müfettişler her dönem okulumuza en 3 defa gelmektedirler merkezdeki okullara hiç uğramıyorlar ama bize 50 güne kalmadan geliyorlar.Üstelik bazı köy okulllarımızın arası çok yakın olmasına karşılık benim okula geldiklerinde onlara uğramıyorlar 1 hafta içindede oraya geliyorlar yolluk alıyorlar mı köy okullarına geldiklerinde ?
Yolluk alıyorlar. Km ne kadar fazla ise, yolluk oranı, doğru orantılı artar.
Edit;
( Bu arada bir anım depreşti, yazayım. Müfettişin bir tanesi, çalmaz zannettiğim okul telefonu ile beni aradı. Hocam sizin okulu teftiş etmemiz gerekiyor.
Dedim, buyrun hocam;
Müfo konuştu;
-Sizin okulunuza gelmemiz gerekiyor. Sizin okul çok uzak. 2 yol var hangisi daha iyidir...?
Kendi halim ise şöyleydi;
Saate baktım saat 08:00 Ben bu arada soba yakmaya çalışıyorum; (Yandığında saygıdeğer sobamın huysuz gününe denk gelmişim.) Soba bir türlü yanmıyor, isi yüzüme bulaştı o derece. Elde sobayı yakmak için bir kola şisesi, bir parça, dünden kalma , çıranın yanmamış parçası.
Müdür odasındaki, kırık sandalyeyi nasıl onarayım da nereye oturtayım diye düşünüyorum. Yemeğe götürsem belki, mutluluk fenomenleri salgılanır, eksik kalan nöbet defterini es geçer vaziyette, tuvaleti sormayın, muhtarın evine götürsem diye düşünür hale geldiydim.
Tabi ki bunları telefonda müfettişe karşı anlatamazsınız. Bende dedim, buyrun gelin hocam. Ama saat 09:00 dan önce gelmeyin yolda çok sis olur. Kaza yapabilirsiniz. A yolunu değil B yolunu seçin dedim. (Kafamda bu bana 2 saat kazandırır hesabı da yapıyordum. ) Aslında A ve B yolu geliş süresi beş dakika fark ediyor. Ama B yolu çok çukurlu olduğundan, 15 dakika daha gecikme yaşatıyordu.
Neyse hesapladığımdan da gecikmeler oldu. Ben bir dağ başında, kravatlı birini görmeyeli çok uzun zaman zaman oldu diye düşünüyordum.
Müfettişlerle yaşadığım soluk soluğa macerayı daha önceden burada ayrıntılarıyla kaleme aldığım için tekrar yazmayacağım. 2500 mesaj arasında gidip gelmeler de yoruyor.
Sonuçta, lojmanda 4 tost, 4 ayran, muhtarın son dakika da yetiştirdiği, 4 salça kavanozu ile oldukça başarılı bir de üstüne basmadan geçemeyeceğim, sınıfta, odun sobasında iyi demlenmiş bir çay günü kurtarmamı sağlamıştı. Fakat, hikayenin sonunda, okulun kapanmasını engellememişti. )