Hocam güzel bir konu. Bu konunun ayrıntılı olarak tartışılması gerek.
İsterseniz size bir öğrencimi anlatayım.
Bu öğrencim 1. sınıfa gidiyor. Anne ve babası hem sağır hem dilsiz. Evin tek (erkek) çocuğu. Başka çocuklarının olması neredeyse imkansız (Bazı nedenlerle.)
Bu öğrenci okulda biraz konuşmasını öğrendi. İşte bazı cümleleri:
Örretmenim Ersa yaçımı çekiiy. (Esra saçımı çekiyor.)
Çöşmeyebilirmiyim. (Çeşmeye gidebilir miyim?)
Tüleyebilir miyim? (Tuvalete gidebilir miyim?)
Bu seviyeye gelmesi için çok uğraştım. Şimdi okul öğrenci azlığı nedeniyle kapanmak üzere. Birleştirilmiş sınıfın alternatifi yatılı okul. Bu öğrencinin yatılı okula gönderilmek zorunda kalınacağını bir düşünün. (Taşımalı için imkanlar müsait değil. Malumunuz kar-kış, yolların durumu.)
Yatılı okulların gerçek halini biraz düşünelim. (Çok fazla bahsetmeden. Bu yazıyı öğretmenler haricinde okuyanlar da çıkabilir.) "Baba beni okula gönder." masumane sloganıyla Yibolar "Toplama merkezi" haline getirildi. Kimlerin toplandığını varın siz düşünün. Benim bu öğrenciyi ailesinden koparıp bu toplama merkezine gönderirken gece yatağa girdiğimde nasıl uyuyabileceğimi bilemiyorum.
BİRLEŞTİRİLMİŞ SINIFLAR kanayan bir yara. Ama ne yazıkki alternatifi yok. Özellikle biz öğretmenler bu konuda çok sıkıntı çekiyoruz. Çektiğimiz sıkıntıları anlayan da yok. (Aynı yoldan geçmiş olsalar bile...)
Yine de tavsiyem bu çilehaneyi sabırla, elimizden geldiğince işimizi yaparak geçirmeniz gerekir.
Tüm "Çilekeşlere
" saygılar......