Hocam yazdım yazdım sildim. Belki yanlış anlaşılabilirim diye.Kısaca şunu diyeyim. (Eğer Bilsemde görevlendirme ile çalışacak olan geçici öğretmen ayrıyetten bir ücret alacaksa) Yenilikçi olmayan,okulda standart bir eğitim veren, teknoloji ile alakası olmayan,gerekli etkinlikleri hazırlamayan, materyalle alakası olmayan,çocukların zekasal ihtiyaçlarını anlayamayacak birinin bu teklifi ek ücret için kabul edebileceğini düşündüm. Bundan rahatsız oldum. Bahsettiğim bu özellikler normal bir öğretmende de olmamalı belki ama öğretmen seçim kriterleri buna elverişli değil sanırım şu an.
Sonuçta seçilen çocuklar belirli bir kriterlere göre seçiliyor,öğretmen de bu kriterleri karşılayabilecek özellikte olmalı. Bazen duyuyoruz mesela bir öğretmen diyor ki hiç beklemediğim bir öğrenci Bilsem'i kazandı diye ya da tam tersi kazanır denilen çocukların kazanamadığı oluyor. Çoğu öğretmen seçilen bu çocuklarda nasıl bir farklılık arandığını bilmiyor kendim dahil.
hocam bu tip öğrencilerin dünya genelinde en sık karşılaştıkları durum tespit edilememe zaten. bizim ülkemize has bir eksiklik değil. bizim eksikliğimiz osmanlı döneminde enderunla başlayan cumhuriyet döneminde devam eden ve nedendir bilmem 1970'li yıllarda birden ortadan kaldırılan özel yetenekli öğrencilerin eğitimi noktasındaki hatalarımızdır. şu anda özel yeteneği tespit edilen öğrenciler sadece belli noktalarda eğitim alabiliyorken önce öğretmeni konuşmak haksızlık olur.
bakanlığın öğretmen seçimindeki bana göre tek hatası mülakattır. yoksa ek 1 dedikleri değerlendirme kriterlerini karşılayan ve bu puana göre mülakata çağırılan öğretmenler bilsem de çalışmayı hak etmişlerdir. dediğim gibi puanı yüksek olup mülakatta elenen varsa bu da bakanlığın hatasıdır. yani öğretmenlerin yetersiz olduğunu düşünmüyorum. bilsemde çalışmaya istekli görevlendirme öğretmenlerin de bilsemin farkında olduğu için yapacağı işe canla başla sarılacağına inanıyorum.
dünyadaki paradigma dönüşümünü kaçırırsak yine bazı şeyler için geç kalmış olacağız. pozitivzmin etkisinden çıkıp post-pozitivist paradigmanın hakim olmaya başladığı dünyada öğretmen yeterlilikleri de değiştirilip dönüştürülmelidir elbette. bu konuda size katılıyorum. her öğretmenin bilsem değerlendirmesine girebilecek düzeyde olması gerekir. yüksek lisans, yayımlanmış makale, ulusal, yerel veya uluslararası projelerde yer alma vs. gibi kriterler tüm öğretmenlerin ortak paydası olmalı. artık 4 yıl süren eğitim fakültesi eğitimi ihtiyaca cevap vermekten uzak.
biz kendimizi eleştirmiyoruz. eleştirmezsek ilerleyemeyiz.