KÜFÜRBAZ RAMAZAN
Ramazan bir aileye evlatlık verilmiş, türlü şımarıklıklarına göz yumulmuş bir çocuktu. Çok geveze, çok küfürbaz. Babası elinden tutar köy kahvesine götürür. Orada yanlarına çağırırlar, “Şuna söv para vereceğim, buna söv para vereceğim” diye türlü maskaralıklar yaptırırlar.
Ramazan 1. sınıfa başlayınca babası benden rica etti. Ramazan’ın nasıl kaba saba bir çocuk olduğunu anlatarak, onu biraz adam etmemi istedi. Ramazan’dan istisnasız her teneffüs şikayet gelirdi. Şikayet konusu: ağza alınmaz küfürler… Bir gün derste :
- Ramazan, dedim
- Haaa, diye karşılık verince
- Bak Ramazan, dedim. Biri sana seslenince “efendim” diye karşılık vereceksin, oldu mu?
- Tamam tamam.
Şimdi ben nasıl davranacağını öğrettim ya bunu davranışa dönüştürmeye çalışayım dedim
- Ramazan
- Efendim
- Ramazan
- Efendim
- Ramazan
- Efendim.
Ben ısrarla ona tekrar ettiriyorum ki iyice öğrensin. Devam ettim.
-Ramazan
Ramazan ellerini iki yana açtı, bana döndü:
- Ne var lan şerefsiz. Ramazan Ramazan… Adımı mı ezberliyosun, dedi.
Ramazan sinirli sinirli söylenerek yerine giderken ben bağıra bağıra gülüşen çocuklarla beraber güleyim mi yoksa Ramazan’a kızayım mı, kararsız öylece kala kaldım.