Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Alev Alatlı'nın 'Nuke' Türkiye! • Türkiye'ye nükleer bomba! kitabından alıntı :
Öyle görünüyor ki, sevgili dostum, bir Türk entelektüeli, her şeyden önce, milletinin eşsiz ve yekpare olduğuna inancı tam bir ethnocentric (Ethnocentric: kişinin kendi ırk, millet ya da kültürünün herkesinkinden üstün olduğu şeklindeki ruh hali.) ve ülkesinin 'kuşatma altında' olduğunun bütünüyle bilincinde, bir xenoghobic'tir.(Xenoghobic: Yabancılardan korku ya da nefret duygusu. Yabancı düşmanlığı ve korkusu,)
Şunu mütalaa et:
'Kuşatma altında olan pek az millet vardır. Biz bunlardan biriyiz. Komşularımıza bakın...
Ya ideoloji yüzünden ya tarihin acı mirası yüzünden ya da yakın zamanlardaki çatışmalar yüzünden, dört bir yanımızdaki devletler, üstümüze çullanmaya hazırdır.
Sınırlarımız ötesinde, Almanya bizi sevmez, Fransa nefret eder, İngiltere küçümser.
Dost ve kardeş bellediğimiz Amerika, kendi çıkarlarına göre, bize üvey muamelesi yapar, basit politika oyunları uğruna bizi rahatça harcar.
Düşmanımız çok (Pakistan ve Bangladeş hariç), dostumuz yok denecek kadar az.
NATO'da sığıntıyız. İslâm devletleri topluluğunda kuşkuyla karşılanıyoruz. Ne Batılıyız ne Doğulu. Ne Avrupalıyız ne Asyalı.
Ne sağcıyız, ne solcu. Ne güreşçiyiz, ne basketbolcu. Sosyalist blok karşımızdadır. Tarafsızlar, bizi aralarına almaz.
Asya-Afrika devletleri topluluğu bize hep soğuk davranır. Düşük kaliteli işler için bizim insanlarımıza ihtiyaç olduğunda, Almanya can ciğer dostumuzdur.
İkdisadi durumu biraz bozulursa, aynı Almanya, Türk düşmanı oluverir.
Kore'de kanımızı dökersek, Sovyet sınırında Batı âlemi için göğsümüzü siper edersek, topraklarımıza en tehlikeli füzeleri buyur edersek, Amerika dostumuzdur.
Ama, Kıbrıs'ta soydaşlarımızı korursak, aynı Amerika bize sırt çevirir. Seçim menfaatleri için, Ermeni lobisine boyun eğip, bağrımıza hançer saplar.
Geçenlerde, Milliyet, Türkiye'yi baskı altında tutan dış kuvvetlerin Reha Muhtar tarafından yayımlanan bir listesini yayımladı.
Yaman bir listedir o! Ama izninizle, birkaç başka baskıyı da eklemek gerek:
Sosyalist blok, tümüyle karşımızdadır. Pakistan ile dostluğumuz ve başka nedenlerden, Hindistan karşımızdadır.
Kendi azınlıklarının bağımsızlık istemesinden korkan birçok devlet, Kıbrıs sorunu yüzünden karşımızdadır.
Belli başlı birkaç Batı devletinde (özellikle Birleşik Amerika'da) Araplara yakınlaşmamıza öfkelenen Musevi lobileri, bize gizli kapaklı hareketlere girişmeye başlamışlardır.
Türkiye'ye ve Türklüğe düşmanlık artmakta, birleşik cephe genişlemekte, yıpratıcı ve saldırgan güçler çoğalmaktadır.
Cumhuriyet tarihimizde hiçbir vakit, bugünkü gibi abluka altında kalmadık. Gerçi savaşta değiliz. Dostumuz yok değil.
Düşmanlarımız topla tüfekle saldırmıyor. Ama, dört bir yandan kinle, nefretle sarılmış durumdayız. Düşmanca duyguların kuşatması altındayız.' Bu, Bay Halman'dı.
Bay Barlas, Bay Halman'ı teyit etmektedir,
İsveç, Türkiye'yi hedef alan ayrılıkçı terörist grupların seslerini yükselttiği bir arena niteliğindedir.
Çağdaş, uygar ve özgür İsveç, belki de bilmeden, uluslararası bölücülük ve şiddet hareketlerine kucak açmıştır.
Bir dönemde Bulgaristan, silah ve sigara kaçakçılarını dolar kazanmak için destekliyordu.
Şimdi de İsveç, özgürlük ticareti uğruna, 50 milyon Türk'ün hayatına kasteden ayrılıkçı grupları besleyerek Bulgaristanlaşmakta, Suriyeleşmektedir.'
Bay Halman, devam ediyor,
'Yakın gelecekte, bu üzücü durum değişmeyecektir, sanırım. Bize karşı takınılan olumsuz tavırların bazılarının kökleri tarihtedir. Çok ulusla savaşmışız. Çok ulusa egemen olmuşuz.
Eskiden tahakkümümüz altında olanlar şimdi fırsat buldukça veryansın ediyorlar bize.
Karşımızda niçin bu kadar geniş bir cephe var? Çünkü biz başka hiçbir ulusa benzemeyen, eski deyimle, nevi'i şahsına münhasır, yeni deyimle, türü kendine özgü bir milletiz.
Müslüman âlemini düşman gören bazı Hıristiyan uluslar, bizi de Müslüman devlet olarak karşılarına alıyorlar. Buna karşılık, İslâm âleminde, laik Türkiye'yi tam Müslüman saymayanlar var:
Üstelik, israil'le diplomatik ilişkiler sürdürmüş olmamızı affedemiyorlar.
Bay Çetiner de, Bay Halman'ı teyit etmektedir,
Talât Sait Halman (7 Temmuz 1931, İstanbul - 5 Aralık 2014, Ankara), Türk şair, yazar, çevirmen, akademisyen, diplomat, siyasetçi.
1971’de Türkiye’nin Kültür Bakanlığı'nı kuran ve ilk Kültür Bakanı olarak yöneten kişidir.
12 Eylül darbesinden sonra Türkiye’nin yurt dışındaki kültür faaliyetlerini organize etmesi için Dışişleri Bakanlığı Kültür Elçisi olarak görevlendirildi.