Geriye doğru mesajlara baktığımda bugün konu denetmenlerin rehberliği ile ilgili.
Bugün 3 denetmen de bana geldiler 10.30'a doğru. Pencerenin önünden bir Broadway geçti. Arka koltuğun orasında bir ceket askıya asılıydı. Acaba dedim bu kişi, okula mı geliyor. Derse devam ederken kapı açıldı ve sınıfa üzerinde spor bir mont olan birisi girdi. Buyurun, hoşgeldiniz dedim. Hoşbulduk dedi ve kısa bir sessizlikten sonra ben müfettişim dedi.
Diğer 2 müfettişin de birazdan geleceğini söyledi. Kısa bir sohbet ettik. Onlar da bizim buralara bu sene başlamışlar. Rotasyonla gelmişler. Sonra diğer 2 denetmen de geldi. Müdür odası çok soğuk dedim, girmediler hiç oraya. Sınıfın birine oturdular. Geçen senenin rehberlik-denetim yazılarına bakarak bu seneninkini beraber düzenledik bir hocamızla. Bir tanesi 3-4'lere sorular sorarken, diğeri de benim 1-2'lerle ilgilendi. Bol bol yol tarifleri istediler bizlerden. Rehberliğimizin temel konusu buydu. Yaklaşım olarak iyiydiler gerçekten fakat benim 1-2'lere bakan (ilk gelen spor montlu), çok kötü bu 2. sınıflar dedi. Eğer denetime kadar düzelmezse yetersizlikle ilgili rapor tutacağını söyledi. Ben de geçen yıl okulun 5-6 ücretli öğretmen değiştirdiğini ve 16 öğrenciden sadece 1'inin okuma-yazmaya geçtiğini, yeniden bir düzen kurup başladığımı, böyle bir ithamı kabul etmeyeceğimi, Rize'deki öğrencilerimin şimdi derece yaptıklarını söyledim. Moralim çok bozuldu gerçekten ve tüm şevkim kırıldı. Nere mezunu olduğumu sordu. Daha çok çalışmam gerektiğini, okul dışı zamanlarda da çocuklarla çalışmamı söyledi ve kendince yetersiz gördü beni. Ben de bu yaklaşımlarına biraz ters cevaplar verdim artık. Diğer hocalarımız, canımın sıkılmamasını, onun bazı sağlık sorunları olduğu için bundan etkilendiğini falan söylediler. Fakat bu yaklaşımı ve beni böyle yetersiz görmesi hiç hoşuma gitmedi. Artık denetimi bekleyeceğim ve o zaman gereğini yapacağım artık...
10 seneyi bitirdim ve bunun ilk 3 yılı Mardin'de 5 sınıf bir arada okuttum 3 yıl. Ardından 1 yıl Mardin'de 15 köy ve mezranın taşındığı, 530 öğrenci ve 20 öğretmenin olduğu bir okulda müdürlük yaptım tek kişi olarak. Gecemi gündüzüme kattım bu okulda tek başıma. Aynı okulda 2 yıl da hem sınıf öğretmenliği hem de müdür yardımcılığı da yaptım. Rize'ye geçtim, 2 yıl sınıf öğretmenliği yaptım ve öğrencilerim Ocak ayına varmadan tam anlamıyla okuma-yazamaya geçmişlerdi köy okulunda. Ardından 1 yıl müdürlük, 1 yıl da müdür yardımcılığı yaptım. Yaptıklarım ve çalışmalarım hep ortada oldu. Oradakiler hep bunun kıymeti bildiler fakat bugün yaşadıklarımıza bak...
Neden bu kadar yazdım. Çünkü BSO'lardaki denetim ve rehberliklerde hiç iyi bir yaklaşım görmedim. Normal ilköğretim okullarında ise de rehberlik ve denetim diye birşey görmedim.
Geçen yıl gelen 5-6 ücretli öğretmenin ceremesini bu sene ben çekiyorum. Geçen yıl okula sanki hiç öğretmen gelmemiş gibi bir hâli vardı okulun her anlamıyla.
İşte denetmenler gelir, 1 saat bile durmadan giderler, ismini bile bilmezler, hatırlamazlar ama yapacaklarını da yapıp da giderler...
Öğretmenlerin ve yöneticilerin yaptıklarının sorgulandığı bir yerde, denetmenler de iyice sorgulanmalı...
Aynı durumda olduğumu düşündüm de...
Benzer bir olay başıma gelmişti, hatta tartışmalardan sonra teftiş notum 50 (yetersiz) verilmişti...
Sonra nasıl olduysa ilçe milli eğitim müdürü 93 vermişti sicil notuma, sanırım dalgınlıkla
![Mutlu :)](/cdn/sm/default/smiley.gif)
o günden sonra öğrencilere bir türlü motive olamamıştım,
doğuda, yolu, suyu, elektiriği olmayan köyde bu lafları duyunca lanet olsun demiştim...
Ayıp gerçekten...
Size de yürekten geçmiş olsun diyorum,
Fedakar, cefakar, özverili öğretmenim...