Başörtülü Öğrencinin Birincilik Aldığı Fakat Hediyesini Alamadığı Mektubu

Bir öğretmen olmalı...
“Dünyanın her yerinde öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygı değer insanlarıdır” diyen Başöğretmen'in duyduğu saygı kadar saygı duyuyorum sana. Onun verdiği değer kadar değerlisin.


 
 Öğretmenler Günü kompozisyon yarışmasında birinci olan Tevhide Öztürk'ün yazısının tam metni:


Öğretmen… ne demektir öğretmen? Öğretmen, toplumu cehaletten kurtarmaya çalışan bir savaşçı. Alilere, Fatmalara, Yasinlere bilgi dağıtan, onlara sevgiyle yaklaşan, onları saran sıcak bir kucak. Ya da ufukları aydınlatan bir kandil…

Ben, seni böyle tarif ediyorum öğretmenim. Yalnız bu kadar mı? Hayır. Sen bir ufku aydınlatmak uğruna mum gibi erimeye razı olan. Sen, taze ruhları işleyip, onlara şekil veren. Ve sen ki; tarumar olmuş bir bahçenin son ümidi… Bir heykeltraşın mermere verdiği şekil misali bilginle şekillendir beni. Sadece beni mi? Hayır, ben nasıl muhtaçsam sana bir öksüz, bir yetimde öyle muhtaç.

ÖĞRETMENİM SEN BİR ANNESİN

Sen “ah, bir öğretmenim olsa, beni bilgisiyle sulasa, beni ısıtsa” diyen sokak çocuğunun hayalisin. Onun masum gözlerinde canlandırdığı annesin. Ya da baba… Bunca çiçekler susuzken sana, bilgi yağmurunu sal onlara. Yağmurunda can bulsunlar, güneşinde sevgi. Uzatmalısın ellerini.

Yetişmeli elin taa Doğulara, Batılara, Kuzeylere ve Güneylere. Hatta dünyanın dört bir yanına. Fakat ülkeler değil, gönüller fethetmelisin. “Dünyanın her yerinde öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygı değer insanlarıdır.” diyen Başöğretmen'in duyduğu saygı kadar saygı duyuyorum sana. Onun verdiği değer kadar değerlisin. Gözlerine baktığımda görmeliyim; okyanusların derinliklerini, dünyayı, gezegenleri. Ellerini uzattığında anlamalıyım; tarihimi, geçmişimi, atalarımızın bizler için yaptıklarını. Ve dudaklarında dökülen her söz belleğime yerleşmeli.

BİR GÜN GÖREVİN KALMALI YADİGAR

Birgün gelmeli. Öyle birgün gelmeli ki, görevin yadigâr kalmalı bana. Verdiğin emeği, sevgiyi, bilgiyi ben de sunmalıyım Mehmetlere, Sevdalara. En güzide bilgiler vererek yetiştirmeliyim onları. Bana “öğretmenim” diyen küçük kalpleri hazırlamalıyım geleceğe…

İşte bu duygularla nesillere ulaşmalı. Öğretmenlik, Sadece 24 Kasımlarda değil, Şubatlarda, Nisanlarda da hatırlanmalı öğretmenin değeri. Toprağın altında gömülü kalmamalı, asırlarca. Bilgi için GÖNÜLLER KAZANMALI BİR ÖĞRETMEN, GÖNLÜNÜ ADAMALI BİR ÖĞRENCİ…

SAYGILARIMLA

çok güzel bir kompozisyon. Bence o öğrenci hediyesini çoktan almış. Allah ona yazma yeteneği vermiş. Haksızlık yapanlardan da elbet hesap soracaktır.

Teşekkürler Öğretmenim...

o Kızımıza Yapılan Muamele Ve O İşe Alet Olan Öğretmemenin Onu Sahneden İndirirken İçi Rahat Mıydı???
hele Orada Bulunan Seyirciler Tavır Koymamaları ....

valla demokrasi deyince mangalda kül bırakmayanların,lafa gelince laf ebeliği yapanların işte görüyoruz anti demokratik uygulamallarını.kızcağızın başındaki örtünün kime ne zararı varsa anlamak mümkün değil. 

Malesef güzel ülkemizde hala böyle çağdışı uygulamalar yaşanıyor.Rabbimiz o insanların sabrını artırır, devlet büyüklerimize de insaf,iz'an nasip eyler inşaallah

Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen kompozisyon yarışmasında birinci olmuş. Öğretmeni, eğitimi en iyi o anlatmış.
İlçenin eşrafı eksiksiz törende. Kaymakamdan garnizon komutanına kadar, yok yok. Heyecanla ödülünü almak için kürsüye çıktığında öfke dolu bir ses: 'İndirin onu'. Bu devletin sesi olamaz.

Kendini devlet sanan birilerinin sesi. Sahibi önemli değil. Komutan ya da kaymakam. Kamusal alan saçmalığının geldiği son nokta işte bu. Tevhide'nin tek suçu başındaki örtü. Derdest edilmesinin tek sebebi... Belli ki bu muameleyi sadece Tevhide değil kimse beklemiyor. Salonda büyük bir şok. Genç kız çaresiz.

Yaşadıkları karşısında hıçkırıklara boğulmuş. Boynu bükük, gözü yaşlı fotoğrafları birkaç gündür gazete sayfalarında. Bütün masumluğu yüzüne yansımış. Bu görüntü yıllar yılı unutulmayacak. Hafızalara kazındı çünkü. Baktıkça insanın içini acıtıyor. 'İndirin onu' komutu da Tevhide'nin gözyaşları da hep hatırlanacak.

Devlet 15 yaşındaki kızın örtüsünden bu kadar korkar mı? Devletin böyle öfkesi olur mu? Bir genç kıza böyle davranacak kaç devlet var dünyada? Sırf başı örtülü diye 15 yaşındaki kızı ağlatan devlet görüntüsü yakıştı mı Türkiye'ye? Maalesef resmi törenler veya özel günler dolayısıyla düzenlenen resepsiyonları fırsat bilerek sırf başörtülü eş yüzünden çıngar çıkarmayı hedefleyen kesimler var.
15 yaşındaki bir genç kıza bu ağır şoku yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Nedeni başörtüsü veya başka birşey olsun, fark etmez. Özellikle kendini devletin yerine koyanların çok daha dikkatli davranması gerekir. ...

Zaman gazetesi yazarı Mustafa ÜNALın yazısından alıntı .

Türkiye de gerçek manada demokrasi ve hürriyeti hazmedemeyen yada kabullenmek istemeyen bir zümre var.Çünkü kendilerince yasaklar üzerine bir dünya kurmuşlar,ve hiç bitmeyecek zannediyorlar..

Türkiye de magazinel olaylara ya da gazetelere yansıyan olaylardan kaç tanesinin faili baş örtülü.Ya da içi boşaltılan bankarın kaç tanesi başörtülüleri köşe yaptı.Gayri ahlaki 3.sayfa haberlerine kaç tane baş örtülü konu oldu..

İnsanların kılık kıyafetleri ile küçük insanlar uğraşır.İnsan giyimleri değil fikirleri ile değerlendirilmeli..

Kendisine her türlü yaşamı hürriyet sayıp,diğerine sen sadece bunu yapabilirsin,yada benim istediğim şu şekle girebilirsin demek hem tahammülsüzlük,hem saygısızlık,hem kişisizlik,hem hogörüsüzlük,hem despotluk, hem de eğitimsizliğin kaba bir ölçütü değil mi..

Hocam aynen sizlere katılıyorum çok güzel temas etmişiniz söyleyecek bir şey bırakmamışınız Allah razı olsun.

sevgili öğretmenlerim geleceğin komutan ve kaymakamlarını biz yetiştiriyoruz.inşaallah onlar bu insanlar gibi yapmazlar.

Orda o  kıza yapılan tamam yanlış ama kurallar neyse onun uygulanması gerekir ..........Eğitim öğretim kurumlarında türban yasaksa ne için türbanlı kız oraya çıkarıldı toplumu zıtlaştırmak ve türbana karşı olan hassasiyeti artırmak için mi..........

Halilabacı  Öğretmenim...

kuralar Neyse O Yapılır  Diyorsun Kuralı Koyan Kim

biz Eğitimci Olarak Bu Haksızlığa Karşı Durmazsak Öğrenciye Ne Hak Ne Hukuk Nede Demokrasiden  Bir Şey Anlatmamamız Gerekir....
 

Orda o  kıza yapılan tamam yanlış ama kurallar neyse onun uygulanması gerekir ..........Eğitim öğretim kurumlarında türban yasaksa ne için türbanlı kız oraya çıkarıldı toplumu zıtlaştırmak ve türbana karşı olan hassasiyeti artırmak için mi..........

sevgili öğretmenim hak haktır.o kardeşimizin yazısı 1. liğe layık görülmüş ne olursa olsun öylesi bir muamele çok ağır.

1.Bu öğrencinin birincilik aldığı kompozisyon,öğretmenler günü etkinlikleri çerçecesinde alınmış bir bir biincilik.
2.Alan İmam Hatip Lisesi öğrencisi.
3.O binbaşıda,o kaymakam da orada sadece misafir olarak bulunuyorlar ve milli bayram dahilinde değil.
4.Orası,neredeyse bir sınıftır artık ve öğretmenler kendileri için yazılmış ve birinci olmuş bir eseri dinleyecekler.
5.Atatürk,öğretmenin olduğu bir sınıfta,cumhurbaşkanı bile ondan aşağıdır demişmi dememişmi?
6.Orası oru evi de değil,kaymakamlıkta değil,öğretmenevi.
7.Öğretmen evlerine başörtülü girmek ne zamandan beri yasak olmaya başladı?
8.O çocuk gittiğinde ve makamına girdiğinde,ilçe milli eğitim müdürü öğrenciye başını açtırıyormuymuş?
9.Oradaki öğretmenler rahatsız olmadıkları halde,öğretmenler gününde ve öğretmenlerin olduğu bir mekanda binbaşıya veya kaymakama ne oluyormuş.
10.Bu ülkede demokrasi varsa,binbaşı kim oluyormuş.Orada bir suç işleniyorsa,gider dilekçesini yazar,savcılığa baş vurur ve gereğinin yapılmasını rica eder.
Çünkü genel kurmay başkanı da olsa,kanunlar önünde boynu kıldan ince olmalıdır.Kendisinin kanu  uygulayıcı olmaya hakkının olduğunu kim söylemiş.

Çanak tutanlara:Öğrencilere sorgulamacı ve araştırmacı bir tutum içinde olmaları gereken yeni eğitim ve öğretim sistemini uygulatmak isteyen milli eğitim bakanı,öğrenciler sorgular da araştırırda ama önce karşılarına kaba kuvvetle çıkan ve kendilerini bir halt sananlarıda eğitmek için bir sistem geliştirmelisiniz.
İsterseniz,yeniden onları ilköğretim 1.sınıfa kaydettirmekle başlayabilirsiniz.
O binbaşıda ancak 250 kişinin başı olabilir çünkü,eline gelen askerlerrin %75 nin anasının başı kapalı.
Doğuda veya güneydoğuda oldukları zaman askeri gayrete getirmek için o kızdan daha fazla müslüman kesiliyorlar.
Ama batıya gelince bir anda,masonlaşıyorlar ve en ala yahudi uşağı oluyorlar.
Yazıklar olsun bunlara meydan veren sisteme ve o sistemi yaratanlara.
Bir zamanlar bunların ataları,27 mayıs devriminden sonra,hayvan damlarında  bile Kuranı kerim aramışlar,yakmak için.
Kurtuluş savaşında gazi olmuşlar ağlayarak anlatırlardı.

1.Bu öğrencinin birincilik aldığı kompozisyon,öğretmenler günü etkinlikleri çerçecesinde alınmış bir bir biincilik.
2.Alan İmam Hatip Lisesi öğrencisi.
3.O binbaşıda,o kaymakam da orada sadece misafir olarak bulunuyorlar ve milli bayram dahilinde değil.
4.Orası,neredeyse bir sınıftır artık ve öğretmenler kendileri için yazılmış ve birinci olmuş bir eseri dinleyecekler.
5.Atatürk,öğretmenin olduğu bir sınıfta,cumhurbaşkanı bile ondan aşağıdır demişmi dememişmi?
6.Orası oru evi de değil,kaymakamlıkta değil,öğretmenevi.
7.Öğretmen evlerine başörtülü girmek ne zamandan beri yasak olmaya başladı?
8.O çocuk gittiğinde ve makamına girdiğinde,ilçe milli eğitim müdürü öğrenciye başını açtırıyormuymuş?
9.Oradaki öğretmenler rahatsız olmadıkları halde,öğretmenler gününde ve öğretmenlerin olduğu bir mekanda binbaşıya veya kaymakama ne oluyormuş.
10.Bu ülkede demokrasi varsa,binbaşı kim oluyormuş.Orada bir suç işleniyorsa,gider dilekçesini yazar,savcılığa baş vurur ve gereğinin yapılmasını rica eder.
Çünkü genel kurmay başkanı da olsa,kanunlar önünde boynu kıldan ince olmalıdır.Kendisinin kanu  uygulayıcı olmaya hakkının olduğunu kim söylemiş.

Çanak tutanlara:Öğrencilere sorgulamacı ve araştırmacı bir tutum içinde olmaları gereken yeni eğitim ve öğretim sistemini uygulatmak isteyen milli eğitim bakanı,öğrenciler sorgular da araştırırda ama önce karşılarına kaba kuvvetle çıkan ve kendilerini bir halt sananlarıda eğitmek için bir sistem geliştirmelisiniz.
İsterseniz,yeniden onları ilköğretim 1.sınıfa kaydettirmekle başlayabilirsiniz.
O binbaşıda ancak 250 kişinin başı olabilir çünkü,eline gelen askerlerrin %75 nin anasının başı kapalı.
Doğuda veya güneydoğuda oldukları zaman askeri gayrete getirmek için o kızdan daha fazla müslüman kesiliyorlar.
Ama batıya gelince bir anda,masonlaşıyorlar ve en ala yahudi uşağı oluyorlar.
Yazıklar olsun bunlara meydan veren sisteme ve o sistemi yaratanlara.
Bir zamanlar bunların ataları,27 mayıs devriminden sonra,hayvan damlarında  bile Kuranı kerim aramışlar,yakmak için.
Kurtuluş savaşında gazi olmuşlar ağlayarak anlatırlardı.

doğru söze ne denir? kelimelerinize sağlık nikel öğretmenim

Başörtü bir mesele olmaktan çıkarılmalı artık.Çok daha büyük sorunlarımız var bizim.Kim oy verip çözüm bekliyorsa bu konuda yetkililere sesini duyurmalı diyorum.Birçok kişi bu sorun çözülür diye güvendi hatta ikinciye şans verdi.Şimdi yetkililer bu sorunu çözmeli...Yoksa o kadar kişi onları alaşağı eder.Gencecik bir kızın duygularını inciltmeye ne gerek vardı.Onun duyguları başındaki örtüde mi ki çıkarınca bitsin.Yetti artık ne terör bitti,ne ekonomi düzeldi,nede özgürlükler sağlandı.