Kendimi, neye alışmadığımı sorgularken yakaladım az önce. Günlüğe son yazılanları okuyunca da alışmadığım hiçbir şeyin kalmamış olduğunu fark ettim. Küçük şeylerden mutlu ola ola hayatımdaki tüm zorlukların sıradanlaşması aslında olumlu..
Sular donuk mesela. Takmadım kafaya. Çıkardım çeşmeli bidonumu, doldurdum eskiden kalma damacanaları, güğümleri, bidonları yarısını kendim doldurdum, yarısını doldurttum. Sobanın üstünde ısıtıp ısıtıp kullanacağım artık. Eskiden olsa karamsarlık basardı.. Hayattan soğurdum. Şimdi olağan geliyor artık çünkü bu durumla yaşamaya alışmışım.
Elektrik kesintilerinde de telefonun radyosunu açıp kendimi karamsarlıktan gene kurtardığımı fark ettim. Eskiden olsa duvarları yumruklayasım gelirdi.
Tipi vardı mesela gün boyu. Rüzgarın ıslığını duymadığımı fark ettim.. Çocuklar evlerine giderken arkalarından baktığımı fark ettim acaba tökezleyen yürüyemeyen var mı diye.. Ola ki düşen olursa yardıma koşmak için..
Tatil boyunca buz gibi olan sınıf duvarları bir an önce ısınsın diye gece sobayı yakmak için fazladan bir kova daha hazırladım. Eskiden gece dışarıya çıkmaktan dahi korkardım.
Değiştiğimi görmek güzel geldi bana.. Değişmek istiyor muydum ya da değişmeli miydim çok da bilmiyorum. Ama şu bir gerçek ki zaman törpülüyor bir çok şeyi.. Bu aşamaya gelmek için insanlara ne kadar telkinde bulunursanız bulunun başarılı olamazsınız. Ve insanların bu aşamaya gelmeleri için sanırım dört buçuk yıla ihtiyaç var.. Ölmeyince oluyor demek ki
Birleştirilmiş Sınıf uygulamasının şu an neresindeyim bunun da çok farkında değilim. Ama inanıyorum ki eğer 100 level varsa bu işin sonunda ben 80’in kesin üstündeyim..