Keşke;
-Eşinin yanına gidemeyen öğretmenler duayla gidebilse,
-Atanamayan öğretmenler duayla atanabilse,
-Borcu olanların borcu dua ile giderilebilse,
-Sağlıkğı bozuk olanların sağlığı dua ile düzeltilebilse.
Ama olmuyor arkadaşlar. Kendimizi kandırmayalım.
Ayrıca Allah herşeyi görüyor. Bizler kötü birine dua etsek de o kişi cennete mi gidecek, Allah onun yaptığı kötülükleri sırf biz dua ettik diye görmezden mi gelecek?
Dünyevi işler dua ile oluyor olsaydı:
-İslam ülkelerindeki okuma yazma oranı %45 gibi az seviyede olur muydu?
-Bu kadar trafik kazasında insan ölürmüydü?
-Öğretmenler bikaç yıl eşinden ayrı yerlerde çalışmak zorunda olur muydu?
vb... vb.......
Öğretmenim dua etmek bir ibadettir. Çünkü dua eden bilir ki: Birisi var onun her derdini işitir, duyar. Ama edilen dua illa aynen olacak diye bir şey yok. Çünkü Cenabı hak bazen duayı aynen kabul eder, bazen daha iyisini verir. Bazen onun için hayırlı olmadığını bildiğinden hiç vermez.
Mesala: Birisi bir erkek çocuğum olsun diye dua etti. Cenabı hak ona Hz Meryem gibi bir kız çocuğu verdi. Şimdi o adam diyebilir mi ki duam kabul olmadı. Hayır, duası daha evla bir biçimde kabul edildi.
Hem bir hasta doktoru çağırsa, bana şu ilacı ver dese... Doktor onun hastalığını bildiğinden onun sağlığı için başka bir ilaç verse, hasta doktor beni dinlemedi, dediğimi yapmadı diyebilir mi?
Madem Cenâb-ı Hak Hakîmdir. Biz Ondan isteriz, O da bize cevap verir. Fakat hikmetine göre bizimle muamele eder. Hasta, tabibin hikmetini itham etmemeli. Hasta bal ister; tabib-i hâzık, sıtması için sulfato verir. "Tabip beni dinlemedi" denilmez. Belki âh ü fizârını dinledi, işitti, cevap da verdi, maksudun iyisini yerine getirdi.