Hep hüznü ve dertleri paylaşacak değiliz ya, o zaman yaz.
Bugün, dün aldığım iyi bir duyumu onayladım.
Geçen sene mezun ettiğim bir kız öğrenci, merkezdeki bir okulda, sınıf birincisi olmuş.
(Okulunun kalitesi düşüktür, notu şişirilmiştir, torpil vardır, özel öğretmen tutulmuştur, babası zengindir, ailesi üniversite mezunudur, okutan abla abi vardır, şeklinde düşünebilir insan, çünkü doğası gereği insan şüphecidir.İşe bakın ki bu tanımların hiç birine uymuyor. İşte bu yüzden incelemeye değer.)
Bende bu duyumun doğru olup olmadığını anlamak için, atladım arabaya.
Ektim, yetişkine okur yazar kursunu,
Gittim taşımalı bu okula.
Akşam 5
Sanki merakımı doğrulamak istedi bir ateş.
Işıklar hala yanıyordu,
İçeride dans içeren bir show da yoktu.
Bir yeni öğretmen-yönetici, kendisi 4 yıllık,
Kendisini istemediği bir yerde bulmuş o da bir anlık,
Selam verdim içeri girdim,
Ayağa kalktı hoş geldin, dedi sefalar getirdin.
Sonrası 3-5 muhabbet,
E- okulda biraz sabret.
Sonra aradığım sayfa açıldı,
Gönlüm biraz rahatladı,
Baktık, sınıf notlarına,
Var mı acaba yanlış duyumlarımızda,
1 yıllık teori bugün doğrulandı,
Köy okulu level atladı,
Öğrenci sınıf 1.si olmuş. (Boşver okul birinciliğini - bu çocuk tüm sınıflara girmiyorki)
Şaşırtan kısmı şu arkadaşlar. Köy okulunda okuduğu halde, bu çocuk, nota okumayı biliyor, onun çizdiği resimleri ben çizemiyorum,
İşin tuhaf yanı bu çocuk köy ve birleştirilmiş sınıf dışına ilk kez çıktı.
İlk okulu, 4 yıl köyde okuldu.
7 öğretmen değiştirdi.
3 ay okul kapandı.
Okul kapandığında, (2 yıl öncesi) diğer aileler, çocuğunu bu yeni ortaokula göndermeye başladı.
Çocuk 3 ay okula gitmedi.
O okula giden bütün veliler, kendilerini övdü, okulu övdü, çocuklarına toz kondurmadı,
Bu çocuğun babası ise, (paragöz olduğunu bu yüzden o taşımalı okula, göndermediği ihtimalini es geçemiyorum, malum insan oğlu şüphecidir... ) ben bu köy okulunda okudum, çocuğumda burada okuyacak benzeri açıklamalar yapmıştı.
Ama, bırakın parayı,paylaşsın çocuğum diye, 1 kalemi, 1 silgiyi, 1 sayfa fotokopi kağıdı bile göndermemişti.
Baba kendisi ile görüşmelerimizde, toz kondurmuyordu kendisine.
Nereden anladım;
Çağırdım; 1 yıldan sonra tekrar okula
Kırmadı geldi kızıyla, 2 gün önce görüştük.
Çok sevindi bayıldı övgüye,
Sanki yaşayan bir La Fontanie masalında ki karga misali,
Çocukla konuşurken, lafı her seferinde getirdi kendisine,
Çocuğun neden sessiz kaldığı, babasının ötüşünden belliydi,
Çocuğun söylemek istediği şey, hep annem vardı yanımda.
Bir çocuğa, bir babaya baktım, ama annesini hiç görmedim.
Anneyi görmedim ama, görünmeyen birisi, bu kadar uzaktan nasıl tesir etmiş, gördüm.
Baskıcı bir baba,
Evden çıkamayan bir anne,
Özgürlüğü çocuklarından arayan bir anne,
Panoya astığımız o eski resimleri atmak yerine, tekrar bakınca, insan bir şeyleri anlamaya başlıyor.