden çocuklarınızı böyle aldırmazca üzüyorsunuz?”

Bu kötü kalplilik mi bilmiyorum ama o çocuğa öyle davrananların da aynı muameleye uğramasını istiyorum. Vali, kaymakamı aynı tavırla herkesin önünde sahneden indirtsin, o binbaşıyı “İndirin onu oradan” diyerek komutanı utandırsın.

Ama tabi böyle şeyler olmayacak.

“Devletimizin görevlilerinin” başına gelmez bunlar.

Başörtülülerin, Kürtlerin, Alevilerin, solcuların, demokratların, milliyetçilerin, kısacası bu ülkete yaşayan halkın başına gelir. Bu devlet, öylesine tuhaf davranıyor ki insanlara, normal hiçbir devlet için akla gelmeyecek şeyler düşündürüyor.

Biliyorsunuz, bizim köy kahvelerinde bile tekrar edilen bir laf vardır, “İngilizler bölerek yönetir:” Bu lafı çok tekrarlarız. Bu sözü böylesine benimsememizin başka bir sebebi olabileceğin düşünüyorum artık.

Osmanlı'dan bu yana bizim devletimiz kendi halkına bu “böl, yönet” yöntemini uyguladığına aklım yatıyor. Huzursuzluğu sürekli olarak “devlet” çıkartıyor çünkü. Birilerine “solcu diyor mesele çıkartıyor, birilerine “Kürt” diyor mesele çıkartıyor, birilerine “Alevi” diyor mesele çıkartıyor, birilerine “türbanlı” diyor mesele çıkartıyor.

Birisi solcu olunca birisi de sağcı oluyor elbette, birisi Kürt olunca diğeri Türk oluyor, biri Alevi olunca öbürü Sünni oluyor, birisi dinci olunca beriki laik oluyor.

Ve çatışma başlıyor.

Devlet bu işlere karışmamış, herkesi birbirine düşman edecek kadar hoyrat davranmamış, bütün propaganda araçlarını insanları bölmek için kullanmamış olsa, bu ülkede bu kadar düşmanlık olmazdı gibi geliyor bana.

Değişik ırklardan, değişik mezheplerden, değişik inançlardan, değişik fikirlerden insanlar, birbirimizle tartışarak yaşar giderdik.

Normal bir ülkemiz olurdu.

Ama sanırım sorun da burada.

Bugünkü devlet kadroları, “normal” bir devlette bugün bulundukları mevkilerde olabilirler miydi?

O küçük kızı sahneden indiren kaymakam Kanada'da kaymakamlık, o binbaşı İsveç'te komutanlık yapabilir miydi?

Tekmeyle adam öldüren polisler İsviçre'de polis, onların müdürleri İngiltere'de polis amiri, bakanları Hollanda'da bakan olarak kalabilir miydi?

Harekete uğrayan profesör, “Sen şüphelisin, sana her şey söylenebilir” diyen savcı hangi ülkede savcılık görevini sürdürebilirdi?

Devletin halka karşı benimsediği bu hoyratlığın, insafsızlığın, saldırganlığın geçerli bir sebebi olduğuna kaniyim artık.

Bu ülkenin normalleşmesini istemiyorlar.

Hiçbir zaman istemediler.

Osmanlı'nın son döneminde de, cumhuriyette de…

Hep bir mesele olsun, hep insanlar bölünsün, hep huzursuzluklar yaşasın, hep çatışmalar olsun istiyorlar.

Halk bölünüp kendi içinde çatıştığı sürece kimse devlet görevlilerinin birikimini, yeteneğini, zekasını, entelektüel kapasitesini sorgulamayı akıl edemiyor. Birbirimizle uğraşmaktan başımızı çevirip devlete bakamıyoruz.

Ama bir düşünün, sağcısıyla solcusuyla, Alevisiyle Sünnisiyle, Kürdüyle Türkiyle, bu ülkede hapisten, işkenceden, baskıdan geçmemiş hiçbir kesim yok.

Devlet, en çok “milliyetçileri” severdi, onlara bile neler yaptı…

Çünkü aslında hiç kimseden yana değiller, sadece gerginliğin sürmesini istiyorlar.

“Bölüyorlar, yönetiyorlar.”

İngilizler bunu “sömürgelerine” yapardı..

Onlar kendi halklarına yapıyorlar.



Taraf."""

bizim ülkemizde farklı düşünmek,farklı yaşamak garip bir durummuş gibi algılanıyor hep.uzaydan gelmiş gibi bakılıyo o insanlara.oysa ki herkes aynı düşünmek,aynı davranmak zorunda değil.bunu kabul edemiyoruz.herkes biz gibi olsun istiyoruz.herkes aynı ırktan,aynı düşünceden olsun dioruz.oysa ki bu ülkede yaşayan Türkler,Kürtler,Çerkezler,Araplar,saçı açık ya da kapalı insanlar var,solcular ve sağcılar var,siyasetten hiç anlamam diyenler var...o kadar çok türden düşünce yapıları var ki bunu değiştirmek mümkün değil.değiştirmeye çalışmakta saçmalıktan başka bişey değil..böle davranarak ne kazandılar ki sanki?ülkeyi çok zor bir durumdan mı kurtardılar?bilemiyorum.farklılıklara açık insanlar olmayı bilmeli,her türlü düşünceye,insanlarımıza zarar vermediği sürece,saygılı olmayı bilmeliyiz...
çok ayıp ve cahilce buluyorum..

bence bir kural varsa buna herkes uymak zorundadır
Bence burdaki en büyük yanlış o öğrencinin başı kapalı olarak orada bulunmasıdır
Oraya açık gelmiş olsaydı kürsüde böyle bir rezalet yaşanmazdı

evet sayın hocam kurallar....

peki bu kurallar neye göre konuluyor?

neye göre uygulanıyor?

neden sen başın açık serbestçe ve istediğin gibi giyinerek geliyorsun okulada ben gelemiyorum?

şu demokrasi dedikleri sana varda bana yok mu?

ben bu ülkenin vatandaşı değilmiyim? bu ülke için çalışmıyormuyum?

ben dağlarda gezen vatan hainimiyim ki görülmeye bile dayanılamıyorum?

o kadar çirkinmiyimki ortalıklarda başörtümle istenmiyorum?

başörtümü çıkarınca ne oluyor?ne faydası oluyor size?saçlarımı görmek ne kazandırıyor

Leman Tevhide'ye böyle sahip çıktı



Düzenlenen şiir yarışmasındaki birinciliğine rağmen, başörtülü olduğu gerekçesiyle kürsüden aşağıya indirilen İHL'li Tevhide Kütük'e Leman'dan tam sayfa destek.

keşke bütün basın daha etkili bir biçimde sahip çıksaydı...şimdi bir de şöyle düşünelim.tam aksi bir durum olsaydı:yani başı açık bir öğrenci ödüle layık görülse ve açık olması yüzünden aşağılansaydı medya nasıl bir yaygara koparırdı sizce?

Bu öğrencinin yazdığı kompozisyon ve kompozisyonun konusuyla değilde dış görünüşüyle değerlendirilmesi çok acı

keşke bütün basın daha etkili bir biçimde sahip çıksaydı...şimdi bir de şöyle düşünelim.tam aksi bir durum olsaydı:yani başı açık bir öğrenci ödüle layık görülse ve açık olması yüzünden aşağılansaydı medya nasıl bir yaygara koparırdı sizce?

İrticaaa ! diye pöykürürlerdi ortalıkta ...

ben de izledim ama o çocuğun yerinde kimse olmak istemezdi sanırsam  hem başarılısınız hem de kürsüye çıkma hakkınız yok yazık tabiki kurallara uyalım ancak o çocuğun aile yaşantısını kimsenin eleştirmeye hakkı yok değil mi?
Şunu unutmayalım ki o çocuk ve bu çocukları kürsüden indirerek eğitemeyiz....
Sizce yanlış olan bazılarının doğrularıdır bunu da bir kenara not edelim derim
ne dersiniz?

Nagihanhocam kesinlikle katılıyorum ….

 Türkiye de gerçek manada demokrasi ve hürriyeti hazmedemeyen yada kabullenmek istemeyen bir zümre var.Çünkü kendilerince yasaklar üzerine bir dünya kurmuşlar,ve hiç bitmeyecek zannediyorlar..

Türkiye de magazinel olaylara ya da gazetelere yansıyan olaylardan kaç tanesinin faili baş örtülü.Ya da içi boşaltılan bankarın kaç tanesi başörtülüleri köşe yaptı.Gayri ahlaki 3.sayfa haberlerine kaç tane baş örtülü konu oldu..

İnsanların kılık kıyafetleri ile küçük insanlar uğraşır.İnsan giyimleri değil fikirleri ile değerlendirilmeli..

Kendisine her türlü yaşamı hürriyet sayıp,diğerine sen sadece bunu yapabilirsin,yada benim istediğim şu şekle girebilirsin demek hem tahammülsüzlük,hem saygısızlık,hem kişisizlik,hem hogörüsüzlük,hem despotluk, hem de eğitimsizliğin kaba bir ölçütü değil mi..

evet sayın hocam kurallar....

peki bu kurallar neye göre konuluyor?

neye göre uygulanıyor?

neden sen başın açık serbestçe ve istediğin gibi giyinerek geliyorsun okulada ben gelemiyorum?

şu demokrasi dedikleri sana varda bana yok mu?

ben bu ülkenin vatandaşı değilmiyim? bu ülke için çalışmıyormuyum?

ben dağlarda gezen vatan hainimiyim ki görülmeye bile dayanılamıyorum?

o kadar çirkinmiyimki ortalıklarda başörtümle istenmiyorum?

başörtümü çıkarınca ne oluyor?ne faydası oluyor size?saçlarımı görmek ne kazandırıyor

evet sayın hocam hepimiz bu ülke için çalışıyoruz elbette. Ama kimsenin size çirkinsiniz dediği yok bence bu tip polimiklere girmenize gerek de yok.Artık öyle bir hal aldık ki malesef diyorum okullarda toplantılarda dahi başörtüsüyle oturan öğretmenlerden, okul bahçesini cami avlusu gibi kullanıp abdestini alan öğretmenlerden, otuz kırk öğrenciyi cuma namazına yetişeceğim diye sınıflarda 40 dakika bekletip o dersin parasını cebine indiren öğretmenler buyursunlar yapsınlar ibadetini...buna ibadet denirse tabiki.... bu yazıyı şu dönemde yazmanızın bence hiç bir anlamı yok devir değişti boşa bu polimikler.