Hayırlı günler dilerim.
* Çok sevdiğim bir söz vardır:
- Tüm genellemeler yanlış sonuçlara ulaştırır, hatta bu genelleme bile "Herkes biliyor ki, maalesef katma değer üretmekte sorun yaşıyoruz." tanımlamasına katılmıyorum.
Bu cümlenin doğruluğunu kanıtlayacak bir veriye sahipseniz paylaşırsanız memnun olurum.
* "Kâr oranı düşük bir çok ürünümüz var."En değerli şeyler kâr oranı düşük olan şeyler ise bu kötü bir şey midir?
Sizce tarım ürünleri kâr oranı düşük ürünler midir?
Bir çok kişi ülkemizde tarım ürün fiyatlarının yüksekliğinden şikayet eder.
Bunun sebebinin tarım ürünlerinin yüksek kârlarla ihraç edilmesi olduğu akıllarına bile gelmez.
* Aselsan cep telefonu üretmeye başlamıştı yıllar önce,biz sahip çıkmadık. Başka bir ülke olsaydı üretime devam edebilirdi.
Biz mi sahip çıkmadık yoksa Aselsan pazarlama yapmayı mı beceremedi?
Başka bir ülkenin bizden ne üstünlüğü var da onlar üretime devam edebiliyor biz devam edemiyoruz?
Başka ülkelerde üretimi sonlandırılıp, bir başka ülkede üretime devam edilen ürünler yok mu?
* Ancak markalaşma olmazsa,üretim pastasını büyütemezsek rekabetle beraber belki işsizlik de olacaktır.
Üretim pastasının büyümesi için markalaşma zorunlu mudur?Başkaları markalaşarak büyüyor diye büyümenin TEK yönteminin markalaşma olduğunu kabul etmek zorunda mıyız?
İşsizlik tek bir sebebe bağlanamaz. İşsizliği etkileyen tüm faktörler dikkate alınmalıdır.
* Kaç tane markamız var dünyada?
Sayısını bilmiyorum
Bildiğim bir şey varsa,
marka olmayan şeylerin (genellikle) daha ÖNEMLİ olduğudur.* İhracat yapmak için de ithalat yapmak zorundayız.
Bu bize özgü bir problem midir? Dünya üzerinde ihracat yapmak için ithalat yapmayan bir tek ülke var mı?
Ticaret karşılıklı yapılan bir işlemdir. Bilinenin aksine dış ticarette mal takası çok yaygındır.
Yani siz bir ülkeye bir ürün satacaksanız o ülkeden mal almanız hemen hemen zorunludur.
* İthalat,ihracattan fazla ve bu çok uzun bir süredir devam ediyorsa kimi tüccarlarımız dışarısı için çalışıyor demektir.
Ülkemizde ithalatın ihracattan fazla GÖRÜNÜYOR olmasının temel sebebi ithalatımızda ENERJİ kaleminin çok yüksek olmasıdır.
Ülkemizde ihtiyacımızı karşılayacak miktarda enerji kaynakları mevcut değildir.
Yaşadığımız dönemde en çok kullanılan enerji türü petrol ve doğalgazdır.
Bu iki tür enerjide ülkemizde çok az miktarda vardır.
Yakın zamanda Dünya'nın en büyük petrol arama platformları ile Karadeniz'de aramalar yapılmış ve bulunamamıştır.
Bu şekilde EN YÜKSEK İHTİMALLİ petrol ve doğalgaz rezervimizin
olmadığı anlaşılmıştır.
Bir çok kişi ısrarla
YENİLENEBİLİR enerji kaynaklarına yatırım yapılması görüşünü savunmaktadır.
Ülkemizde yaygın olarak kullanılabilecek YENİLENEBİLİR enerji kaynağı güneş enejisidir.
Türkiye güneş enerjisi konusunda araştırmalara en fazla yatırım yapan ülkelerden biridir.
Fakat bugüne kadar bu enerjinin yaygın ve EKONOMİK kullanımına imkan verecek bir çözüm üretilememiştir.
İki kişi taşıyacak güneş enerjisi ile çalışan otomobiller üretilmesi bile mümkün olmamıştır.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde güneş enerjisi ile ilgili çalışmalar hakkında detaylı bilgi mevcuttur.
HES (Hidro elektrik santralleri) konusunda kamuoyunda yapılan tartışmaları izliyorsunuzdur.
Türkiye'nin enerji BAĞIMLILIĞINDAN kısa sürede kurtulması için tek yöntem Nükleer enerji olarak görülmektedir.
Bu konuda oluşturulmaya çalışılan kamuoyu baskısının sebepleri üzerinde de düşünmek gerekir.
Bir tek nükleer santral bile ülkemizin ithalat - ihracat dengesini sağlamak için yeterli olacaktır.* Elbette ki iyi yetişmiş insan refah seviyesi yüksek ülkeyi daha kolay tercih edebilecektir. Belki orayı daha fazla sevecektir.
İyi yetişmiş insanların yaşama yeri olarak refah seviyesinin yüksek olmasını tercih ettikleri sanmıyorum.
Bence o insanlar kendilerini geliştirebilecekleri çalışmalar yapabilecekleri ortamlarda yaşamayı tercih ediyorlardır.
Bu ortamları sevip sevmemeleri onlar için önemli değildir. Bu husus TECRÜBELERİME dayalı kendime has görüşümdür.
Bir veriye dayanmamaktadır.
* Ben birkaç yıl önce kulüp çalışmalarında araştırma görevi verdim.
Markalaşma,enerji ve diğer kaynaklarımızın araştırılmasını istedim.
Öğrencileri küçük yaşta üretime yönlendirebilirsek,kısa da olsa bir çalışmanın içine katabilirsek faydalı olabilir.
Bu amaca yönelik uygulamaların sürekli yapılması gerekmez mi?
Yetişkinler üretim yapmıyorsa, küçükler üretim yapmayı nasıl öğreneceklerdir?
Bir süre önce forumda -Ne üretiyorsunuz?- başlığıyla bir konu açmıştım.
Konuya yazılan bir kaç cevaptan aklımda kalan tek cümle :
- Tembellik üretiyorum.