Yepyeni umutlarla başladığımız yeni bir öğretim yılı hakkında yine her zamanki gibi çok şey söylendi,çok şey yazıldı,çizildi.Nutuklar atıldı,vaatler verildi,umutlar dağıtıldı..Oysa aynı masalın en acılı sayfasında birer gizli kahraman olarak kalakalmış uzak dağ köyü öğretmenlerimizin yalnızlığını,bir başına bırakılmışlığını,daha güzel yarınlar uğruna nelere katlandıklarını hiç mi hiç dile getiren olmadı nedense…
Bugün , Anadolu’nun en ücra köylerinde tek başına ,çetin bir coğrafyanın yarattığı bütün olumsuzluklara karşı meydan okuyan,yine güzel yurdumun hoyrat bakışlı çocuklarına umut olmayı kendine en kutsal ödül sayan köy öğretmenlerimiz vardır biliyor muydunuz?
An gelir öğretmen olur onlar,an gelir,okulun hademesi,belki de emeği taşa çalan usta misali, yürekli birer işçi.An gelir sosyolog ,an gelir doktor,an gelir hemşire olur onlar ve kimbilir hangi an gelir, istese de kendisi olamaz, öğretmenlik köydeyse “kaybolmaktır” biraz..Bazen de alını yitirmiş,yitik köylü çocuklara adadığı türkülerle başlı başına yaşamın şairi..
Mısra yakarlar bazen,bir çobanın kavalından süzülen ritmik ezgilere eşlik eder gibi…..
O öğretmenler ki,her biri yüreğinde kocaman sevdalar yaşatır bilemezsiniz…Soğuk okul lojmanlarında çoğu zaman aç,susuz,kimsesiz,günlerce ve hatta aylarca sevdiklerinden bile habersiz kalır onlar..Bir gün olsun,onların bu çetin zorluklara olan isyanını duymazsınız hiç.Bir tek gün olsun,”yeter bu yalnızlığım,yeter bir başına bırakılmışlığım” dediklerine şahit olamazsınız .Çünkü onlar iyi yürekli, fedakar, idealist ve inançlı birer köy öğretmeni,köylü çocukların ellerinde beliren yepyeni hayallerin başka adı..Yalnızlığın duvarına hasretin,yokluğun,çaresizliğin resmini işlerler durmadan.Elektriksiz geçen gecelerin zifiri karanlıklarında, doğup gelecek olana inançla sımsıkı sarılan,bir coğrafyayı baştan sona ısıtan ve ışıtanın nelere baskın geleceğini çok iyi bilenlerdir onlar..…
Susuz kalırlar suyu olmayan köylerde ve dudaklarında tuhaf bir gevreklik görürsünüz köy okulunda,ya da onlara yakalandığınız her yerde.Alınlarında müthiş bir berraklık ve onlarda o yürek oldukça,bir gün mutlaka bu yoksul ve her şeyden yoksun kalmış köylü çocukların da amele yanaklarında gülücükler belirecektir,belki vakitli,belki vakitsiz.Bazen de ”etrafına ışık olur mum misali erime pahasına”.
Onlar birer “çoban yıldızı”,sarp kayalıklarda açan yüreğimizin gülü,nergisi binlerce köy öğretmenleri.Belki uzaklarda sesi duyulmaz,sönük gibiler ama, coğrafyaları aydınlatacak kadar bilgili,iklimler değiştirecek kadar sımsıcak yüreklidirler. Karanlıklara inat ve haziranlarda yağan ikindi yağmurlarıyla daha bir gür yeşerecektir onlar.Çünkü biliyoruz ki yurdum allı yeşilli,yurdum uçsuz bucaksız,dağıyla,taşıyla,ovasıyla,yayla yayla bizim memleketimiz…Hani daha küçücük yaşımızda şarkısı vardı ruhumuza belletilen.
“Orda bir köy var uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.”
Ben de diyorum ki hiç bilmesek de,görmesek de suda damla,gökte yıldız kadar köylerimiz,orada göğün mavisine durmadan umudun türküsünü haykıran birer “çoban yıldızı” gibi köy öğretmenlerimiz var.”
-ALINTIDIR-