Aslında birleştirilmiş sınıf öğretmenlerine özel bir sohbet odamız var. Orayı parlatmaya ne dersiniz?
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
İlginize vaktinize teşekkürler hocam. Bu formun ilk mesajı ;
(Süleyman hocam ne derdi demiyeceğim, ne demiş ti diyeceğim
)
2016-2017 Birleştirilmiş Sınıflı İlkokulların Günlüğü'nü açmış bulunuyoruz. Bu yıl ayrıca doküman konusu ve müdür yetkili öğretmenlik konusu açmayıp burada tek konuda paylaşımlarda bulunalım. Bu sayede konuda paylaşım zenginliği de olur ve katılım da artar.
Faydalı paylaşımlarda bulunmak dileğiyle...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Değerli Hocamızın, yazdıkları ile (anıyoruz) anacağız.
(Ben de bu yazıyı okuduktan sonra foruma, katılmaya başlamıştım. )
Köyde, tek başına, hayata velilere, yıkık lojmanına, kimsenin yardımcı olmadığı, doğrularımızı ve hatalarımızı göremediği ayrı bir dünya da, yaşamaktayız. İnanın bazı zamanlar Mars'ta ilk koloni kurmuş insanlar gibi hissediyoruz kendimizi.
Burada yazdığımız her mesajdan, sadece bizim ne kadar ciddi olmamız gerektiğini beklemeyin.
Tanımadığınız, kendisini görmediğimiz, insanlar ile, her gün ilçeye veya bir kuruma, vb.. bir yere yazı şöyle mi olacak böyle mi, sayı 300 müydü 500 müydü. (300 , 500 , 300 , 500 , )
Tamam, mesleki olarak işimizi görüyor. Eğitimhaneye bu konuda, çok teşekkürler.
Fakat karşımızdaki tanımadığımız meslektaşların, kişiliğini de merak ediyoruz. Acaba, şaka mı yaptı, hep böyle ciddi midir? Bir tek ben demi aırza? Gerçekten, arkadaş obezmiydi? Acaba mülakatı geçti mi? Her gün kahrını çektiği yerin bir gün fotoğrafını çeker paylaşır mı acaba ?Bugün kızgınlığımı, yorgunluğumu, geçirebilecek, ilaç gibi bir mesaj var mı bana? (gibi gibi düşüncelerle yazıyoruz.)
Şahsen her gün, yazılanları 1'den fazla, yazdıklarımı defalarca okuyorum. Zaten topu topu 30 mesaj vardır. Zaten bu Kahvenin 6-7 daimi üyesi vardır. İnsan hali, bazen o gün tek kelime konuşası gelmez insanın. Tek satır yazası da gelmez. Ama bazen öyle bütünleşiyorsunuz ki, meslektaşlarınıza, aranızda bir sesin o gün oradan ses vermediğini hissedince, sanki bir şeyler eksik gidiyor, sanki o zaman kötü günler dediğimiz, o günleri özler gibi oluyorsunuz. Amacımız, sadece ciddiyet olmamalı. Gün içinde sınıfta yeterince bunu yapıyoruz. Öğrenciler bile, benim gülebileceğime inanmıyorlar. Ama tenefüs arası, o tek öğretmeli, o idare odasına kapandığınızda, bilgisayarın başında, gelen bir mesajla, bazen o tanımadığımız meslektaşımızdan ince bir espri okuyorum, adeta gülmekten komaya giriyorum.
Karı ilk kez gören çocuk gibi,
Bir anda önüne sadaka düşmüş, dilenci gibi,
Sabah sınıfa girince kendiliğinden yanmış soba gibi,
Trafik polisinin yolda herkesi çevirirken sizi es geçmesi gibi,
Savaşa gittiğiniz ilk gün, barış antlaşmasının yapılması gibi,
Şöyle, yapalım. Biz gene bildiğimiz gibi olalım. Siz de üzerinize düşeni yapın. Faydasız gördüğünüz, mesajları silmeye devam edin.