Öğretmen Dediğin Nedir ki ?
Öğretimin İlkine kapak attığım günü aradan çok uzun yıllar geçmesine karşın halâ hatırlıyorum. Boyunda bir yaka, üzerimde mavi bir önlük, sırtta defter ve kitabın, elde zeytin, peynirin olduğu çantalar, tutmuşum anamın elini doğru okula....
Kalabalık mı kalabalık bir sınıf, bir köşeden çocuklarını izleyen ebeveynler,ağlayan sızlayanlar,eve gitmek isteyenler çocuklar cabası. Bense sırada sus pus oturduğumu hatırlarım. Sonrasında sınıfa giren uzun boylu kısa saçlı, halka küpeleri olan gözlerinden ateş çıkarırcasına bakan mavi gözlü kadın öğretmeni unutmak mümkün değil ve sonrası malum
Öğretmen kavramı ve bireyi ile ilk tanışmam bu yıllara dayanır ve tabi sizlerin de öyle. Beri yandan merhum Kemal Sunalın ( ışıklar içinde yatsın) Öğretmen filminin ilk yayınladığı yılların da o döneme denk gelmesi ile öğretmene daha farklı bir açıdan baktığımı söyleyebilirim.
Geçim sıkıntısı çeken,ek iş yapan,ay sonunu getiremeyen memur imajı gibi, uzar gider bu düşünceler. Bense ilk ve orta öğretimim olsun, üniversite hayatım olsun hep farklı bir gözle baktım öğretmenlere.
Ya peki Öğretmen dediğin nedir diye sorsam sizlere? Kalabalık sınıflarda, şımarığı olsun , içine kapanığı olsun el kadar çocuklara gürültü patırtı arasında çok şey öğreten;iş orta öğretime gelince ergenliğin,aile ve toplumsal erozyonun getirisi ile saygısızlaşan, laf dinlemeyen bireylere laf anlatmaya çalışan, kimi zaman saygı gören, çoğu zaman tepki çeken,saldırıya uğrayan,şehit düşen,sözleşmeli kadrolu ayırımına maruz kalan, en yüceside Atatürkün değerini bildiği el üstünde tuttuğu geleceğin doktorlarını, mimarlarını, mühendislerini temelden yetiştiren ilim insanlarıdır onlar oysa
Her 24 Kasımda ellerini öptüğümüz, çam sakızı çoban armağanı misali gönüllerini hoş tuttuğumuz öğretmenlerimiz onlar.
Son olarak,yeni neslin öğretmenlerinin hem şanslı hem de işlerinin çok zor olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Teknolojinin gelişmesi ile akıllı sınıfların olduğu okullar, online karneler, dersler kısacası teknolojinin çığır açtığı 2000lerin öğretmenleri çok şanslı.
Diğer yandan da toplumsal yozlaşma ve erozyonun günden güne arttığı, saygı nın sadece sözlükte yer alan bir kelime olarak kaldığı günümüzde onların biraz daha zorlandıkları aşikar.
Yüce Atatürkün bir sözü ile yazımı tamamlamak istiyorum.
Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. M.Kemal Atatürk
Eren Y.